TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi tarafından yapılan açıklama şöyle:
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 1948'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda kabul edildiği gün olan 10 Aralık tarihi, “Dünya İnsan Hakları Günü” olarak kutlanmaktadır.
2022 yılında 74.kez kutlanan “Dünya İnsan Hakları Günü”, ülkemizde Adil yargılanma hakkı, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı ve ayrımcılıktan korunma hakkı gibi en temel haklarla birlikte, sağlıklı beslenme ve kaliteli yaşam hakkını sağlamak adına büyük sıkıntı ve zorluklarla karşılaşmaktayız.
“10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü” sebebi ile TMMOB Gıda Mühendisleri Odası olarak önem verdiğimiz ve çözüme ulaşılmadığı takdirde, telafisi imkânsız kayıplara yol açacak bir sorunu dile getirmek istiyoruz.
İnsan Hakları Bildirgesi’nin 25. Maddesinin 1. Fıkrasında “Herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır. Herkes, işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ve kendi iradesi dışındaki koşullardan doğan geçim sıkıntısı durumunda güvenlik hakkına sahiptir” ifadesi yer alıyor. Aynı maddenin 2. Fıkrasında ise “Anaların ve çocukların özel bakım ve yardım görme hakları vardır. Bütün çocuklar, evlilik içi veya evlilik dışı doğmuş olsunlar, aynı sosyal güvenceden yararlanırlar” ifadesi yer almaktadır. Bu maddelerde belirtilen sağlıklı beslenme ve refah hakkımızı elimizden alan ciddi bir gıda krizi içindeyiz.
TÜİK’e göre Kasım 2022’de gıda enflasyonu yıllık %100’ü aşarak %102,55’e ulaştı. Bu verilere göre, fiyatı en çok artan 10 ürünün tamamı tarım ve gıda ürünüdür. Son bir ayda tereyağı % 17,58, taze süt % 15,71, peynir % 15,05, alkolsüz içecekler ve konsantre içecekler % 14,02, sebze (patates ve bazı yumru bitkiler hariç) % 13,26, pirinç % 10,87 oranında artmıştır.
TUİK verilerinin haricinde gerçekte temel gıda maddelerinin birçoğunun fiyatlarında %200 ile %400 aralığında bir artış oldu. Temel gıda ürünlerindeki bu fiyat artışları, yoksul, dar gelirli ve güvencesiz kesimlerin sağlıklı ve yeterli beslenmesini imkânsız kılacak bir noktaya getirmiştir. Önümüzdeki yıllarda açlık ve yetersiz beslenmeye bağlı sağlık sorunları yaşayan çocuk ve yetişkin sayısında ciddi artışlar olacağı bilinmelidir.
Gıda krizinden en fazla ve kalıcı şekilde etkilenen kesim ise çocuklardır. 2021 yılı istatistiklerine göre Türkiye’de 18 yaş altı nüfus 23 milyon, sıfır ile dört yaş aralığındaki çocuk sayısı ise yaklaşık 6 milyondur.
Çocuklar anne karnında oldukları dönemden başlayarak hızla gelişen beyinleri, hastalıklara karşı savunmasızlıkları, olumsuz etkilerden kaçınma ya da bu etkilere uyum sağlama konusundaki sınırlı kapasiteleri nedeniyle gıda krizinden yetişkinlere kıyasla daha ağır bir şekilde etkilenmektedir.
Açlık ve yetersiz beslenme sorunu yaşayan çocuklar, bütün hayatlarını olumsuz etkileyecek fiziksel ve zihinsel sağlık sorunlara maruz kalmaktadır. Bu durumu çocuk sağlığına yönelik bir şiddet, insan haklarının ve çocuk haklarının ihlali olarak görmek gerekmektedir. Bir çocuğun anne karnında geçirdiği dönem ile başlayan ve doğumdan sonraki iki yılı kapsayan 1000 gün içinde sağlıklı beslenmesi fiziksel ve zihinsel gelişiminde çok büyük bir önem taşımaktadır. Çocukların sağlığı her yaş döneminde korunmalıdır. Devletin elindeki her türlü imkân seferber edilmelidir. Bugün çocukların yeterli, dengeli, sağlıklı ve güvenli beslenmeleri için harcanmayan her bütçenin kat be kat fazlası yarın sağlık harcamaları için kullanılacaktır. Sağlıklı ve dengeli beslenme ile kronik hastalıkların birçoğunun önlenebildiği bilinmektedir. Bu doğrultuda;
ü Yetersiz beslenme ve açlık sorunu yaşayan aileler tespit edilmeli ve bu ailelerin okul öncesi her yaştaki çocuğu için evde gıda desteği sağlanmalıdır.
ü Okul çağındaki çocuklara ise günde en az bir öğün yemek ücretsiz olarak, okullarda verilmelidir.
ü Bu destekler için merkezi bütçeden kaynak ayrılmalı, yerel yönetimlerde kamusal destek-dayanışma programları uygulayarak merkezi hükümete destek vermelidir.
İnsan hakları temelinde çocukların hepsinin sağlıklı ve yeterli beslendiği, adil bir gelir dağılımı ile herkesin gıda güvencesinin olacağı 21.yüzyıl Türkiye’sine ulaşmak için üzerimize düşen toplumsal ve kurumsal görevleri üstlenmeye her zaman hazır olduğumuzu kamuoyuna saygı ile duyururuz.