Sizi tanıyabilir miyiz?

1985 İskenderun doğumluyum. Evliyim ve iki kız babasıyım. Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Kadın Hastalıkları ve Doğum ihtisasım için 5 yıl Ankara Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesinde görev yaptım. İhtisasımı tamamlayıp uzman ünvanını aldıktan sonra devlet hizmet yükümlülüğü kapsamında mecburi hizmetimi tamamladım. Uzun yıllar Başkent Üniversitesi bünyesinde öğretim üyesi olarak görev yaparken Başkent Üniversitesi Konya Uygulama ve Araştırma Hastanesi Tüp Bebek Ünitesini kurdum ve ünite sorumluluğu görevini yaptım. Başkent Üniversitesi’nde çalıştığım süre içerisinde infertilite alanında bilimsel olarak çalışmalarımı sürdürdüm. Bu süreçte alanım ile ilgili çok sayıda uluslararası ve ulusal makale yayınladım. 2021 yılında Başkent Üniversitesi’nden doçentlik ünvanını almaya hak kazandım. Yaklaşık 3 yıldır İzmir de Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı olarak görev yapıyorum.

Bir klinik merkeziniz var, neler yapıyorsunuz bize bunlardan bahsedebilir misiniz?

İzmir IVF Clinic bünyesinde ağırlıklı olarak infertilite yani çocuk istemi üzerine hizmet veren bir kliniğimiz mevcut. Kliniğimizde her biri işinde eğitimli ve deneyimli 20 sağlık personeli çalışmaktadır. Çocuk istemi olan çiftlerimizin talepleri doğrultusunda gerekli tüm tıbbı tetkik ve incelemeler yapılmakta ve tespit edilen problemlere yönelik tedavi stratejileri uygulanmaktadır. Bu tedavi stratejileri; ilaçsız doğal yöntemler ile takip etme, yumurtlatma tedavileri, aşılama ve tüp bebek tedavileri şeklinde kişiye özel olarak planlanmaktadır. Bu tedaviler sırasında rahim ve yumurtalıklarda tespit edilmiş problemleri, kapalı ameliyat olarak bilinen endoskopik cerrahiler ile gidermekteyiz.

Günümüzde çocuk sahibi olma hakkında ne düşünüyorsunuz?

Çocuk sahibi olmak bilindiği üzere büyük bir sorumluluk gerektirmektedir. Genellikle çiftlerimiz belirli süre birliktelikten sonra bir çocuk sahibi olmayı planlamaktadır. Eğer belirgin bir problem yoksa çiftlerimizin yaklaşık %90’ı birinci yılın sonunda gebelik şansı yakalamaktadır. Eğer çiftlerden kadının yaşı 35 in üstünde ise kendiliğinden bir gebelik oluşması için beklenen süre 6 aya düşmektedir. Bu süre sonunda eğer gebelik olmamış ise bir araştırma ve tedavi ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz.

 

Bu konuda size gelen taleplerin oranı nasıl?

Bir yıllık süre sonunda çocuk sahibi olamayan ve başvuran çiftlerin toplumda görülme sıklığı yaklaşık %15 ile %20 arasındadır. Bu başvurular kadın kaynaklı veya erkek kaynaklı olabilmektedir. Oranlar birbirine çok yakın diyebiliriz. Kadınlarda çoğunlukla ileri yaş problemleri ile karşılaşırken erkeklerde sperm morfoloji bozukluğu çok yaygın olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

Danışanlarınız ile nasıl bir süreç ilerletiyorsunuz?

Çiftlerimiz bizlere ulaştığında öncelikli olarak uygun bir zamana randevu oluşturuyoruz. Randevu gününe gelirken eğer varsa daha önce uygulanmış tedaviler ile ilgili tetkik ve dökümanları yanlarında getirmelerini istiyoruz. İlk olarak yaklaşık 30 dakikalık bir görüşme ile süreci başlatmış oluyoruz. Bu görüşmeyi daha önce uygulanmış olan tetkik ve tedavilerin incelenmesi ve muayene süreci takip etmektedir. Muayene sonrasında tekrar bir görüşme ile danışanlarımıza uygun tedavi planlanır ve bu tedavi sürecinin nasıl ilerleyeceği ile ilgili detaylı bilgi verilir.

 

Çocuk sahibi olmak isteyen ailelere nasıl tavsiyelerde bulunuyorsunuz?

Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin gebelik planlamadan önce mutlaka bir Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanına muayene olmalarını ve gebeliğe engel bir durumun varlığı açısından değerlendirilmelerini öneririm. Ayrıca bu dönemde alkol sigara gibi alışkanlıkların bırakılması ve düzenli beslenme önerilerimiz arasındadır. Çünkü bu alışkanlıkların hem erkek hem de kadın üreme hücreleri olan yumurta ve sperm üzerinde negatif etkisi net olarak gösterilmiştir.

 

Çocuk sahibi olma konusunda zorlanan insanların sayısı her geçen gün artıyor, bunun nedenleri nelerdir sizce?

Son zamanlarda ciddi oranda bir artış söz konusu. Başlıca sebeplerini iki şekilde açıklamak mümkündür. Birincisi, kadınların önceki yıllara göre daha geç yaşlarda anne olma planlamalarıdır. Özellikle 35 yaş sonrasında kadınlarda gebelik şansı ciddi oranda azalmaktadır. Yıllar içinde edindiğimiz tecrübelerle, erken yaşlarda çocuk sahibi olmak istemeyen kadınların daha ileri yaşlarda fikir değiştirdiklerine şahitlik ediyoruz. Dolayısıyla erken yaşlarda özellikle 35 yaş öncesinde gebelik planlanmıyorsa yumurta dondurma açısından mutlaka değerlendirilme yapılmalıdır.

İkincisi ise, giderek artış gösteren kötü beslenme düzeni ve sigara alışkanlıklarıdır. Özellikle erkekler de sigara kullanımına bağlı ciddi sperm bozuklukları ile karşılaşılmaktadır.

 

Sizi diğer merkezlerden ayıran özellikler nelerdir?

Bizi diğer merkezlerde ayıran en önemli özellik sadece infertilite yani çocuk istemi tedavilerine yoğunlaşmamızdır. Kadın Hastalıkları ve Doğum branşı riskli gebelik adı verilen Perinatoloji bölümü, Onkoloji bölümü, Genital estetik bölümü ve İnfertilite bölümü gibi çok farklı alt branşları içeren bir ana bilim dalıdır. Önemli olan çok dağılmadan bu alt gruplardan biri üzerinde uzmanlık ve tecrübe edinmektir. Uzun yıllardır sadece infertilite tedavi uygulamaları ile hizmet sunmaktayız. İnfertilite konusunda tüm Dünya’da yapılan güncel çalışmaları ve kongreleri takip ederek kendi çalışmalarımız ile katkıda bulunuyoruz. Bilim ışığında ve etik kurallar çerçevesinde kişiye özel yani bireyselleştirilmiş tedaviler ile yüksek gebelik başarı oranı ile hizmet vermekteyiz.