Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - (Özel Haber) Oğlu Azat Kadir Yılmaz’a 2016 yılında “Juvenil İdiopatik Artrit (JİA)” tanısı konulan 50 yaşındaki anne Müvit Yılmaz, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e seslenerek isyan etti. Sürekli eklem iltihabıyla karakterize kronik bir hastalık olan JİA ile mücadele eden 16 yaşındaki Azat’ın, tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 virüse yakalandığında hayata tutunma şansı çok düşük.  Anne Müvit Yılmaz, okulların açılmasıyla birlikte kendileri için kabus dolu günlerin başladığını dile getirerek, “Oğlum Bornova Anadolu ve Teknik Lisesi, Bilişim Bölümü 10’uncu sınıf öğrencisi. Omurgasında iltihaplı romatizma var. Tedavisi devam ediyor. Hastalık ilaçlara dirençli çıktı. Bu yüzden ilaçları değiştirilerek kullanım yapılıyor. Şu anda Metotreksat ve bunun yanı sıra farklı ilaçlar kullanıyoruz. Kullandığımız ilaçlar, Sağlık Bakanlığı’nın ilgili yönetmeliğinde ‘Tanısı ne olursa olsun bağışıklık baskılayıcı ilaçlar kullanan’ tanımı kapsamında yer ilaçlar. Biz bağışıklık baskılayıcı ilaç ve iğneler kullanıyoruz. Oğlum tüm bu sebeplerle enfeksiyona açık. Oğlumdan çok daha hafif durumda olan bir yakınımız Kovid-19 nedeniyle entübe oldu. Oğlum bu hastalıktan dolayı okula gideceği gün kitlendi ve bir süre tekerlekli sandalyeye bağımlı kaldı. 2016 yılından geçen seneye kadar, oğluma evde eğitim uygun görüldü. Oğlumda sabahları tutukluk oluyor, sürekli baş ağrısı yaşar. Eklem ağrıları nedeniyle gece uykusundan uyanır, gecesi gündüzü birbirine karışmış birçok günümüz oldu. Eklem ağrılarının süresi belli olmuyor, ne kadar süreceği belli olmuyor. Bir bakıyorsunuz 5 dakika önce iyi, 5 dakika sonra ise kötüleşiyor. Ateşi çıkıyor, eli ayağı şişiyor. Kalbe vurarak kalp romatizması, akciğere vurarak astım yapıyor. Oğlum şu anda aynı zamanda astım hastası. Beyne vurması durumunda ise epilepsi olması söz konusu” diye konuştu.  

“KRONİK HASTALIĞI OLAN ÇOCUKLAR ONLİNE EĞİTİM ALAMIYOR” 

Doktorların tedavi için Azat’ın hastaneye gelmesini riskli bularak istemediğini aktaran Yılmaz, “Pandemi başladıktan sonra biz ekstra bir endişe duymaya başladık. Doktorumuz, Azat için çok sakıncalı olduğunu belirterek, bizim hastaneye gelmemizi istemedi. Bu tür tedavi gören çocukların randevuları iptal edildi. Doktorumuz tehlikeli sınıfta olduğumuz için evimize ilaç ve iğneleri gönderdi. Geçen sene bu durumda olan çocuklar için özel bir önlem alındı, kronik hastalığı olan çocuklar da dahil olmak üzere online eğitim verildi. Geçen sene sıkıntı yaşamadık. Benim çocuğum her sene takdir belgesi alan bir çocuk, verilen bilgiyi alan bir çocuk. Bakan değiştikten sonra ise biz daha zor günler geçirmeye başladık. Kronik çocuklarda online eğitim dedi Sayın Milli Eğitim Bakanı fakat gerçek hayatta ise böyle bir şey yok. Kronik hastalığı olan çocuklar online eğitim alamıyor, sadece temaslı çocuklar alıyor onlar da temaslı oldukları süre zarfında alıyor” dedi.  

“YANLIŞ YA DA EKSİK GENELGE ÇIKARTILDI” 

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından çıkartılan genelgelere isyan eden Anne Müvit Yılmaz, “Ben okula gittim, oğlumun rahatsızlığının kronik hastalıklar listesinde yer aldığını söyledim. E Nabız’dan çıktı götürdüm ama hala Bakanlığın eksik ya da yanlış yazdığı bir genelge yüzünden biz mağdur olduk. Öğretmenlerimiz de mağdur. Okulda öğretmenler tarafından ‘Ne yapabiliriz’ diye toplantı yapıldı ama Azat gibi gelecek vadeden bir çocuğun eğitimi yarım kaldı. Sayın Bakan Mahmut Özer, Sağlık Bakanlığı’na danışmadan, Sağlık Bakanlığı ile istişare etmeden eksik bir şekilde çıkardığı genelge yüzünden benim çocuğum şu anda eğitimden koparıldı. Okula gidemiyor, online eğitim de alamıyoruz. Şu şartlarda çocuğum devamsızlıktan da sınıfta kalacak, raporlar hususunda da hiçbir kurum mutabakata  varamıyor” ifadelerini kullandı.  

“BENİ ORADAN ORAYA GÖNDERDİLER” 

İzmir İl Sağlık Müdürü Mehmet Burak Öztop ve İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür ile iletişime geçemediğini belirten Müvit Yılmaz, “İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’ne gidiyorum, ‘Bizimle alakalı değil, Milli Eğitime gidin’ diyor. Oradan çıkıp İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gidiyorum, onlar da ‘Bizimle alakalı değil, Sağlık Müdürlüğü’ne gidin’ diyor. Bu durum kimle alakalı. Suçlu olan benim çocuğum mu, sanırım suçlu olan benim çocuğum. Suçu da hasta olması… Ben okullar açılmadan 1 ay önce çırpınmaya başladım. Müdür Yardımcımız, Sınıf Öğretmenimiz de çırpındı. Gitmediğimiz, dilekçe vermediğimiz yer kalmadı. Beni top gibi oradan oraya attılar, Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yazılı olarak başvurdum yine cevap yok. Ne Mehmet Burak Öztop ile ne de Murat Mücahit Yentür ile görüşebildim” dedi.  

“OĞLUM ÖLMEDEN EĞİTİM ALABİLSİN İSTİYORUM” 

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e seslenen anne Yılmaz, “Oğlum zaten hasta, yaşanan süreçte psikolojisi çöktü. Benim hayat dolu, tüm hastalığına rağmen hayata 4 elle bağlı olan çocuğum şimdi sınıfta kalacağım, eğitim alamıyorum endişesiyle psikiyatri tedavisi görmeye başladı. Okula gidemiyor, arkadaşı yok. Dışarıya çıkamıyor, her yerden virüs kapma ihtimali var. Oturduğumuz ev 80 metrekare, balkonumuz da yok, oğlum tek odaya sıkışmış durumda. Biz alışveriş yaparken onu uzak tutuyoruz, evde her şeyi dezenfekte ediyoruz, ondan sonra oğlum mutfağa çıkabiliyor. Benim sesimi Milli Eğitim Bakanı duysun, ben en temel hakkımız olan eğitim hakkımızı istiyorum. Eğitim alırken de oğlum ölmesin istiyorum. Oğlum ölmeden eğitim alabilsin istiyorum. Sınıftan canlı derslerle oğlum hayata yeniden bağlansın istiyorum” diye konuştu.