GÜNDEME BAKIŞ - CHP İzmir önceki dönem il başkanı Deniz Yücel, gündemi değerlendirerek, 5 yıl il başkanlığı sürecine ilişkin merak edilenler soruları Gündeme Bakış Tv'de Halime Erdoğan'a yanıtladı. Milletvekili aday adaylığı, siyasete bakış açısı, yeni il başkanının belirlenme süreci ve bu süreçte yaşanan tartışmalara ilişkin soruları yanıtlayan Yücel, örgüte önemli mesajlar verdi.

"GÖREVE BAŞLARKEN 5 YIL YAPACAĞIMI DÜŞÜNMEMİŞTİM"

CHP İzmir İl Başkanlığı görevine ilk seçildiği dönem, bu görevi 5 sene aralıksız olarak sürdüreceğini düşünmediğini anlatan Yücel, "Açıkçası 5 sene il başkanlığı yaparım, 5 sene görev yaparım' gibi bir düşünce aklımın ucundan bile geçmezdi. Çünkü bu görev normalde 2 yıllık bir görev. İlk dönem seçildik, 2 yıl görevimizi yaptık, ikinci dönem yeniden seçildik, ikinci dönem kongre dönemi pandemi nedeniyle askıya alındı ve erken seçim olabileceği ihtimaline binaen. Neticede 5 sene görevi tamamladık. Geçmişte de kongrelerin ertelendiği, askıya alındığı dönemler oldu ama hem 2 dönem üst üste yapıp hem de kongrelerin askıya alınması 5 sene kesintisiz bir süreç oluşturdu. Böyle bir şey yoktu kafamda, kaldı ki; ikinci dönem yeniden il başkanı olmak gibi bir düşünce de kafamda yoktu ancak bazen olaylar, koşullar kendiliğinden gelişiyor. Hiç düşünmeseniz bile tasarlamasanız bile belli bir göreve gelebiliyor ya da devam edebiliyorsunuz" dedi. 

"SAHADA OLMAYA ÖNEM VERDİK"

5 yıllık çalışmalara yönelik bilgi veren Yücel, "Dolu dolu geçen bir 5 sene oldu. Genel seçim, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve yerel seçim atlattık. 2 olağan kurultay, 1 tüzük kurultayı atlattık. Pandemiyi yaşadık, kısıtlamalarla karşılaştık. Normalde yaptığımız çalışmaları, iletişimi, diyaloğu sürdürmek gerekiyordu. İnsanların ihtiyaçlarını gidermek, sorunlarına çözüm üretme noktasında belediyelerimiz ve örgütümüzle çok büyük dayanışma halinde bir dönem geçirdik. Pandeminin getirdiği olumsuzlukları bir fırsata çevirdik diyebilirim. İzmir depremini yaşadık. İzmir'de yaşayan tüm vatandaşlarımızda bir travma yaşattı deprem, 117 canımızı kaybettik, yaraların sarılması, dayanışma duygusunun oluşturulması kolay bir iş değildi. Depremzedelerin yaşayabilecekleri güvenli konutlar inşa edilmesi noktasında birtakım inisiyatifler aldık; Büyükşehir Belediyemizin meclis kararıyla emsal artırılmasına gidilmesi gibi. İzmir'de üst üste yangılar oldu, birçok olumsuzluklar oldu. Dayanışma ve birlikte çalışma kültürüyle bu olumsuzlukların hepsinin üstesinden gelmeyi bildik. Son 1,5 yılda sahada olmaya çok önem verdik. Vatandaşın nabzını tuttuk, esnaf, STK ziyaretleri, çarşı, pazar ziyaretleri yaptık. Bu da çok olumlu bir geri dönüş sağladı. Çünkü iktidar partisinin yaşattığı olumsuzluklardan, ekonomik krizden, hayat pahalılığından bunalan vatandaşlarımızın bizleri sahada gördükçe umutları güçlendi. Sadece İzmir için söylemiyorum CHP milletvekilleriyle, parti merkeziyle, genel başkan yardımcılarıyla ve tabi ki başta Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere Türkiye'nin her yerine ayak bastılar, çalışma yaptılar. Biz de hem onlardan aldığımız feyzle hem de partimizi daha iyi yerlere taşımak adına sahadaydık" diye konuştu.   

