Antalya'nın Manavgat ilçesindeki orman yangınlarına müdahale sürüyor.

İlçede 28 Temmuz'da başlayan, rüzgarın etkisiyle kısa sürede yayılan ve birçok mahallenin yanmasına neden olan alevlerin kontrol altına alınması için ekipler yoğun mücadele veriyor.

Orman yangınlarında orman işçileri en ön safta alevlere direniyor. Son 4 günde yangınların yoğunlaştığı Kızıldağ Mahallesi'nde önceki gün yükselen bir anonsu Türkiye duydu.

Yerleşim yerlerini de tehdit eden ormanlık alandaki yangına müdahale eden S30 kodlu bir arazöz ekibi, birden yükselen alevlerin arasında kaldı. Arazözü alevlere teslim etmek istemeyen orman işçisi, merkeze anons geçti.Anonsu Türkiyeyi duygulandırdı Orman işçisi yaşadıklarını anlattı

Yangın yönetim merkezinin güvenli bölgeye geçmesini istediği ormancı, helikopter bölgeye su atmadan arazözü terk etmeyeceğini bildirdi, "Bunda 80 milyonun hakkı var" dedi.Anonsu Türkiyeyi duygulandırdı Orman işçisi yaşadıklarını anlattı

Anonsları bu sırada bir başka orman ekibi araçta cep telefonuyla anbean kaydetti. Orman Genel Müdürlüğü de bu görüntüyü, sosyal medya hesaplarından yayınladı.

Demirören Haber Ajansı (DHA) ekibi, Türkiye'nin konuştuğu o ormancıya ulaştı. Antalya'daki Duacı Yangın Merkezi'nde görevli Özgür Şimşek (42), 2 kız çocuğu babası ve 14 yıllık arazöz operatörü. Duacı'daki yangın merkezinde nöbet değişimi sırasında yaşadıklarını paylaşan Şimşek, o anı anlatmaya kelime bulamadığını belirterek, "O anı yaşamak lazım. Yaşamadan anlatılmıyor.Anonsu Türkiyeyi duygulandırdı Orman işçisi yaşadıklarını anlattı

Allah kimseye yaşatmasın. Düşmanıma bile göstermesin. Ben bu arabanın, bu kurumun ekmeğini yiyiyorum. Kılıcımı da son damlasına kadar sallarım. Biz söyle büyüdük, böyle yetiştik. Böyle biliriz" dedi.

Yanan bölgeyi de anlatan Özgür Şimşek, "Amirimin talimatı ile bölgeye girdim. Altlı üstlü söndürdük. Sonrasında 100- 150 metre yukarıdan yanmayan bölgeye bir kütük yuvarlandı. Yanmayan yerler de alevlendi. O anda da suyumuz bitmişti. Duman arkadan bastı ve çıkma şansımız kalmadı. Önümüz de kapalı olduğu için yangının içinde çaresiz bir şekilde kaldık. Ardından anons ettim. Hava araçlarından yardım istedim. Yangın tüpünü çıkarıp, etrafımızı temizledik. Yangın gelseydi, son damlasına kadar savaşacaktık" diye konuştu.

Anonsu çektiği an, çocukluğunun film şeridi gibi gözünün önüne geldiğini ifade eden Özgür Şimşek, şöyle konuştu:

"Çocuklarımı, ailemi düşündüm. Ölür müsün, kalır mısın? Sakat mı kalırsın, herşeyi aklından geçiriyorsun. O karmakarışık bir duygu. Anlatılacak bir şey değil. Ben gün içerisinde normalde 10 kez eşimle telefonda konuşuyorum. Ama bu yaşadıklarımı anlatmadım. Akşam sessizce uyudum ve sabah haykırma sesi ile uyandım. Eşim bana 'Ben yaşadıklarını ellerden mi duyacağım. Sen ne yapmaya çalışıyorsun' diyerek tepki gösterdi. Tabii korkmuştu. Kendisine de hak veriyorum. Ama önce vatan."

Olay sırasında Özgür Şimşek'in yanında bulunan 2 çocuk babası Zülküf Murat Koçan (39) ise arkadaşı ile birlikte o cendereden çıktıklarını belirterek, "O an bir şey düşünemiyorsunuz, kitleniyorsunuz. Arabayı düşünüyorsunuz. Duman altındasınız. Sürekli mücadele vermek zorundasınız. O mücadeleyi de kazasız belasız atlattık. Arkadaşım o anonsu çekerken, ben ağlamaya başladım. Gerçekten 80 milyonun hakkı var. Tüyü bitmemiş yetim hakkı var" dedi.

YÖNETİM MERKEZİYLE ORMANCI ARASINDAKİ ANONS

-Yangın yönetim aracı! Acil olarak S-30'un olduğu yere helikopterin su atması gerekiyor. Araç yanacak arkadaş var içinde...

-Tehlikedeysen aracı terk et. Helikopter gelecek su atacak

-Onlar gelmeden gitmem ben buradan, helikopter gelsin su atsın...

-Özgür, Özgür helikopter geliyor, helikopter geliyor... Sen aracı terk et... Boşalt... Güvenli bölgeye kaç...

-Ben anlamam ağabey güvenli bölgeden. Bunda 80 milyonun hakkı var... Ben bunu bırakmam son dakikaya kadar..