Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ- Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili ve Ekonomi Masası Üyesi Bedri Serter, esnafın, çiftçinin, emeklinin durumunu tespit ederek, sorunlarına çözüm bulmak adına Anadolu’yu ziyaret ediyor. Ekonomi Masası olarak yapılan ziyaretlerdeki gözlemlerini anlatan Serter, Türkiye’nin ciddi bir ekonomik buhranda olduğuna öne sürerek, “Son 3 yıldır Cumhurbaşkanlığı ve tek adam sistemini hep birlikte yaşıyoruz. Hiçbir şey doğru gitmiyor. Her alanda bu sistemin olumsuzluklarını görüyoruz. Tek adam rejimiyle birlikte varlık fonu diye isimlendirdikleri bir sistemi oluşturdular. Türkiye’nin ne kadar varlığı varsa bir çuvalın içine soktular. Recep Tayyip Erdoğan bu çuvalın ağzını bağladı ve damadına teslim etti. Bu çuvalın içinde ne var, borç mu, alacak mı, altın mı, döviz mi var hiçbirimiz bilmiyoruz. Ekonomi hayatın can damarı, ekonomi olmadığı takdirde ne ülkelerin ne de insanların varlığından söz edemiyorsunuz. Sadece insanca yaşamak taş devrinde kaldı, o dönemde biri un veriyor diğeri karşılığında ekmek veriyormuş, bu hikayeler geçti. Geçmişteki parlamenter düzende de hatalar vardı ama bu sistemden çok daha iyiydi. Bu düzende ise, karşımızda muhatap olacağımız seçilmiş bir bakan bile yok. Atanmış bir devlet memuru var. Önceden mecliste seçilmiş 600 kişiden bir arkadaşımız bakan olurdu ve biz karşımızda muhatap bulurduk, biz kürsüdeyken dinler, direkt cevap verir ya da yazılı bilgilendirme yapardı. Bu sistemi çökerttiler. Şu anda meclisi sadece biz, Millet İttifakı vekilleri ayakta tutmaya çalışıyoruz. Yenilenmiş bir parlamenter düzen artık şart, Türkiye artık Cumhurbaşkanlığı sistemi istemiyor, buna gücü de sabrı da kalmadı” dedi.  

“CUMHURBAŞKANI SİSTEMİ SAĞLIK SORUNU YAŞIYOR” 

Cumhurbaşkanlığı Sisteminin acilen değişmesi gerektiğine dikkat çeken Serter, “Bakanlar cümlelerine ‘Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla’ diye başlıyorlar. Böyle bir sistem olamaz. Bizler seçilmiş insanlarız. Ben İzmir’de 120 bin insanın oyuyla milletvekili oldum. Ben 83 milyonun sorumluluğuyla hareket etmeliyim, ediyorum. Bu sistemin tek adam sistemiyle yürümesinin mümkünatı kalmamıştır. Herkese dokunacak bir parlamenter sisteme, seçilmiş bakanlar kuruluna ihtiyaç var. ‘Cumhurbaşkanlığı sistemi’ diye bir sistem olur mu, bizim ilk seçilmiş Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk, onun yaptığı sistemdeki bir Cumhurbaşkanlığının da sürdürülmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanı bir otoriteyi temsil eder. Biz artık Cumhurbaşkanını, milletvekilini halk seçsin, başbakan ve bakanlar da seçilmişlerin içinden çıksın istiyoruz. Bu sadece bizim değil aynı zamanda milletimizin de isteği, talebi. Zaten bu sistemde kim olursa olsun güç zehirlenmesine uğrar insan, şu anda Recep Tayyip Erdoğan’ın yaşadığı güç zehirlenmesidir. Her şey ondan soruluyor, havadaki kuşun içeceği su bile ondan sorulur hale geldi. Böyle bir şey olamaz ki… Ben Erdoğan’ın söylemlerini zaten beğenmiyorum, öte yandan artık fiziki vaziyetini de beğenmiyorum. Mutlaka sağlık açısından bir sorun yaşamakta Sayın Cumhurbaşkanı, ben öyle görüyorum, bunun da bir an evvel önlenmesi lazım. Her şey ondan soruluyor, bekleniyor, bir ailede bile her şeyi babanıza sorarsanız bir noktadan sonra isyan eder, ‘Anneniz yok mu’ der. Bir ailede buzdolabı alacakken bile ailece karar verilir. Türkiye’de bakın yakın geçmişe korona dönemine, Beyefendi, ‘Bakkallar kapansın’ diyor, bakkallar kapatılıyor, ‘Kahveler kapansın’ kapatılıyor, ‘Çay satsın’ satılıyor… Böyle bir düzen olamaz ki… Bu bir düzensizliği göstermekte. Bizim Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’de uygulanması gereken sistemi hem anlatıyor hem de partimizin içinde uyguluyor. Parti içinde herkesin söz hakkı var. Herkes mesleki olarak yetkin olduğu konularda konuşuyor” açıklamasında bulundu.  