"İYİ LİDER KRİZ YÖNETEBİLMELİ"

"5 yıllık süreçte uykularınızı kaçıran bir krizle karşılaştınız mı" sorusunu yanıtlayan Deniz Yücel, "Uykularımı kaçıran bir kriz olmadı, iyi bir yönetici, iyi bir lider kriz yönetebilmeli, kriz çıkarmamalı, kriz çözebilmeli. Sorun yaratmamalı, sorun çözebilmeli. Tabi birtakım sıkıntılar yaşadık, insanın olduğu yerde birtakım sıkıntılar olur, siyasette birtakım sıkıntılar olur. İşler her zaman istediğiniz, beklediğiniz ya da hesapladığınız gibi gitmeyebilir. Sorun ne olursa olsun çözülmesi noktasında irade koyduk. Sorunlardan kaçmadık, sorumluluk, inisiyatif aldık. Sorun çözerken kriterleriniz belliyse, benim kriterlerim, önceliğim her zaman partimizin menfaatleridir, adalettir, hakkaniyettir, vicdanlı olmaktır. Bu kriterler doğrultusunda krizi yönetir, çözmeye çalışırsanız başarılı olursunuz. Birilerini memnun, mutlu etmek için, birilerine yaranmak için ya da kendinizle ilgili birtakım amaçlar doğrultusunda hareket ederseniz, sorun çözülmez daha da büyür. Sorunlar ve krizler yumağı haline gelir, o yüzden uykularımı kaçıran bir kriz yaşamadım" açıklamasında bulundu. 

"KAFAMIN KÖŞESİNDE HİÇBİR ZAMAN 'BİR ŞEY OLMAK' OLMADI"

Yücel, uzun süredir hem parti kamuoyunun hem de basının Deniz Yücel'in milletvekili adaylığını konuştuğu ancak kendisinin istifasına birkaç gün kalana dek sessizliğini koruduğunun hatırlatılması üzerine ise, "Ben kendimle ilgili konuları konuşmayı çok sevmem. Bu görevleri yaparken parti için karşılık beklemeden, bir yere gelmek için değil tamamen partimiz için yaptım. Milletvekili adayı olmak ya da bir şey olmak hiçbir zaman kafamın bir köşesinde yer almadı. Bu kararı alırken tek başıma almadım, birlikte siyaset yaptığımız arkadaşlar, birlikte görev yaptığımız il yöneticilerimiz, ilçe başkanlarımız, belediye başkanlarımız, hatta bir kısım genel başkan yardımcılarımızla birlikte... Bu uzun süredir kamuoyunda, örgütte konuşuluyordu. Basında konuşuluyordu. Bunu herhalde en az konuşan benimdir. Kaldı ki İzmir gibi bir kentte 5 sene il başkanlığı yapan, 2 tane seçim yöneten, 5 sene görevde kalabilen bir il başkanının milletvekili aday adayı olması kadar doğal bir şey olamaz. Bu siyasetin doğasında var ama ben bunu hiçbir zaman tasarlamadım. Kafamda ne zaman şekillendi kısmı ise sanırım son 5-6 ay diyebilirim" dedi. 

"GENEL BAŞKANIMIZLA SON GÖRÜŞMEMDE SÖYLEDİM"

Yücel, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na adaylığa ilişkin bilgi verip vermediği ve onay alıp almadığına ilişkin soruya ise, "Ben Genel Başkanımızla yaptığım son görüşmede, geçen hafta değil ondan önceki hafta Cuma günü konuyu paylaştım. Ne konuştuğumuz özel bir şey, bu konularda söz, onay verilmesi gibi bir şey söz konusu olamaz. Öyle bir beklentiyle zaten milletvekili adayı olunmaz" yanıtını verdi. 

