Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - CHP İzmir Milletvekili ve Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Mahir Polat, 16 Eylül Cumartesi günü gerçekleştirilen İzmir İl Kongresinde yaşanan arbedeyi GÜNDEME BAKIŞ TV’de değerlendirerek, önemli açıklamalarda bulundu.
"KİMİN KİME İŞARET VERDİĞİNİ GÖRDÜM"
Delegelerin blok liste hakkını kullanmak istemesiyle başlayan gerilimin, şiddete dönüşmesi sürecinde, kimin kime işaret verdiğini gördüğünün altını çizen Polat, "Blok ve çarşaf listenin ne şekilde olacağı bizim tüzüğümüzde var. Bir kısım delege imza verir ve divan tarafından oylama yapılır. Çarşaf mı blok mu olacağına delege karar verir. Blok hakkının kullanımı sırasında bir takım arkadaşlar antidemokratik bir yöntemle, gerilim siyasetini şiddete çevirmeye çalıştılar. Bunu an be an kimlerin ne şekilde yaptığını ben biliyorum. Ben 9'uncu yılını yaşayan bir Yüksek Disiplin Kurulu üyesiyim. Gördüm, bunlar bende saklı. Partim isterse hem arşivlerimde duruyor bunlar, hem de kimin kime işaret verdiğini, su ikram ettiğini, kaş göz ettiğini hepsini net biliyorum. Kimin kimle kol kola girdiğini, kimin haber yaptırdığını biliyorum. Bunların hepsini gördüm" dedi.
"BAR, PAVYON FEDAİSİ TARZINDA İNSANLAR GETİRİLDİ"
Polat, olay anını ve öncesinde yaşananları şöyle anlattı:
“Ben orada bu olaya sebebiyet verenlerin, bar pavyon fedaisi tarzında insanların getirildiğini, birçoğunun CHP üyesi olmadığını da biliyorum. Bir sosyal olay sırasında taşkınlığa bulaşmış CHP'liler olabilir ama o olay için dışarıdan getirilmiş fakat CHP ile alakası olmayan, CHP kongresini kana bulamaya çalışan bir güruh olduğunu görüyorum ve biliyorum onları. Oradaki hedef ben değildim. Başkanlarımız olduğunu gördüm. O güruh beni aştı. Benim yanımda Bornova'nın gençleri vardı. Beni çıkarmak istediler ama ben çıkmak istemedim.
"BENİ ÇIKARTMAK İSTEDİLER, ÇIKMAK İSTEMEDİM"
CHP Gençlik Kollarından gelen, CHP kültürü almış, CHP'de yetişmiş hiç kimsenin birbirine laf söylemekten öte fiile geçeceğini sanmıyorum. Kalbi var insanların, parti vicdanı var. Orada bir CHP'nin genci bana yumruk kaldıramaz, herhangi bir CHP'liye de kaldıramaz. Bizim içimizde yazılı olmayan kurallar var. Büyüğe saygı... Erdem ilkemiz var bizim. CHP gençleri bunu bilir. Kimse yer yarılıp, yerin içinden çıkmadı, benim de eşim, dostum, akrabam, yakınım var, kardeşimden öte dostlarım var. Bana zarar gelmesin diye beni çıkartmak istediler, ben de, 'Hayır bırakın beni dövecekse gençlerimiz dövsün, CHP'liler dövsün dövmek istiyorsa' dedim. Çıkmak istemedim. Çünkü orası bizim kongremiz ve benim orada olmamın simgesel bir anlamı vardı sakinleştirmek için. Ben 72 kiloyum, bizim arkadaşlar zorla beni götürdü, sonra geri döndüm.
"ÇIKTIKTAN SONRA İÇERİDE NELER KONUŞULDUĞUNU BİLİYORUM"
Çıktığım esnada, çıktıktan sonra içeride neyin konuşulduğunu, neler döndüğünü an be an biliyorum. Kimin adı ve ne olduğu belli olmayan trol hesaplardan ne haberler yaptırıldığını biliyorum. Kesinlikle tırnağıma bile zarar vermedi arkadaşlar, tırnağıma bile bir fiske değmedi, bana hiçbir arbedede saldırı olmadı. Sadece benim arkadaşlarım beni götürmeye çalışırken benim direnmem söz konusu. Ben 'salondan çıkmayacağım, burası benim salonum, ben neden çıkayım salondan' dedim. Onun dışında bana bir şey olmadı. Sanki yumruk yedim, dayak yedim, itildim gibi bir algı yaratılmaya çalışıyor.
"BENİM KORUMAM YOK"
Ben siyaset yaparken, milletvekiliyken koruma ordularıyla falan gezeceksem yapmam bunu, haram olsun. Yapmak istemem. Benim korumam olduğunu yazmışlar. Tunç Soyer'in 12, Heval Savaş Kaya'nın 24, benim 4 korumam olduğunu yazmışlar. Bir başka arkadaşımızın sıfır koruması olduğunu söylemişler. Benim korumam yok. Bunları yapanların, böyle trolleşmeye çalışan arkadaşlar olduğunu gördüm.
