Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, depremzedeler, TOKİ işçileri ve AFAD gönüllüleriyle Bayraklı'da iftar çadırında bir araya geldi. İftar buluşmasına İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı ve çok sayıda partili katıldı.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, Ramazan ayını kutladı "Böyle dostluk ortamlarında olmayı Rabbim nasip etsin" diyerek açılış konuşmasını gerçekleştirdi.

KURUM: "117 CANIMIZI UNUTMADIK"
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "İzmir depreminde hayatını kaybeden 117 kardeşimize Allah'tan bir kez daha rahmet diliyorum. Rabbim ülkemizi, milletimizi bu tür afetlerden muhafaza eylesin. Bugün bizi ve arkadaşlarımızı sevgi, heyecanla, İzmir'e yakışır kardeşlikle bağrınıza bastınız. Buraya gelen, sevince ortak olan güzel İzmir'in güzel insanlarına teşekkür ediyorum. Bugün İzmir'de kardeşlerimizle bir arada olduk, dertleştik, hasret giderdik ve İzmir bizim için farklıdır, yeri önemi ayrıdır. Deprem sırasında bu sokaklarda hep birlikteydik. Birlikte depremzede kardeşlerimizin yaralarını sardık. Bu sebepten 4 ay sonra yeniden istiklalimizin tapusu istikbalimizin teminat aziz şehirde sizlerle bulunmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Buradan 5 milyon İzmirli kardeşime muhabbetlerimi iletiyorum. Kötü havalarda insan dosta aç olur, bir araya gelse dost dosta ilaç olur, güller tek bir şeye benzemez, öbek olursa başa taç olur diyor Mevlana. Biz hüznü de paylaşarak azaltıyoruz. Burası Bayraklı bundan 2 yıl önce bir oraya bir buraya koştuk. O günleri unutmadık, İzmir'e söz verdik. Yitirdiğimiz canların kimi evinin diğeriydi, Rıza Bey Apartmanında yitirdiğimiz babalarımızı unutmadık, kimi çocuktu. Doğanlar Apartmanındaki yavrularımızı unutmadık. Kimi pencere önünde bekleyen, dilleri dualı annelerimizdi. Erbek apartmanı, Barış Sitesini, Cumhuriyet Sitesini unutmadık. Biz umudu da unutmadık. 91 saat sonra Ayda bebeğimizi kucakladık. O dakikalar itibariyle İzmirliler bir söz daha verdik, çocuklarımızı kurtaracağız ve onlara en hızlı şekilde sağlam güvenli yuvalarını armağan edeceğiz dedik" dedi. 

"YIL SONUNDA EVİNE GİRMEMİŞ DEPREMZEDE KALMAYACAK"

İzmirlilere deprem konutlarının teslimi ile ilgili bilgi veren Kurum, "Sayın Cumhurbaşkanımız geldi diğer illerde ne yapıldıysa İzmir'de hızlıca konutlarımızı yaparak vereceğimizin sözünü verdi. 'Hayatları yeniden başlatacağız' dedi ve TOKİ'mizde İzmir tarihinin en büyük çalışmasını başlattık. 5 bin 400 bağımsız bölümü planladık. Vatandaşlarımızı taşıdık ve onlara barınma imkanı verdik. 26 Kasım 2021'de 741 bağımsız bölümü Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle depremzedelerimize teslim ettik. Tüm projemizi etap etap tamamlıyor, her gün yeni konut teslimleri yapmaya devam ediyoruz. 1404 konut ve 289 işyeri yapıyoruz. Önümüzdeki ay 681 konutumuzu da hak sahibi kardeşlerimize teslim edeceğiz, Bayraklı'da dönüşüm alanında evine girmemiş depremzede kalmayacak. Rezerv alanda 3 bin 657 konut yapıyoruz, Mayıs ayı itibariyle teslime başlayacağız, yıl sonuna kadar evine girmemiş depremzede kalmayacak" diye konuştu. 