"AZİZ BEY DE TUNÇ BEY DE BİZİM İÇİN DEĞERLİ"

Yola İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Aziz Kocaoğlu ile çıktığı, şimdi ise İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile yoldaş olduğu yönündeki iddialara yönelik konuşan Yücel, "Ben Aziz Bey ile 4 sene Büyükşehir Meclisinde çalıştım, 1 yıl da il başkanı olarak çalıştım. Aziz Bey'in benim siyasi hayatımda katkısı çok büyüktür, yeri de çok önemlidir. Aziz Bey ile çalışmaktan büyük keyif aldım, ondan çok şey öğrendim. Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Bey ile de il başkanı olmadan önce bir hukukumuz vardı ama çok fazla mesaimiz yoktu. Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten sonra ilk 1 - 1,5 sene yeteri kadar doğrudan iletişim kuramamış olabiliriz, o iletişimler kuruldukça, birlikte mesai harcadıkça ve birbirimizi daha iyi anladıkça bir eksiklik varsa o eksiklik de giderildi. Büyükşehir Belediye Başkanımız özveriyle ve fedakârca çalışma yapıyor. Ne olursa olsun bizim onu desteklememiz, korumamız, kollamamız ve gerektiği takdirde de gövdemizi siper etmemiz gerekiyor. Ben bu anlayışla görev yapıyorum. Kaldı ki Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer de çok önemli özellikleri, vizyonu olan, siyasete çok farklı ve global bakabilen bir belediye başkanı. İzmir'le ilgili hayalleri var, İzmir'i dünya kenti yapma noktasında, 24 saat yaşayan bir kent yapma, kültür kenti yapma noktasında ve tabi ki ülkemizin en büyük sorunu gelir dağılımındaki adaletsizlik, hayat pahalılığı. Gelir dağılımındaki adaletsizliği giderme noktasında önemli hizmetleri var. Hepsi bizim için değerli. Aziz Bey, de Tunç Bey de...

"PARTİMİZİN TÜM DEĞERLERİYLE BİRLİKTEYİZ"

Yücel, " Aziz Kocaoğlu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımızdı, Tuncay Özkan İzmir Milletvekilimiz, geçmişte MYK üyemizdi, Tunç Soyer Büyükşehir Belediye Başkanımız, hepsi bizim için birbirinden kıymetli, değerli. Ben birinci dönemimde bugün Çiğli Belediye Başkanımız olan Utku Gümrükçü ile kongrede karşı karşıya geldim, ben kazandım, Utku Başkan bugün Çiğli Belediye Başkanı. İkinci dönemimde ben seçime tek aday olarak girdim ve İzmir'deki tüm partililer bana destek verdi. O zaman Tuncay Özkan'la da beraberdik, Tunç Soyer ile de beraberdik. Birileri kafasında bir şeyler kuruyor ya da tamamen siyaseten itibarsızlaştırmak, hedef göstermek için bir şeyler üretiyorlar. Ben dikkate almıyorum, önemsemiyorum bunları. Siyasette şöyle bir durum vardır; bazıları bir çatışma, ayrışma yaratıp, kendilerine hareket alanı açmaya çalışırlar. Bunlar sürekli bir şey olmak isterler, kendileri bir şey seçilmek isterler, ya belediye başkanı, ya milletvekili, ya il başkanı ya da ilçe başkanı seçilmek isterler, aklınıza ne gelirse... Bazı arkadaşlar siyasete böyle bakar ve siyaseti kişisel ikbal peşinde yaparlar. Bunları konuşan ya da üreten kişi ya da kaynaklara baktığımızda bu tip kişiler çıkıyor altında. Bu yüzden önemsemiyorum, dikkate almıyorum. İl başkanlığım süresi boyunca da hiç dikkate almadım. Bizim bir hedefimiz ve amacımız var; kendi küçük dünyalarında bir şeyler kuran kişileri hedef göstererek itibarsızlaştırmaya çalışarak, çatışarak kendilerine hareket alanı sağlamaya çalışan kişilerin ne dediği ile hiç ilgilenmiyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer de geçmiş dönem Büyükşehir Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu'da İzmir Milletvekilimiz Tuncay Özkan da bizim partimizin değerleridir. O yüzden önemsemiyorum. Partimizin tüm değerleri ile birlikteyiz" dedi. 

