Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, TRT Haber canlı yayınında açıklamalarda bulundu.

İşte Bakan Özer'in açıklamalarından öne çıkanlar...

(Yaz okulları) Pandeminin panzehiri gibi süreç başladı fakat bizim asıl amacımız tüm eğitim sistemlerini incelediğiniz zaman aslında okullar eğitimde fırsat eşitliğinin yani eşitsizliklerin minimize edildiği yerler. Fakat yaz tatiline girildiği zaman ailelerin sosyo ekonomik seviyelerine göre öğrenciler bazı imkanlara sahip olabiliyor, bazı imkanlara sahip olamıyor. Dolayısıyla yeni eğitim öğretim yılı başladığı zaman aslında daralmış olan başarı farkı tekrar makas açılarak yeni eğitim öğretim yılına öğrenciler geliyor. Biz istedik ki tüm öğrencilerimizi bu süreçte destekleyelim yazın. Özellikle pandemide sosyalleşme ile ilgili hareketlilikle ilgili, spor kabiliyeti ile ilgili mahrum kalan öğrencilerimize işte farklı yaz kursları ile bir araya getirelim ve hem bu etkinlikleri zenginleştirelim hem de odağımızda olan alanlarda yaz okulunda öğrencileri buluşturalım.

"4 FARKLI YAZ KURSU AÇTIK"

Bunun için 4 farklı yaz kursu açtık. Bilim sanat merkezlerimiz bizim özel yetenekli öğrencilerimizin yeteneklerini geliştirmek için farklı programlar uygulayan merkezler. Burada gerçekten çok nitelikli laboratuvarlarımız var bilimle ilgili, sanatla ilgili, robotik kodlama ile ilgili, tasarımla ilgili, dijital içerik üretimle ilgili inanılmaz laboratuvarlar var. Fakat bu laboratuvarlar yazın biliyorsunuz kapalı kalıyor. İstedik ki bilim sanat merkezlerinde bir bilim, bir de sanat yaz kursu açalım. Sayın Cumhurbaşkanımızın sıklıkla dile getirdiği gibi TEKNOFEST gençliğinin alt yapısını güçlendirmek için bilim sanat merkezlerinin imkanlarını sadece oradan yararlanan öğrenciler değil tüm öğrenciler oradaki imkanlardan yararlandıralım.

"EN BÜYÜK ŞİKAYET YAZ OKULLARININ KISA OLMASI OLDU"

İkinci basamak olarak da bizim öncelik verdiğimiz iki tane dil var. Bir matematik, ikincisi de yabancı dil İngilizce. İlk kez matematik ve yabancı dil ile ilgili 4. sınıftan 12. sınıfa kadar yaz okulları açtık. İnanılmaz rağbet oldu yaklaşık 1 milyon öğrencimiz yaz kurslarından yararlandılar. Bize gelen en büyük şikayet yaz okullarından yaz okullarının çok kısa olması oldu. Aslında öğrencilerimiz gerçekten oyun temelli bir şekilde bir öğrenme mekanizması ortamı iklimi oluşturulduğu zaman çok keyifli bir şekilde vaktin nasıl geçtiğini bile fark edemediler.

(Atanan öğretmenler ne zaman göreve başlayacak?) 12 Eylül'de başlamasını planlıyoruz biliyorsunuz güvenlik soruşturması süreci var. Öğretmenlerimizin okulları belli oldu fakat Valiliklerimiz hızlı şekilde güvenlik soruşturmalarını tamamlayacaklar. Bizim hedefimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın da açıkladığı gibi 12 Eylül'de tüm öğretmenlerimizin sınıflarında hazır bulunmaları. Mutlaka gecikmeler olabilir, bazı illerde güvenlik soruşturmaları ile ilgili gecikmeler yaşanabilir fakat bir hafta önce bir hafta sonra tüm öğretmenlerimiz Eylül ayı içerisinde eğitim öğretime katkı vermeye başlayacaklar.

Bir de burada Sayın Cumhurbaşkanımıza özellikle teşekkür etmek istiyorum. Gerçekten Türkiye'nin başardığı en büyük hikayelerden bir tanesi bir taraftan bu kitleselleşme evresi yani öğrenci sayısını tüm eğitimin kademelerinde artırırken öğretmen başına düşen öğrenci sayısında azaltması. Bu ikisini birlikte yapabilmek öyle kolay bir şey değil. Düşünün 2000'li yıllarda 500 bin öğretmen varken eğitim sisteminde şu anda özel öğretim kurumlarıyla birlikte 1,2 milyon öğretmenden fazla öğretmen eğitim sisteminde yer alıyor. Yani mevcut eğitim sistemindeki öğretmenlerin yaklaşık yüzde 75'i son 19-20 yılda eğitim öğretime katılmıştır. Bunların büyük bir çoğunluğu yüzde 59'u kadınlarımızdan oluşuyor. Aynı zamanda kadınlarımızın istihdamı ile ilgili de çok önemli bir açılıma yol açıyor. Bu kadar öğrenci sayısı artmasına rağmen öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 2000'li yılların çok altına düştüğü gibi OECD ortalamasını yakaladı. Yani bu büyüme özellikle öğretmen istihdamı ile birlikte kalite odaklı bir büyüme olarak gerçekleşti.

(Yeni öğretmen ataması var mı?) Hiçbir yıl yok ki son 20 yılda öğretmen ataması olmasın. Yani ihtiyaca binaen özellikle Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeni açılımlarına odaklanarak mutlaka yeni öğretmen istihdamları da olacak. Mesela biz bu dönemde en fazla ağırlık verdiğimiz Milli Eğitim Bakanlığı olarak eğitim politikalarından bir tanesi okul öncesi eğitimin okullaşma oranını yükseltmek. Bunu ne için istiyoruz, birincisi eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek. İkincisi de tüm öğrencilerimizin, yavrularımızın sadece bilişsel becerilerini değil bilişsel olmayan becerilerini de geliştirelim istiyoruz. Bunun için çok önemli bir hedef koyarak 3 bin tane yeni anaokulu yapmak için yola çıkmıştık. Şimdi Milli Eğitim Bakanlığı olarak okul öncesi eğitime ağırlık verince, 20 bin öğretmen atamasını da 7 bin 503 öğretmenimizi okul öncesi öğretmen olarak istihdam ettik. Yani Bakanlığın değişen politikaları, önceliklerine göre mutlaka dağılımı farklılaşan öğretmen atamaları gerçekleşecek.

Öğretmenlik Meslek Kanunu, başlangıç kanunudur. En önemli yenilik aday öğretmenlikte sınavın kaldırılması. Aynı zamanda son zamanlarda en çok tartışılan uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik. Uzman öğretmenlikte 180 saatlik bir uzaktan eğitim alıyorlar ve yapılan sınavla uzman öğretmen oluyor. Öncelikle özlük hakkına değinelim. Uzman öğretmen olan öğretmenlerimiz 1 derece alıyor. Sistemde yaklaşık 75 bin tane uzman öğretmen vardı. Zaten vardı, ilk defa kapsamı genişletilecek şekilde bir mekanizma oldu. Bu düzenleme yeni bir düzenleme değil aslında. Burada öncekinden farklılık var, önceki düzenlemede kota vardı. 

614 bin öğretmen başvurmuş, hepsi başarılı olursa hepsi baş öğretmen veya uzman öğretmen olabilecek.

(Okullarda koronavirüs önlemleri) Dersliklerde maske kullanımı zorunluluğu olmayacak.