Bilim insanları, yeni teknolojileri kullanarak 1890'da Rusya'da keşfedilen ve Shigir İdolü olarak adlandırılan ahşap insan heykelinin yaklaşık 12 bin 250 yaşında olduğunu hesapladı. Arkeologlar, Mısır’daki ünlü Keops Piramidi ve İngiltere’deki Stonehenge’dan iki kat daha yaşlı olan heykelin insanlığın tarihinin en eski miraslarından biri olduğunu ifade ederek, ilk medeniyetlerine dair bilinmeyenleri ortaya çıkardığını söyledi.
 
1890'DA RUS MADENCİLER TARAFINDAN BULUNDU
Rus Bilimler Akademisi (RAS) ve Almanya'daki Göttingen Üniversitesi’nden araştırmacılar, Rusya'da 1890'da keşfedilen ahşap bir heykelin daha önce düşünüldüğünden çok daha eski olduğunu ortaya koydu.
“Shigir İdolü” adı verilen ahşap heykel  ilk olarak Ural Dağları’nın yakınındaki Yekaterinburg kentinin 100 km kuzeyindeki bir bataklıkta  Rus altın madencileri tarafından keşfedildi. 1990'larda yapılan radyokarbon tarihlemesinde eserin 9 bin 750 yaşında olduğu hesaplandı.


YENİ TEKNOLOJİ 12 BİN 250 YAŞINDA OLDUĞUNU GÖSTERDİ
Quaternary International adlı dergide yayımlanan yeni  çalışma kapsamında, Göttingen Üniversitesi ve RAS Arkeoloji Enstitüsü'nde eseri inceleyen ekip, son teknolojilerden yaralandı. Ayrıca, büyük heykeli oymak için kullanılan ağaçtaki 159 halkayı inceledi ve “Shigor İdolü”nün yaklaşık 12 bin 250 yaşında olduğu ortaya çıktı.


MISIR PİRAMİTLERİ VE STONEHENGE'DAN İKİ KAT DAHA YAŞLI
Bu durum onu, İngiltere'deki yaklaşık 5 bin yıl öncesine tarihlenen Stonehenge ve 4 bin 500 yıl önce inşa edilen Keops Piramidi’nin iki katından daha yaşlı yaparken, insanlık tarihinin en eski miraslarından bir haline getirdi. 
İlk yapıldığı zaman 5 metre yükseliğinde olduğu düşünülen Shigi İdolü’nün tamamında zikzak çizgiler ve tepesine oyulmuş  insan benzeri bir yüz bulunuyor. Heykeli  ilk kez 1890'da keşfedildiğinde on farklı parça halinde bulundu. 10 bin yıldan fazla bir süredir Ural Dağları'ndaki turba bataklığının asidik antimikrobiyal ortamında korunduğundan günümüze neredeyse bozulmadan geldi. 


İKLİM  KOŞULLARININ İNSAN YAŞAMINI ELVERİŞLİ HALE GELDİĞİ İLK ZAMANDA ORTAYA ÇIKTI
Diğer taraftan ekip, heykelin son Buz Devri'nin sonunda ve mevcut jeolojik dönem olan Holosen'in başlangıcında oyulduğuna inandıklarını açıkladı. 
Holosen, 11 bin ile 12 bin yıl önce başlayan ve günümüzde de  sürmekte olan jeolojik döneme denk geliyor ve antik Yunancada “tamamen yenilenmiş” anlamına geliyor. Bu dönemde dünya daha ılıman bir döneme geçiş yaptı ve mamut, yünlü gergedan, dev vombat gibi Buzul Çağı hayvanların soyu tükendi. Ayrıca, bu dönemde iklim koşuuları insan yaşamını elverişli hale gelmesiyle avcılık-toplayıcıtan  tarım toplumuna geçiş yapıldı ve ilk medeniyetler ortaya çıkmaya başladı. 


BAZI PARÇALARI KAYBOLDU
Konuyla ilgili açıklama yapan arkeolog Thomas Terberger'e göre, idolün oyulduğu dönem büyük bir iklim değişikliği yaşandı. Bu dönem erken ormanların Avrasya'ya yayılmaya başladığı bir zamandı ve doğadaki değişiklik sanatı değiştirdi. Terberger,  figüratif tasarımlar ve mağaralara boyanmış ve kayaya oyulmuş hayvanların da bu zamanda ortaya çıktığını ve bu durumun insanların karşılaştıkları zorlu ortamlarla başa çıkmalarına yardımcı olmanın bir yolu olabileceğini söyledi. 
Diğer taraftan, araştırmacılar Mısır'ın ünlü piramitlerinden iki kat daha yaşlı olmasına rağmen Shigir İdolü’nün günümüze ulaşmasının bilim insanları için büyük bir çalışma kaynağı olduğunu söyledi.Ancak bazı parçalar kayboldu ve şimdi heykel yaklaşık  3,5 metre boyunda. 
Bununla birlikte, heykelin karakteristik işaretlerini oluşturmak için en az iki veya üç farklı boyutta cilalı bir taş ve taş keski kullanan eski sanatçılar tarafından bir karaçam ağacından yapıldığı düşünülüyor.


SANAT, SANILDIĞI GİBİ TARIM TOPLUMLARININ ORTAYA ÇIKIŞIYLA BAŞLAMADI
Çalışmanın yazarları, idolü inşa eden insanların ahşabı şekillendirme ve oyma becerilerine sahip olduklarını belirtti, yani şimdiye kadar keşfedilen türünün tek nesne olsa da, bu onların daha fazlasını yapmadıkları anlamına gelmiyor.
Terberger, “Shigir İdolü, eski avcı toplayıcı toplulukların daha önce anlaşılmayan bir ölçüde sanat, fikir ve karmaşık ritüellere sahip olduğunu kanıtlıyorç Avcı-toplayıcıların karmaşık ritüelleri olduğunu ve fikirlerin ve sanatın çok karmaşık bir şekilde ifade edilebileceğini kabul etmeliyiz. Sanat, sanılanın aksine tarım toplumuna geçişle başlamadı,çok daha önce avcı-toplayıcılarda görüldü" açıklamasını yaptı.