"BAĞIMSIZLIK BENİM KARAKTERİMDİR"

Yücel konuya ilişkin açıklamasını şöyle sürdürdü: 

İktidarın borazanlığını yapan bir yayın kuruluşu sürekli Büyükşehir Belediye Başkanımıza, CHP'ye, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'na, zaman zaman ilçe belediye başkanlarımıza zaman zaman da Deniz Yücel'e vuruyor. Neden; Deniz Yücel, kendi halinde bir adam ama Deniz Yücel CHP İzmir İl Başkanı. Bir gün bir baktık, 'İzmir'in 2 başarısız başkanı' diye başlık atmışlar; Deniz Yücel ve Tunç Soyer... Bu haberden 2-3 gün sonra ben Tunç Başkanla bir araya geldim ve 'Çok hoşuma gitti, demek ki biz doğru yoldayız, ikimizi hedef gösteren bir yazı yazmış' dedim. Bu birlikteliğimizi, yoldaşlığımızı daha da güçlendirmek lazım, birilerini rahatsız ediyor ve rahatsız etmesi de iyi bir şey. Mustafa Kemal 'Bağımsızlık benim karakterimdir' der. Ben bunu hayat felsefesi olarak kabul etmiş ve uygulayan bir insanım. Benim siyasette bağlı olduğum tek şey CHP'dir. Partimizde görev alan kişiler, ne görev almış olurlarsa olsunlar çok değerlidir. Onlara her zaman destek oluruz, dayanışma ile mücadelemizi sürdürürüz. CHP her şeyin üstündedir, karar alırken partinin yararları, partinin menfaati neyse ben onu önceleyerek tavır alır ve karar veririm. Gerektiği takdirde kendi göğsümü de siper ederim parti için, bunu da çok yaptım. 

"İL BAŞKANLIĞI YAPABİLECEK ÇOK ARKADAŞIMIZ VAR"

Parti içinde yaşanan "Yeni il başkanı" belirleme tartışmalarını da değerlendiren Yücel, "CHP İzmir İl Başkanlığı yapmak çok önemli bir görev, onurlu bir görev, bir taraftan da kritik bir görev. Bu görevi yapabilecek çok arkadaşımız var, herkesin yeri doldurulur, Deniz Yücel'in de yeri doldurulur. Tüzüğümüzde boşalan görevlerin ne şekilde doldurulacağı açık şekilde yazılmış, hüküm altına alınmış. Tüzüğümüzün esas olan kuralı 'yönetim içerden ya da dışarıdan seçer' der. Seçimlere 6 aydan az bir zaman kaldıysa MYK'nın atama yetkisi vardır, dışarıdan bir atama da olur. Bunların hepsi atamada olabilir, seçenektir, bu seçeneklerden biri tercih edilecektir. Böyle önemli bir seçime giderken Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımızın bilgisi dışında il başkanı seçimi yapılması düşünülemez. Zaten genelgede de o şekilde bir hüküm var. İsimleri konuşmak, tartışmak doğru olmaz, bu görevi yapabilecek birçok arkadaşımız var ama neticede biz birlikte seçildik ve 3 yıl görev yaptık. Pandemisi, depremi, saha, alan çalışmalarıyla, satın alınan il binamızın yapım aşamasını geçirdik, birçok zorluk yaşadık ve il yönetimi bu zorlukların hepsinin üstesinden gelmeyi bildi. Birbirilerine kenetlendiler, partilik bilinciyle görev yaptılar, yönetimin içinden bir arkadaşımızın bu göreve devam etmesi bizi mutlu eder. Bu görüşümüzü yetkililerle, partimizin karar verici konumlarıyla bunu paylaştık. Yönetimin dışından biri olamaz mı, tabi ki olur, geçmişte örnekleri vardır, tüzük neyi emrediyorsa bunlardan biri tercih edilecek. ,