SOYLU: "YAŞAMADIĞIMIZ FELAKET KALMADI"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Dünyada denge vardır, insanlar birlikte tarih yaşayınca, zorlukları yaşayınca, zaferler yaşayınca o insanlar bir millet olur. Bizi millet yapan birlikte başardıklarımız, yaşadıklarımızdır. İzmir depremi bizim millet dimağımızdır, biz bu sınavı milletimizin fedakarlığıyla beraber aştık. Hiçbir ayrılığa, fitneye fırsat vermeden dayanışma içinde soğukkanlıkla başararak çıktık Elbette acılarımız oldu, 117 canımızı kaybettik, 960 vatandaşımız yaralandı 104 vatandaşımızı da enkaz altından sağ çıkardık. Devletimizin ve milletimizin kenetlenmesiyle atlattık. Bugün birlikteyiz. Son 2 yıldır karşı karşıya kalmadığımız afet olmadı desem eksik söylemiş olurum. Malatya depreminden, çığ felaketine, diğer depremlere, sel afetine kadar, İzmir depreminde hepimizin yaşadığı acılara kadar, su baskınlarına kadar, Bingöl ve Erzurum depremine kadar, 2 buçuk yıldır yaşadığımız Pandemide tüm dünyanın çektiği zorluklara kadar, hem Antalya hem Muğla'da tarihin en büyük orman yangınlarına kadar. Köyceğiz'deki son orman yangını söndürüp helikoptere bindik. Telefon geldi, 'abi bizi kurtarın, çatıdayız, su buraya geliyor' diyor. Çocukluğumdan beri tanıdığım kardeşim Bozkurt'ta evin üstündeki bacaya tutunarak çocuklarının ve kendinin canını kurtarmaya çalışıyor. Dışarıdan kimin ne zorluk içinde olduğu anlaşılmaz. Yaşadıklarınız en çok sizi sıkıntıya soktu" açıklamasında bulundu. 

"ALLAH DEVLETTEN RAZI OLSUN NOKTASINA GELDİK"
Soylu açıklamasını şöyle sürdürdü: 

Her birimiz evlatlığı insanlara nasıl yaparız anlayışı içinde olduk. Dayanışma içinde Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu iradeyle vatandaşımızı sıkıntıdan nasıl kurtarırız diye hareket ettik. İzmir depreminde Kovid'dim, yakalandım, içim buraya gelmek istiyor ama hastalığın başı. Neyle karşılacağımızı bilmiyoruz, adım adım takip ettik. Burada, AFAD'tan ben sorumluyum ondan başkası demeden, herkes elini taşın altına koydu. Sayın Cumhurbaşkanımız bize öyle bir güven telkin etti ki, bize 'ben vatandaşımızın eksik bir şey söylemesini istemiyorum, çözün' dedi. Çocukluğumuzdan itibaren bu ülkede deprem olan bölgelerde 'Devlet bu işler bittikten sonra gelir, nerede bu devlet, ben oğlumu askere gönderiyorum, ben devletten şefkat elini uzatmasını istiyorum zor zamanımda' dediler. Sizin karşınızdayız, sizin karşınızda boynu bükük olabilirdik ama Allah şahittir, Elazığ'dan İzmir'e kadar insanların ağıllardan koyunlarını çıkartana kadar, sınavda olduğumuz bilinciyle devletin ne kadar imkanı varsa, vatandaşımızın zorluklarını aşabilmek için önüne sermeyi evlatlık görevi olarak gördük. 'Nerede bu devlet' anlayışından 'Allah'tan devletten razı olsun' noktasına geldik. Çeşitli zorluklardan geçebiliriz. Vallahi de billahi de milletimizi bu zorluklardan çıkartırken hiçbir hesap yapmadık, maliyet hesaplamasında olmadık. Cumhurbaşkanımız, 'ben vatandaşımın yüzünün tebessüm etmesini istiyorum, size talimatım budur, bu işi bitirin ' dedi. Tüm Bakanlıklarımızdan belediyelerimize kadar omuz omuza olduk. Biz belki Almanya kadar zengin değiliz doğru ama sel felaketindeki onarmayı bile hala gerçekleştiremediler. Biz hangi evde, fabrikada bir sıkıntı olduysa hepsine tek tek uzandık.
Bugüne kadar 65 konut yapıldı, 41 bini sadece afet konutu, 28-29 bini teslim edildi. Bizi bu millete mahcup etmesin Allah. Biz devletin imkanlarını savurganlıkla kullansaydık mahcup olurduk. Terör yuvaları Cumhuriyetin yüzüncü yılına varamayacak. Allah bizi size mahcup etmesin. Cumhurbaşkanımızın selamlarını, sevgilerini bir kez daha iletiyorum" ifadelerini kullandı.