Olay, 2014 yılının Nisan ayında, Bayraklı ilçesi 1620/43 Sokak'taki 12 numaralı evin önünde meydana geldi. İzmir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi'nden (İZSU) emekli Muharrem Kül, oturduğu 4 katlı apartmanın yanındaki tek katlı evde yaşayan komşularıyla sık sık bahçelerine çöp ve hurda tahta bıraktıkları gerekçesiyle tartıştı. Kül, yine komşusu Filiz Karaca'ya, evlerinin bahçelerine bıraktıkları, ısınmak amacıyla kullanılan tahta kasaların, hem kendi evinde rutubet yaptığını hem de olası yangında zarar vereceğini söyleyerek, kaldırmalarını istedi. Bunun üzerine çıkan tartışmada, Muharrem Kül, 6 aylık hamile Duygu Ersoy ile annesi Filiz Karaca'ya yanında bulunan tabancayla ateş etti. Ersoy, ağır yaralanırken, annesi ise hafif yaralandı. Duygu Ersoy, kaldırıldığı Ege Üniversitesi Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Olay sonrası tutuklanan Kül hakkında, 'kasten adam öldürmeye teşebbüs' ve 'hamile kadını öldürme' suçlarından 1'i ağırlaştırılmış 2 kez ömür boyu hapis ve 'ruhsatsız silah taşımak' suçundan 2 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. İzmir 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılama sonucu Muharrem Kül'e, hamile Duygu Ersoy'u öldürdüğü için 'genç kadının hesap sorar tarzda üzerine yürümesi', 'niteliksiz tahrik' kabul edilip, duruşmalardaki iyi hali de göz önünde bulundurularak, 16 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Kül, ayrıca Filiz Karaca'ya yönelik eyleminden 6 yıl 8 ay ve 'ruhsatsız silah taşımak' suçundan da 1 yıl 3 ay hapse mahkum edildi. Toplam 24 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırılan Kül hakkındaki karar, davaya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı müdahil olmadığı için Yargıtay tarafından bozuldu. 'Ruhsatsız silah taşımak'tan verilen 1 yıl 3 ay hapis cezası ise onandı. SAVCI, CEZADA İNDİRİM İSTEDİ İzmir 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden görülen davanın duruşmasına tutuklu sanık Muharrem Kül, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekili avukat Müjgan Bilgen Özen ve tarafların avukatları katıldı. Bakanlığın müdahilliğine karar verilmesinin ardından söz alan avukat Özen, daha önceki yargılamada genç kadının hamileliğinin verilen cezada etkisinin olmamasından dolayı bu hususun tekrar değerlendirilmesini ve sanığa indirim yapılmadan üst sınırdan ceza verilmesini talep etti. Duruşma savcısı da esasa yönelik verdiği mütalaasında sanığa 'kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu, 'kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan ise ömür boyu hapis cezası talebinde bulundu. Savcı, ayrıca sanığın suçu haksız tahrik altında işlediğini belirterek, cezasında indirim uygulanmasını istedi. 'HAMİLE OLDUĞUNU BİLMİYORDUM' Son sözü sorulan sanık Muharrem Kül, olayı nefsi müdafaa altında işlediğini öne sürerek, "Maktül ve ailesi olay günü bana satır ve sopalarla saldırdı. Ben evime kaçtım; ancak eşim, çocuğumu okula almaya gitmişti. Dönüşte onların zarar görebileceğini düşünerek, silahımı alarak dışarı çıktım. Silahın emniyetini indirirken, yine saldırdılar. Bu sırada silah patladı. Maktulün hamile olduğunu bilmiyordum. Kendimi ve ailemi korumak istedim. Beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum" dedi. Mahkeme heyeti, sanık Muharrem Kül'ü, Duygu Ersoy'u öldürdüğü için 'kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırırken, suçu haksız tahrik altında işlediği gerekçesiyle cezayı ömür boyu hapse çevirdi. Sanığın duruşmalardaki 'iyi hali'nden dolayı da ceza, 20 yıla indirildi. Sanık Kül'e, yaraladığı Filiz Karaca'ya yönelik eylemi nedeniyle de 'haksız tahrik indirimi' uygulanarak, 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi. 'Ruhsatsız silah taşımak' suçundan verilen ve onanan 1 yıl 3 ay hapis cezası ile birlikte toplam 28 yıl 9 ay hapse mahkum edilen Muharrem Kül'ün tutukluluk halinin devamına karar verildi.