"KAYA TECRÜBELİ BİR ARKADAŞIMIZ"

Deniz Yücel, 20'nin üzerinde il yöneticisinin Çağdaş Kaya isminde uzlaşmış olmasını ise, "Çağdaş Kaya bizim sevdiğimiz, saydığımız, genç yaşına rağmen tecrübe sahibi olmuş bir arkadaşımız. Geçmişte, Buca İlçe Başkanlığı yaptı, önemli bir seçim yönetti. 3 yıldır birlikteyiz, il başkan yardımcımız. Geçmişte gençlik kolları başkanlığı yaptı, partinin çeşitli kademelerinde çalıştı. Çağdaş arkadaşımız bu görevi hakkıyla, layıkıyla yapabilecek bir arkadaşımız. Karar vericiler bu seçeneklerden birini tercih edecek. Mutabakat ve uzlaşı çabası var, bunu da hem genel merkezle hem de diğer ilgilerle paylaştığını biliyorum. Dediğim gibi CHP İzmir İl Başkanlığı önemli bir görev, bu göreve gelmek isteyen arkadaşlarımız olabilir, yönetimin içinde de böyle bir uzlaşı olması çok önemli. Bu seçeneklerden biri tercih edilecektir" sözleriyle değerlendirdi. 

"ADAMCILIKLA GÖREV YAPAMAYIZ"

"Yönetiminin arkasına durmadı" eleştirilerini de yanıtlayan Yücel, "Çok samimi söylüyorum, bizim yöneticilerimizin böyle bir eleştirisi olacağını düşünmüyorum. Bir çatışma ortamı yaratarak kendine hareket alanı sağlamak isteyen kişilerin ürettiği şeyler. Benim bu yönetimle 3 yıldır nasıl çalıştığımı, nasıl başkanlık yaptığımı tüm yöneticilerimiz bilir, ilçe başkanlarımız da bilir. Buna artı; istifa etmeden önce hızlı bir şekilde ilçe turları yaptık, 30 ilçeyi ziyaret ettik, inanılmaz bir sevgi seliyle karşılandık. Ben böyle bir ilgi ve alaka beklemiyordum. O yüzden böyle bir eleştirinin samimi olduğunu düşünmüyorum. Kaldı ki biz bu görevleri parti için yapıyoruz. Çağdaş arkadaşımızın üzerinde böyle bir mutabakat varsa bu çok kıymetli. Bunu görmek, önemsemek lazım. Tüzüğün verdiği yetkiler var, bu yetkileri de kullanacak olan partidir, genel merkezdir. Bu yüzden bizim, hele ki Deniz Yücel'in adamcılık yapma gibi bir durumu asla olamaz. Elbette biz birlikte görev yaptık ama genel merkezin kararı. Bizim dileğimiz, temennimiz, isteğimiz olmayabilir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun yıldönümünde çok hayati bir seçime gidiyoruz. Burada isimlere takılmak 'O niye olmadı, bu niye olmadı' tartışmasına girmek bize yakışmaz. Kimseye de yakışmaz. O yüzden çok önemsememek lazım. Kişilere bağlı ya da adamcılık boyutunda bu görevleri yapamayız, en azından ben yapmam" dedi.