Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - CHP Bayraklı Belediye Başkan Adayı İrfan Önal, projelerini anlatarak ilçede yaşanan deprem ve kentsel dönüşüme yönelik GÜNDEME BAKIŞ TV'de  açıklamalarda bulundu. Depremin ardından Bayraklı'nın merkezi hükümetten gerekli desteği alamadığını aktaran Önal, "Partimin birçok kademesinde görev almış, son 5 yılda İzmir Büyükşehir Belediye Meclis Üyeliğinin yanı sıra Bayraklı Meclis Üyeliği yaptım. Bayraklımızla ilgili birçok noktada çalışmaların anlatılmasında görev aldım. Aslında bulunduğum pozisyon itibariyle, imar komisyonu başkanı olmamdan dolayı AKP ile tamamen ayrıştığımız noktalarda ben söz alıyordum. Bizim halktan yana, sosyal demokrat bakış açısıyla savunduğumuz ilkelerimizle, onların bakış açısı üzerinden fazlaca tartışmalarımız oluyordu. Bayraklı'da 30 Ekim'de acı bir deprem yaşayarak 117 canımızı yitirdik. Akabinde de çok hızlı şekilde kendi yaralarımızı kendimiz sardık. Merkezi hükümetten hiçbir beklentimiz karşılanmadı.  Kendi vatandaşlarımızla dayanışarak belediyelerimiz vasıtasıyla ihtiyaçları giderdik. Daha sonra da kentin yapılaşma sürecinde belediye olarak elimizi taşın altına koyduk" dedi. 

CHP'li Önal'dan seçim mesajı... "Bayraklı da İzmir de bizim kalacak!" CHP'li Önal'dan seçim mesajı... "Bayraklı da İzmir de bizim kalacak!"

"HÜKÜMET İZMİR'E İKİRCİKLİ DAVRANIYOR"

Önal, Bayraklı'da açılan yaraların sarılması için K planı uygulaması ve ada ile parsel bazında emsal artışı verildiğini hatırlatarak, "Bayraklı en başta afet bölgesi ilan edilmedi. Gönderilmesi gereken krediler verilmedi. Vatandaşlarımızın talebi de geçmiş mevzuatlardan kazanılmış haklarımız, yani 7 kat olması gerekirken 8 kat yapılmış yerlerin hepsinde kat sayısı düşecekti ve bir mağduriyet yaşanacaktı. Biz Büyükşehir Meclisinde bu konuda çalışarak K Planlarını hazırladık. Bazı apartmanlarımızda yüzde 30 - 40'lara varan inşaat artışı verildi. Baktık ki vatandaşımız yine dönüşümü yapamıyor, çünkü inşaat maliyetleri aşırı yükselmişti. Merkezi hükümet zaten İzmir'e ikircikli davranıyor, İzmir 40 verip 1 alıyor. Biz de belediyeler olarak parsel bazında yüzde 20, ada bazında yüzde 30 emsal artışı getirdik. Vatandaşlarımız bu artışla kendi apartmanlarının yarı maliyetini çıkartabilecek" diye konuştu. 

"KREDİYİ SADECE BİR APARTMAN KULLANABİLDİ"

Depremzedelere tanınan kredinin depremzedeler tarafından kullanılamadığını dile getiren Önal, "Biz yıllardır deprem vergisi ödüyoruz, bu vergilerden yararlanamadık. Birçok yerde deprem olduğunda devlet ayrı krediler sağlıyor. İzmir ise bu noktada da cezalandırıldı. Kredilerin hiçbiri verilmedi. 0,79'la bir kredi tanımlandı ancak bu krediyi Bayraklı'da sadece 1 apartman kullanabildi. Bankalara gittiğinizde dayısı, amcası olmayan, belli ilişkileri olmayan hiç kimse bu kredilerden faydalanamadı. Krediler kağıt üzerinde verildi ancak vatandaş krediyi alamadı" açıklamasında bulundu. 

"BU KREDİLERİ KİMLER KULLANDI?"

Önal, "Devletin yüzde 9'la bankalara ödediği paranın çok üstünde faizlerle vatandaş o krediyi alamadı. Ancak bankalar bu krediyi birilerine kullandırmışlar. Biz de soruyoruz, kimler kullandı. Kimler bu parayı alarak, sadece enflasyon oranlarıyla aldıkları ürün ve mallardan 2 kat para kazandı. Hem banka, hem kredi çekenler kazandı ama kazanan vatandaş değildi. Bu hesapların da çıkartılması lazım. Şeffaflık vicdan meselesidir. Bugün hazinenin parasıyla birileri zenginleşirken halkımız yoksullaştı" dedi. 

