GÜNDEME BAKIŞ- İzmir’in Buca ilçesindeki Ufuk Mahallesi ile Bornova’nın Çamkule Mahallesi’ni birbirine bağlayacak Onat Tüneli çalışmalarında önemli bir gelişme yaşandı. 2018’de temeli atılan ve 2026’da hizmete alınması hedeflenen proje kapsamında yürütülen kazı faaliyetleri, Atamer Mahallesi’ndeki bazı yapılarda zeminde hareketlenme ve duvarlarda çatlaklara yol açtı.
Etkileşim alanında bulunduğu belirlenen binalarda riskin artması üzerine İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleri, yapıların kontrollü şekilde yıkımı için mahallede çalışma başlattı. Ancak bölgeye giden ekiplere bazı mahalle sakinleri tepki gösterince kısa süreli bir gerginlik yaşandı.
BÜYÜKŞEHİR’DEN AÇIKLAMA: “SÜREÇ TİTİZLİKLE YÜRÜTÜLÜYOR”
Gelişmelerin ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi kamuoyuna kapsamlı bir açıklama yaptı. Belediyenin öz kaynaklarıyla yürütülen ve tamamlandığında Türkiye’de belediye eliyle yapılan en uzun karayolu tüneli olacak Onat Tüneli’nin etkileşim alanındaki binalarla ilgili kamulaştırma süreçlerinin tamamen yasal çerçevede sürdüğü belirtildi.
“SİYASİ KIŞKIRTMALAR SÜRECİ ENGELLİYOR”
Açıklamada ayrıca, Encümen tarafından ağustos ayında bir bina için verilen tahliye ve yıkım kararının hak sahibine tebliğ edildiği, yaklaşık 30 günlük yasal sürenin tanındığı ancak bina sahibinin uzlaşmayı kabul etmediği ifade edildi.
Büyükşehir'den yapılan açıklama ise şu şekilde;
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin öz kaynaklarıyla yapımına devam ettiği ve tamamlandığında Türkiye’nin belediye kaynaklarıyla yapılan en uzun karayolu tüneli olacak Onat Tüneli inşaatının etkileşim alanındaki binalarla ilgili kamulaştırma süreçleri titizlikle yürütülmektedir.
Hiçbir vatandaşımızın can güvenliğini tehlikeye atmama ve hiç bir aileyi mağdur etmeme anlayışı doğrultusunda hareket eden belediyemiz sürecin her aşamasında tamamen yasaların öngördüğü sınırlar içinde ve diyalog çerçevesinde hareket etmektedir.
Etkileşim alanı içinde kalan ve ikamet etmenin tehlikeli olduğu tespit edilen binaların hak sahipleriyle tek tek görüşülerek uzlaşı sağlandıktan sonra satın alma işlemi gerçekleştirilmekte ve binanın tamamen boşaltılmasının ardından yıkım işlemi yapılmaktadır. Bunun yanı sıra ihtiyaç duyan ailelere 12 aylık kira desteği, taşınma ve nakliye desteği de sunulmaktadır.
Tüm bu süreçler kanunlara uygun olarak, ilgili yasal mercilerin bilgisi ve kontrolü altında yürütülmektedir.
Bugüne kadar etkileşim alanı içindeki toplam 52 binada ikamet etmenin tehlikeli olduğu tespit edilmiştir.
Sözkonusu tehlike arz eden binalardan biri için de İmar Kanunu uyarınca can güvenliği tehlikesi olması nedeniyle Encümen tarafından ağustos ayında tahliye ve yıkım kararı alınarak tebliğ yapılmış, yaklaşık 30 gün süre verilmiştir. Uzlaşmayla ilgili tebliğ edilen bedelleri kabul etmeyen bina sahibi gerekli adımları atmamıştır. Her an yıkılma tehlikesi bulunan binanın can güvenliği açısından oluşturduğu tehdidi ortadan kaldırmak için harekete geçen ekiplerimiz görevini yaparken ne yazık bazı siyasi figürlerin de kışkırtması sonucu engellenmeye çalışılmıştır.
Sosyal medya üzerinden de gerçekleri çarpıtan mesajlarla kamu görevlilerini karalamaya çalışan söz konusu siyasi figürlerin bölgedeki vatandaşın can güvenliği hakkında en ufak bir endişe taşımadığı açıkça görülmektedir.
Tüm güvenlik önlemlerini alarak yasal vazifesini yerine getiren emekçilerin hedef gösterilmeye çalışılması ise utanç vericidir.
İzmir Büyükşehir Belediyesi kentimiz için vazgeçilmez hizmetleri yerine getirirken tek bir vatandaşımızı bile açıkta bırakmadan, gereken her türlü desteği vermeye devam edecektir. Bilinmelidir ki halkın can güvenliği bütün siyasi hesapların üzerindedir.
Değerli hemşehrilerimize saygıyla duyurulur…