İzmir’in Seferihisar açıklarında meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremin yaraları sarılmaya devam edilirken, enkaz altında kalanların çıkarılması için büyük emek harcayan Kütahya UMKE ekibi, şehre geri dönerek göreve başladı. Tanıklık ettikleri kurtuluşları DHA’ya anlatan UMKE ekibi, artçı depremler sırasında enkaz altında ‘hayat üçgeni’ ile kurtulduklarını söyledi.

İzmir’deki depremde Yılmaz Erbek Apartmanı enkazından yaklaşık 16 saat sonra yaralı çıkarılan Gülçin Aykut Soydan’ı kurtaran ekibin sorumlusu Levent Bircan, depremin hemen ardından Sağlık Afet Koordinasyon Merkezi’nin (SAKOM) talimatıyla İzmir’e hareket ettiklerini söyledi. Enkazın çok korkutucu olduğunu belirten Bircan, “Alttaki 2-3 katı çökmüş, binalar yan yatmış şekildeydi. Bizden önce yakın bölge illerin UMKE ve AFAD bölgeye varmıştı. İki tim 10 kişilik bir ekiple bölgede görev aldık. İlk aldığımız hasta Gülçin’di. Kendisini çıkarmaya çalıştığımızda aslında ekibimizden Kamil Aydın ve Ziya Akpınar arkadaşlarımız Meryem hanımla beraber müdahale yapmışlardı. Bölgede artçılar olmaya devam ediyordu. Biz enkazın içerisindeyken, hızlı bir şekilde kaçmamız gerekiyordu. Önemli anılarımızdan biri de içeride kalmıştık, çıkamamıştık. Arkadaşlarımız kendilerine bir ‘hayat üçgeni’ oluşturup, kendilerini güvence altına aldı. 10 gün boyunca bölgede görev yaptık. Tabi insan hayatı dünyadaki en değerli şey. Orada herhangi bir insan hayatına dokunabilmek, yaşama şansı verebilmek bizler için hayatın en büyük ödülü. O yüzden çok mutluyduk” dedi.

‘YAŞAYANLAR BİZİ İÇERİ ÇEKMEYE BAŞLADI’

Yılmaz Erbek Apartmanı enkazına geldiklerinde tamamen göçük olan 2 katın da üstünde 6 katın olduğunu ve binanın çapraz durduğunu anlatan sağlık memuru Ziya Akpınar, “Bizim gittiğimiz enkaz güvenli bir enkaz değildi. Binaya giriş yapamadık. İçeridekilerin yakınları geldiler, bize yaşayanların olduğunu ve telefonlarını getirdiler. İçeridekilerle irtibat kurduk. Bina güvenli olmadığı için ilk etapta tereddüt ettik. Daha sonra içeridekilerin telefonlarını alınca içeride yaşayanlar bizi çekmeye başladı. AFAD tünel açtı ve arkadaşlarla birlikte biz güvenli bir şekilde içeri girdik. O anda bir artçı deprem meydana geldi. Tünelden çıkamadık ve içeri kaldık. Tünel boşluğu dar olduğu için biz kaçamadık, kaldık. O an hiçbir şeyi düşünemiyorsun. Daha sonra dışarıya çıktık. Baktık halen bizi bekleyen insanlar var, tekrar korkuyu yenip içeri girdik” diye konuştu.

'GÜLÇİN’İ HIZLI ŞEKİLDE ENKAZDAN ÇIKARDIK'

UMKE’de ​2009 yılından beri aktif olarak çalışan ve daha önce Simav depremi ile Barış Pınarı operasyonunda görevler üstlendiğini kaydeden sağlık memuru Kamil Aydın ise “Gülçin enkazdaydı. Girmeden önce de eşiyle beraber sohbet etmiştik. Biz de binanın önünde bekliyoruz. Bina yıkılacak olursa hangi yöne kaçabiliriz, diye planlarını da yapıyoruz. Her şeyimizi ayarladık. O ara laminant parke buldum ve bunun üstünden kaydıralım, diye düşündük. O kadar çok işe yaradı ki Gülçin’i hızlı bir şekilde enkazdan çıkardık. Gülçin hanım ‘Beni kurtarmaya mı geldiniz?’ deyince çok etkilendim. ‘Evet, seni kurtarmaya geldik. Çok iyisin kendini bırakma’ dedim. İşimizi yaptık ve ambulansa teslime ettik” dedi.

'2 SAATE YAKIN DELİĞİN BAŞINDA ONU BEKLEDİM'

Hemşire Meryem Köse ise "İlk sesini duydum. Uzaktan konuştuk. Adının Gülçin olduğunu öğrendim. Dehlizin başındaydım ve sadece elini görüyordum. Elinde kan vardı ve parmağında yüzük vardı. O beni çok etkiledi. Birinin eşi, birinin annesiydi. Sonrasında bize ulaşması 1,5 saat sürdü. Aslında çok kısa bir mesafe ama orada çok büyük bir çalışma vardı. Küçük bir alanda kafanı bile kaldıramadan hiç tanımadığın birini çıkarmaya çalışıyorsun. Onun çıkması için dua ediyorsun. Çok güzel bir duygu. Sonrasında Gülçin bize yaklaştı. Sonrasında dedi ki ‘Siz ne kadar kalabalıksınız, beni kurtarmak için mi geldiniz hepiniz?’ dedi. Ambulansa verdik. Sonrasında Gülçin’i çok merak ettim. Çünkü 2 saate yakın o deliğin başında onu bekledim" diye konuştu.