Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un konuşmasından satır başları:

Biz eğitim sisteminin yapısal dinamiklerinde yapacağımız çalışmalarla bir dönüşümü tasarlamaya gayret ediyoruz. Yoksa birkaç sene önceden beri belirlenen ve zaten okullara dönüşmesi beklenen kuruluşlarımızın alacağı yolda elbette katkılarımız olacak. Bu sürecin sancısız şekilde gelişmesi için her türlü çabayı göstereceğiz.

Dershaneler meselesi de bilinen, sayın Cumhurbaşkanımızın da talimatlarının ne olduğunun açık şekilde bilindiği bir husus. Bu bağlamda ben bütün velilerimize açıklıkla ifade etmek isterim. Yerine ne koyacağımız konusunda ve buradaki ihtiyacı, talebi nasıl karşılayacağımız konusunda net bir yol haritasına sahibiyiz. Bunu da önümüzdeki haftalarda açıklama fırsatımız olacak, hazırlıklarımız bitti.

Biz elimizden geldiği kadar sürpriz yapmayacağız derken bir sürpriz yok. Bu 4-5 sene önce alınmış olan ve bundan sonrası için de nasıl bir yol haritası izleyeceğimizi ilgili aktörlerle açıklıkla paylaşacağız. Ben sadece bu konunun velilerimiz tarafından dikkatle ele alınmasına önem verdiğimi belirtmek isterim. Çünkü bu konunun istismarı söz konusu olabilir, kötüye kullanılması gibi girişimler söz konusu olabilir. Bunların engellenmesiyle ilgili biz her türlü önlemi alma imkânına sahibiz ve ısrarla da takip edeceğiz.

'PİLOT ÇALIŞMALAR ŞUBAT AYINDA BAŞLIYOR'
Bir iki örnek de vermek isterim. Okul profili değerlendirme… Türkiye’deki bütün okullarımızın, belli parametreler çerçevesinde tabiri caizse MR’ının çekilmesi, bunun mobil olarak incelenmesi, her okulumuzun ihtiyacının takip edilmesi ve ihtiyaçlarının karşılanması konusunda hem mali hem de idari tedbirlerimizi almış vaziyetteyiz. Bu süreç içinde okullarımızın hangisinde ne tür ihtiyaç olduğunu izleme değerlendirmesi konusunda bir Türkiye ortak modeli ortaya çıktı. Bunun pilot çalışmaları şubat ayında başlıyor. Önümüzdeki öğretim yılında okullarımızın takibiyle ilgili veriye dayalı yönetim sistemine de geçiyoruz.

Bu hayata geçtiğinde de biz okullarımızın, özellikle imkânı daha az olan okullarımızın iyileştirilmesi için yol haritasına sahip olacağız.

Benim önemsediklerimden bir diğeri de tasarım beceri atölyeleri. Bu projenin de şubat ayında Türkiye’de 30 kadar okulumuzda pilot olarak başlanacağını, inşaatların tamamlandığını, öğretim programı içeriklerinin hazırlandığını ifade etmek isterim. Çok önemsiyorum; bizim orta okullarda bile üniversitedeki bazı meslek alanlarının izdüşümünü görmek durumundayız. Örneğin mühendislik atölyesini ilkokulda görmek zorundayız. Eğer bunu görürsek çocuklarda meslek bilincinin oluşması, küçük yaştan itibaren ellerini daha fazla kullanmaları mümkün olabilecektir. Bu ve buna benzer birçok somut projenin ortaya konulmasıyla beraber eğitim camiasının beklediği, velilerimizin ve çocuklarımızın beklediği somut olarak hayata geçecek aşamalar nelerdir sorusunun cevabını vermeye başlamış olacağız.

'3 YILLIK BİR TAKVİM ORTAYA KOYDUK'
Ben şunu ısrarla ifade ediyorum. 3 yıllık bir takvim ortaya koyduk. Hangi ay, hangi sene neyi yapacağımızı ifade ettik. Bu takvim belgede olmasına rağmen 'Neden bir şey yapılmıyor?' şeklinde suallerle muhatap oluyoruz. Orada takvim dururken acilen sürekli değişiklik yapmanın iyi bir fikir olduğunu zannetmiyorum. Örneğin okul öncesi eğitimde 5 yaş zorunlu olacaksa bunu yapmamız halinde hangi parametrelerin nasıl etkilendiğini ele almak zorundayız.