"YARISI SİZDEN YARISI BİZDEN KAMPANYASI İZMİR'DE UYGULANMALI"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki'nin İstanbul için açıkladığı "Yarısı sizden yarısı bizden" kampanyasının İzmir'de de olması gerektiğini kaydeden Önal, "Bu ikircikli tavrın, bu haksız yaklaşımın neticesi olarak 'Biz dünya bankasından aldığımız 400 milyon doları İzmir pilot bölge olmak üzere 5 ile dağıtacağız' dediler. Bu kelime oyunlarıyla insanlarımızın umutları suistimal ediliyor. 80 milyon dolar 2,4 milyar demek. 1 apartmanın maliyeti bugün 100 milyonu geçmişken, 24 apartman yapıyor. İzmir'de sadece Bayraklımızda yüzlerce apartman dönüşümü bekliyor. Müjde olarak söyledikleri aslında kandırmaca. Bu parayla kaç vatandaşımıza yardımcı olacaksınız. Seçim öncesi boş vaatler. İstanbul'da Murat Kurum'a seçimi kazandırmak için ortaya sürdükleri yarısı sizden, yarısı bizden İzmir'in de hakkı. Türkiye'nin hakkı. Bizim ödediğimiz deprem vergilerinden yararlanmak en büyük hakkımız. Bu kampanya İzmir'de ivedilikle hayata geçmeli" ifadelerini kullandı. 
 

"TEMELİMİZE KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ ALDIK"

CHP'li İrfan Önal projelerine yönelik ise şu açıklamalarda bulundu: 

Bayraklımız için bir fonksiyon şeması çıkardık. Harita üzerindeki planlara göre kısa, orta ve uzun vadede yapılması gerekenleri planladık. Temelimize de kentsel dönüşümü aldık. İnsan hayatından daha önemli bir şey yok. İnsan hayatını koruyamazsanız yaptığını hiçbir projenin, hiçbir anlamı olmaz. Bayraklı'nın planları var ama eğer ki bu planlar uygulanmıyorsa demek ki bir yerde bir sorun var. Bu sorunun da planlamadan kaynaklı olmadığını biliyorum. Vatandaş kendi 3 katlı yerini yıktığında yapamıyor. Burada bir artı değer oluşmadıkça da orası dönüşüme girmez. Ben imar komisyonluğu da yapan biri olarak hangi artışlar sağlanarak o dönüşümün yapılabileceğini biliyorum. Ben ödevime de çalışmış, bu yetkinliğe de gelmiş biriyim. Biz yeni bir planlama çalışmasıyla, mülkiyet hakkı korunarak, vatandaşlarımızın görüşleri alınarak, yerinde dönüşüm için sağlayabileceğimiz parselden başlayıp adayı, adadan mahalleyi planlayacağımız yeni bir süreç başlatacağız. Ve bunların uygulamasından bahsediyoruz. Ben bu süreçte müteahhitlerin tamamen dışarıda kalması, dönüşüm ve 18 uygulamasının tamamen belediye ve vatandaşla yapılması gerektiğini düşünüyorum. Ardından da belediye şirketlerimizce müşavirlik hizmeti vereceğiz, vatandaşımızın sürecin başından sonuna kadar yanında olacağız.

"İNŞAAT ARTIŞLARIYLA MALİYETLER DÜŞECEK"

Bazıları popülist söylemlerde bulunuyor ve 'herkes yerinde kendi apartmanının aynısını yapacak' diyor. Bu doğru bir söz değil. İnsanları oy almak adına onları kandırıyorlar. Bense en başından tutamayacağım sözü vermiyorum. Verdiğim her bir vaadin maliyeti hesaplanıyor, bütçelendiriliyor, sonrasında insanlara sunuluyor. Ama bakıyorum birileri 'herkes kendi apartmanınızı yerinde dönüştüreceksiniz' diyor. Yalan söylüyorlar. Yol çekmesi yapılmadan, arka bahçesini çekmeden, belediyenin park bahçesini, yeşilini işgal etmiş, oralara taşmış yerleri yerinde aynı şekilde nasıl yapacaksınız? İnsanlara umut tacirliği yapıyorlar. Bu siyasetçilerden hem Bayraklımızın hem de Türkiye'nin kurtulması gerekiyor. Biliyorsunuz 'Bize oy verin faiz düşecek, bize oy verin dolar şöyle olacak, oy verin şunu getireceğiz' diyorlardı şimdi de 'bize oy verin herkes yerinde apartmanını yapacak' diyorlar. Halkçı bir planlama sürecine ihtiyacımız var. Geçmişte yapılan planların benzeri kapsamında inşaat artışıyla maliyet düşecek ve evler yerinde yapılacak. Bunun sözünü veriyorum.

