İşte Ömer Çelik'in açıklamasından önemli satırbaşları:

Hiç kimse Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi hakkını geri alamaz. Herhangi bir şekilde halk oyuyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanı'nın yürütme ile ilgili hiçbir meseleye katılamaması gibi bir şey sözkonusu olamayacaktır. Bunun Erdoğan karşıtlığı üzerine kurulduğunu görmek mümkündür. Buradan nasıl bir siyasi sonuç çıkar, buradan nasıl bir devlet hayatı çıkar diye baktığınızda geçmişteki vesayetin o karanlık günlerinin yeniden diriltileceği siyasi tablonun çıkacağını görürsünüz. Bugün 6'lı masa üzerinden Türkiye'ye demokrasi getireceğiz diyenlerin yaptığı şeyin Türkiye'nin geçmişte yaşadığı vesayetin yeniden dirileceği ortamın oluşmasından başka işe yaramayacağını ifade etmek gerkeir.Yakın zamanda bunların bir eski bakanları çıktı, CHP adına konuşarak 'İktidara geldiğimizde türbanla mücadele edeceğiz' diyerek bu vesayetin ipuçlarını göstermeye başladılar. 

CUMHURİYET TARİHİNDE SON DERECE ÖNEMLİ DÖNÜM NOKTALARINA İMZA ATMIŞ BİR SİYASİ PARTİYİZ

Türkiye'de geçmiş zamanlarda siz ne zaman sistemi düzeltmeye çalışsanız hemen bir rejim tartışması çıkarırlardı. Türkiye'nin en büyük hareketi olan AK Parti'ye karşı kapatma davasının açıldığı günlerden geldik. Cumhuriyet tarihinde son derece önemli dönüm noktalarına imza atmış bir siyasi partiyiz biz.

HİÇ KİMSE MİLLETİN SEÇTİĞİ HÜKÜMETE MUHTIRA VEREMEZ

Muhtıra teşebbüsü verilmeye çalışıldığı zaman ne olmuştu?27 Nisan'da o muhtıra teşebbüsü ortaya koyulduğu zaman Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir başbakan bu muhtırayı reddetti. Hiç kimse milletin seçtiği hükümete muhtıra veremez, dayatmada bulunamaz. Cumhurbaşkanımızın Başbakanken o muhtıra teşebbüsünü geri çevirmesi sayesinde o muhtıra teşebbüsünden çıktı, kağıt parçasına döndü. 

(HÜRRİYET)