"ÇANAK YALAYICILARI İLE PARTİ HESAPLAŞIR"
Ben hiçbir partilinin, kendi partisine zarar vereceğini, bu şekilde anılmasını isteyeceğini düşünmüyorum. Bu partiliye yakışmaz. Eğer bunun içine karışmış partililerimiz var ise, azmettiricisi, getiricisi, götürücüsü, çanak yalayıcısı, eşi, dostu kimse bunlarla da parti hesaplaşır. Bizim partimiz disiplin kurulları iyi çalışan ve disipline önem veren bir parti. Ben burada İzmir kongresinde yaşananların tarafıyım. Benim görev süremde YDK'ya gelirse, ben sadece tanık olarak orada olacağımı beyan ediyorum. Oy kullanmam vicdani sakatlığa sebep olur ama tanıklık edeceğim. Olsam da olmasam da tanıklık beyanım olacak bu sürece dair. Bütün ayrıntılarını biliyorum ve arkadaşlarımla beraber de kim ne şekilde, kimle nereden girdi, nereden çıktı, kimle konuştu, bunların tespitlerini yapıyorum, çok iyi bir dosya oluşturuyorum.
"BÜTÜN AYRINTILARIYLA ORTAYA ÇIKACAK"
Zaten bunları olaydan birkaç saat sonra da Sayın Genel Başkanımızla konuştum. Bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkacağını düşünüyorum. Bu güruh daha önce de benzer şeyler yaptı. Onların partimizin yakınında olmasına müsaade etmeyeceğim.
"YUMRUKLARLA DEMOKRASİ SAVUNULMAZ!"
Demokrasi havariliğine soyunmanın bir alemi yok. Demokrasicilik oyununun alemi yok. İnsan dövmeye, yumruklaşmaya, kongreyi dağıtmaya yönelen insanlardan demokrasi bekler misiniz. Orada kalkıp çarşafı savunan arkadaşlarımız demokrasinin savunucusudur, yumruklarla parti içi demokrasi savunulmaz ki! Bu darbe girişimi.
"HEDEF BEN DEĞİLDİM"
Şenol (Aslanoğlu) Bey'in kaygılarının benzerlerini ben gördüm. O güruh beni aştı, hedef ben değildim, benimle birlikte olan Bornovalı ve partili gençlerle birlikte başkanlarımızın yanına hareket ettim. Başkanlarımız bir zarar görmedi. Yok Soyer'e yumruk geldi, Şenol'a böyle oldu gibi bir şey olmadı, buna müsaade etmeden çıkarttık. O salon her açıdan kamera kayıtlarının olduğu bir salon. Şenol Bey, savcılığa gidecek, emniyet müdürüne gidecek, gereğini yapacak. Bizim elimizde görüntüler var, onları da kendisiyle paylaşacağız.
"HIZLICA MYK'YA SEVK EDİLMELİ"
Bu arkadaşlarla ilgili sürece partimiz el koyacak. Bence ivedilikle Yüksek Disiplin Kurulunun bakması gerekiyor. Hızlı şekilde sonuçlanması, bu tartışmanın uzamaması gerekiyor. Bence bu arkadaşlar tespit edildikten sonra hızlıca MYK'mıza sevk edilir ve partiyle ilişiği kesilir.
"YAPANLARI DA AZMETTİRİCİLERİ DE HERKES BİLİYOR"
AK Parti kanadından gelen eleştirilere de yanıt veren CHP'li Polat, "Münferit bir olaydır, kimin yaptığını, kimin azmettirdiğini herkes biliyor. Dolayısıyla bunu genel partiler arası siyasetin bir parçası haline getirmek işgüzarlık, zorlama olur. Bizim partimizin kongresi bu olaydan ari olarak heyecanlı, coşkulu geçti. Bunu yaratan Şenol Bey ve önceki yönetimine, tüm üyelerimize, tüm İzmirlilere teşekkür ediyorum. Partimizin 100. yılına uygun bir kongre yaptılar, 2 gün sürdü. Hiç olmamış bir durumdu, 100. yılımıza yakışır, görkemli bir kongre oldu. Örgütümüz 2 gün kaynaştı. Önceki dönem Genel Başkanlarımız kıymetli bilgiler paylaştı. Bu sürecin bir parçası olanlar kendileriyle ne kadar gurur duysa azdır. CHP koca bir çınar, o çınarın yaprağının zerresi olmak hepimiz için müthiş bir şey. CHP'li olmak bir ayrıcalıktır. Türkiye'nin kurucu değeri olmaya devam ediyoruz" dedi.
"KURULTAY DELEGELERİYLE EN NET CEVAP VERİLMİŞ OLDU"
Polat seçilen kurultay delegeleri ve yeni il yönetim kurulunu ise şu sözlerle değerlendirdi:
Bence parti içindeki değişim, dönüşüm tartışmalarına kurultay delegeleri ile en net cevap verilmiş oldu. "Biz partimizin bu tarz bir çalkantılı sürece evirilmesini istemiyoruz. Partimiz güçlenerek bu süreçten çıkıp, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde yerel seçimlerde büyük bir başarıya imza atacak" demiş oldu. Yönetim kurulunu da büyük bir denge ile oluşturduklarını görüyorum. Büyük çoğunluğu yenilendi. Genç arkadaşlarımız var. İlçelerden süzülerek geldiler, ilçelerin en iyileri arasından seçildiklerini biliyorum. Kendileriyle ne kadar gurur duysalar az. Onlarla çalışmayı büyük heyecanla bekliyorum. İnşallah İzmir'de 30 ilçemizi alarak tarihi bir başarıya imza atacağız