"SEÇİM ARİTMETİĞİYLE İLÇE SINIRLARI BELİRLEDİLER"

Bayraklımız 2009 yılında ilçe olurken büyük haksızlığa uğradı. AKP zihniyeti Bayraklımızın sınırlarını masa başında seçim odaklı biçti. Bornova'nın alınabilmesi için genel seçim sonrasında bir sınır belirleniyor. Karşıyaka'dan dezavantajlı mahalleler kesiliyor ve seçim aritmetiğiyle sınırları belirleniyor ilçemizin. Bizim Mansuroğlu'nun ara sokaklarından geçen sınırımız var. Vicdanlı insanların bunu yapmaması gerekiyordu, ara sokaktan sınır geçer mi. Biz yeşilden ve doğadan mahrum bırakılmış bir ilçeyiz. Doğal eşiklerden geçseydi ilçe sınırları belirlenirken, bugün olanın yaklaşık 8 kat daha fazla yeşil alanı olacaktı. Bunun büyük insafsızlık olduğunu düşünüyorum. Geldiğimizde bunun da mücadelesini vereceğiz. Bayraklımıza 270 dönüm yeri belirlenmiş yeşil alan projemiz var. Hem yeşil alan, hem çocuklarımızın oyun alanı, piknik alanları, yürüyüş yolları yapacağız.

"DENİZE ULAŞIMI SAĞLAYACAĞIZ"

Bizim denize kıyımız var ama erişimimiz yok. Deniz ulaşım noktasında Büyükşehir Adayımız Cemil Tugay, Altınyol'un yeraltına indirileceğini açıkladı. Bizim böylelikle denize kesintisiz bir erişimimiz olacak. Belediyemizin önünde de büyük bir meydanımız olacak. Bunun yanı sıra denize ayrı akslar üzerinden denize ulaşım alanları belirledik. 

"SEVGİ YOLU'NDA SOKAK SAĞLIKLAŞTIRMASI YAPACAĞIZ"

Sevgi Yolunda sokak sağlıklaştırması yapacağız. Tarihi Yapılar Koruma Kurulu ile birlikte hareket edeceğiz. Oradan da Smyrna Antik Höyüğüne çıkacak bir meydan ve müze çalışmamız olacak. Bunların önce izinlerini alacağız, kuruldan geçtiği anda hayata geçirmek için çalışmaya başlayacağız. Bu projeler ilçemize turistleri de çekecek ve kentimize artı değer, gelir sağlayacak projelerimiz.

"SAHİLDE NİKAH SALONUMUZ OLACAK"

Büyük Kent Parkı projemiz var. Bu projemizi de Büyükşehir Belediyemizle birlikte yapacağız. Deniz kenarında bir ilçeyiz ama evlenirken de denizden faydalanamıyorduk. Ben sahilde nikah salonu da sözünü de veriyorum.   

"KADINLARIMIZI DESTEKLEYECEĞİZ"

İlçemizde kreş ve bakım evi talepleri var. Anne, baba, babaanne, anneanne çocuğa bakarken gün içinde hastaneye veya başka bir yere gitmeleri gerektiğinde çocuklarını bırakacakları bir yer yok. Hem bu ihtiyacı karşılamak hem de kadınlarımızın iş ve sosyal hayata katılması için hem bakım evleri hem de kreşler açacağız. Çalışan annelerimiz de çocuklarını kreşe ücretlerden dolayı bırakamıyor. Biz bu projelerde anneleri ekonomik olarak da rahatlatacağız. Çocuk ve kadınlara ilişkin birçok projemiz olacak. Meslek edindirme kursları açacağız. Kadın kooperatiflerimizi destekleyeceğiz, esnaf masasıyla da kadın üretimlerini destekleyeceğiz.

"KENT LOKANTALARI AÇACAĞIZ"

İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullar ailelerin dışarıda yemek yemesine de engel oluyor. Biz sosyal tesislerimizi artırarak ailelerimizin uygun fiyatlarla sosyalleşmesini, dışarı çıkmasını sağlayacağız. Dezavantajlı Mahallelerimize kent lokantalarımızı açacağız.

"YAŞ ALMIŞ BÜYÜKLERİMİZ İÇİN ÖZEL PROJELER HAZIRLADIK"

Yaş almış büyüklerimiz için de birçok projemiz var. Mobil ekiplerimiz olacak ve onların evlerindeki bakım, tamir, onarım işlerini yapacak. Büyüklerimizin kişisel ihtiyaçları da karşılanacak. Onları gezmek istedikleri alanlara da götürecek seferler düzenleyeceğiz. Biz göreve gelince herkesin imkanı ve refahı artacak.