Koronavirüs dünyanın birçok ülkesine yayıldı. Virüs insan yaşamını tehdit ettiği gibi hayatı da neredeyse durma noktasına getirdi. Bu dönemde yaşanan bu sorunlara bağlı olarak üretim ve tüketim dengesi de zarar görüyor. Alınan sıkı tedbirler ülke ekonomilerine de zarar veriyor. EBSO'dan yapılan açıklamada da bu konunun altı çizilerek ekonominin ayağa kaldırılması ve hayatın normele dönmesi için daha radikal adımların atılması gerektiği vurgulandı. EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ve Meclis Başkanı Salih Esen ortak yaptıkları açıklamada şunları dile getirdi: Küresel salgın Covid-19, etkisini artırırken, küresel ekonomi de ciddi şekilde hasar görmeye devam etmektedir. Bunun için de, tüm ülkelerde olağanüstü ekonomik tedbir paketleri açıklanmaktadır. Çünkü, olağanüstü dönemler olağanüstü önlemler gerektirmektedir. Bu anlamda, Hükümetimizden de art arda önleyici adımlar açıklanmaktadır. İş dünyası olarak atılan her bir adımı çok önemsiyor ve teşekkür ediyoruz. Ancak, zaman geçtikçe anlıyoruz ki, belirsizlik ve sıkıntılar artarak devam etmektedir. İyiniyetli olarak yapılan ertelemeler kısa vade için olumlu ama ne yazık ki yeterli olmayacaktır. O nedenle, daha somut ve radikal adımlara ihtiyacımız vardır. İşçi çıkarılmasının önüne geçmek için uygulamaya alınan kısa çalışma ödeneği, birtakım kısıtlar nedeni ile toplam harcamanın sadece üçte birini karşılamaktadır. Ancak, geldiğimiz süreç itibari ile tamamının ödenmesi zorunluluğu doğmuştur. Bu sebeple, çalışanların ücretlerinin tamamının ödenmesi için acilen işsizlik fonunun devreye sokulması gerekmektedir. İcra işlemlerinin durdurulması, çek ödemelerine getirilen üstü kapalı korumacılık, kira ödemelerinin 3 ay süre ile ödenmemesine yol açacak tedbirler, vatandaşın vatandaşa olan borcunu ödemedeki her aksama, piyasada zincirleme bir şekilde tüm kesimlere olumsuz yansıyacaktır. Ve hatta kötü niyetli kişilerce bu durum kullanılarak, ödemelerin tamamen durma noktasına gelmesi de söz konusudur. Vatandaş bir yandan can derdinde, diğer yandan yıllarını verdiği şirketinin yok olacağı endişesi arasında sıkışıp kalmıştır. Biz diyoruz ki; gün, enflasyon ve sıkı para politika hedeflerinin tutturulacağı gün değildir. Gün, devletin elini cebine atarak yurtdışı örneklerinde gördüğümüz gibi işverenin işlerini devam ettirmesini sağlayacak, vatandaşların da temel ihtiyaçlarını giderecek ödemeleri üstleneceği gündür. Yani, herkesin kamuya olanlar dışındaki vadesi gelen borçlarını, maaşlarını ödeyebilmesi sağlanabilmelidir. Çünkü, gün, işverene, çalışana, vatandaşa nefes olma günüdür. Devlet de, bugünler içindir. Birlikte hareket ettiğimiz sürece en kısa sürede atlatacağımıza inancımız tamdır. Bu zorlu kritik süreçte; bireyden, devlete, özel sektöre kadar her birimize düşen görevleri seferberlik mantığı içerisinde ama moral ve motivasyonumuzu da yüksek tutarak yerine getirmek zorunda olduğumuzu da unutmamalıyız.