“AKP EKONOMİYİ BATIRDI” 

Türkiye’yi içine düştüğü ekonomik buhrandan Cumhuriyet Halk Partisi’nin çıkartacağını belirten Serter, “Bağımsız bir ülke olabilmeniz için ekonomik gücünüzün olması lazım. Biz o kadar bağımlı bir ülke haline geldik ki, eksi 48 milyar dolar merkez bankası bütçemiz var. Bu ‘eksi milyar dolarlık’ bütçeyle kimseye kafa tutamazsınız, çünkü etrafınızdaki bütün ülkelere, Amerika’ya, Rusya’ya, Orta Doğu’ya herkese muhtaçsınız. Bu muhtaçlık bizi her gün daha aşağı çekiyor. Hudutlarımız elek gibi oldu, giren çıkan belli değil. Cumhuriyet Halk Partisi olarak ekonomi, en çok üstünde durduğumuz konulardan biri. Ben de iş dünyasından gelen bir insan olarak hem Genel Başkanımla görüşmelerimizde hem Faik Öztrak Bey,  Akif Bey ve diğer kurmaylarımızla görüşmelerimizde ekonominin çok önemli olduğunu, böyle bir masa kurulması gerektiğini ifade ettim. Çünkü AKP zihniyeti ekonomiyi batırdı. Biz ekonomiyi toparlayabileceğimizi biliyoruz ama nasıl toparlayacağımızı da halka anlatmamız lazım. Anlatırken de kapı kapı dolaşmamız gerekiyor. Her il ziyaretimizde mutlaka Sanayi, Ticaret, Esnaf Odalarına uğruyor, hem kendimizi tanıtıyoruz hem de Cumhuriyet Halk Partisi’nin ekonomideki görüşlerini sunuyoruz. İnsanlar çok mutlu oluyor. Ben esnaflıktan gelen bir milletvekiliyim, söze başladığım zaman ‘Ben sizlerden biriyim, şunları yaptım bugüne dek’ diyorum ve insanlar sizde kendilerini buluyorlar. Aynı dili konuşuyoruz. Sanayici arkadaşım kendi dilinde konuşuyor, sanayiciler, ‘İşte bu benim’ diyor. ‘Benim’ dediğiniz noktada halkla iletişimi sağlamış oluyorsunuz. Çözüme çok net ulaşabiliyorsunuz. Masamız çok etkin, Türkiye’nin 81 ilinin yanı sıra yurtdışında yaşayan Türklere de yansımaya başladı. 135 milletvekilimiz de en az bizim kadar ekonomik verilere sahip. Biz çünkü her şeyi kendi aramızda paylaşıyor, kol kola yürüyoruz. Hepimiz sahadayız. Esnafla, hurdacıyla, kadınlarla, çocuklarla birlikteyiz. İnsanlar da artık ‘Cumhuriyet Halk Partisi gelecek ve ekonomi sorunu çözülecek’ diyorlar” dedi.  

“ESNAF HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLIYOR” 

Son 3 yılda ekonomik nedenlerle boşanmaların arttığına dikkat çeken Serter, “Esnaf pandemiden önce de çok kötü durumdaydı. Bunun başlıca sebebi de üç harfli marketlerin inanılmaz derecede yaygınlaşması, AVM’lerin şehrin göbeğinde kurulması, küçük esnafımızı çok mağdur etmekte. Eskiden belirli caddelerde esnaflar yan yana olur, onlardan alışveriş edilirdi. Şimdi ise bir üç harfliye gidiyorsunuz, terlik, ayakkabı, süpürge, ütü, kıyafet buluyor ve ‘Esnafa ihtiyaç yok’ diyor. Bu hükümet, bu tür marketleri orantısız bir yapıda büyüttü. Şu anda 34 binlere yakın küçük market zinciri var, reklamlarında sürekli zaten, ’10 bin 1’inciyi açtık, 2’nciyi açtık’ diyorlar. Bu durum pandemi öncesi esnafımızı küçülten en önemli olguydu. Diğer bir taraftan AVM’ler var. Gittiğimiz şehirlerde insanlar hüngür hüngür ağlıyor. Yönetimsel bir zafiyet var. Pandemi başladığı zaman ‘3 gün marketler kapanacak’ dediler, insanlar marketlere akın etti, virüsü yaygınlaştırdılar. Cumhurbaşkanı başka, Sağlık Bakanı başka, İçişleri Bakanı başka konuştu. Hepimiz sersemledik. Pandemi avukatın, mobilyacının herkesin hayatını etkiledi. Bu hükümet yıllarca vergi ödemiş esnafına bakamadı. İnsanlar zaten boğazına kadar borca batmış vaziyetteydi, 3 ay ertelemeli kredi verdi, insanların dükkanı 3 ay sonra yine kapalıydı. Nasıl ödeyecekler. Şu anda milyonlarca esnaf borçlarını ödeyemiyor. Bankalarda temerrütte düşmüş durumda. Bunun bir düzene girmesi lazım. Biz bunların faizlerini kaldırıp, vadelerini de 1 yıl erteleyerek, 3-4 yılda geriye dönüşünü sağlayacağız. Bu da ekonomi masasının temrinlerinden biri. Ekonomik sebeplerle birçok kişi intihar etti. Son 3 yılda evlenenlerin yüzde 55’i ayrılmış vaziyette. Evinize ekmek götüremediğiniz de ne olacak? İnsanlar dışarıda oturup bir çay içemiyor. Şu an belirlenen asgari ücret açlık sınırının hemen hemen yarısı. Emekliye verilen maaşlar bin 500 lira civarı. İnanılmaz bir şey bu, insanlar, emekliler ölsün mü? Bu insanlar emekleriyle, çalışarak emekli olmuşlar. Biz onlara iyi bakmak mecburiyetindeyiz. Minimum emekli maaşı asgari ücrete çıkmak zorunda, minimum. İktidar olduğumuz an itibariyle bunu gerçekleştireceğiz” diye konuştu.