İzmir’in kentsel dönüşüm, ulaşım, çevre, sulama ve enerji başta olmak üzere temel sorunlarının büyük bir bölümünün yıllardır devam eden ve tamamlanamayan kamu yatırımlarından kaynaklandığını belirten Rıfat Nalbantoğlu, çözüm konusunda çaba gösteren yerel yönetimlerin de gerek açılan davalarla gerekse bürokratik engellemelerle elinin, kolunun bağlandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deprem bölgesindeki ifadelerinin “iç dünyasının dışavurumu” olduğuna dikkat çeken Nalbantoğlu, İzmir ve İzmirlilerin de bundan en fazla etkilenen illerin başında geldiğini ve bunun en son örneğinin İzmir Otogarı olduğunu belirtti. Nalbantoğlu, “İzmir Otogarı’nın 25 yıllık işletme hakkını elinde bulunduran şirketin sözleşmesinin 2023 yılı aralık ayında sona ermesi üzerine Büyükşehir Belediyesinin başlatılacağını açıkladığı yıkım işlemleri mahkeme kararı ile durdurulmuş ve İzmirliler hiçbir ihtiyaca cevap vermeyen bu otogara yargı eliyle mahkûm edilmiştir. Gediz deltasında da hızlı trende de metroda da yaşananlar aynıdır. Yine aynı şekilde 1973 yılında açılan ancak çürük olduğu gerekçesiyle 2015 yılında kapatılarak 2018’de yıkılan Atatürk İl Halk Kütüphanesi’nin yerine inşa edilen yeni tesis aradan geçen süreye karşın bir türlü tamamlanamadığı gibi, projenin faturası da her geçen yıl artmaktadır. Geçen yıl İzmir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı tarafından yapılan ihalenin ardından 30 Mayıs 2022’de başlayan inşaat faaliyetlerinin 540 günde tamamlanarak kütüphanenin 20 Kasım 2023’te hizmete açılacağı ifade edilmiş ancak öngörülen sürede tamamlanmamıştır. 2024 yılı yatırım programına baktığımızda da cezalandırmanın acımasızca devam ettiğini görüyoruz. Proje tutarı 16 milyar 131 milyon TL olan Halkapınar – Otogar metro projesine, 2022 ve 2023’te olduğu gibi sadece ve sadece 3 bin lira ayrılmıştır. Yani bu tutarla, projeye bir yıl içinde kazma bile vurulmayacağı mesajı verilmektedir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının İzmir’de destek verdiği tek kent içi raylı sistemin bitiş tarihi de bir yıl daha ötelenerek 2027 olarak güncellenmiştir. Hiç kuşkusuz bu ve benzeri örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ne İzmir ve İzmirliler ne de toplumun yarısını oluşturan muhalif iller bu tür bir yaptırımı hak etmemektedir. Her seçim döneminde de demokratik tepkilerini ortaya koyarak bunlara boyun eğmeyeceklerini göstermişlerdir. Önümüzdeki seçimde de aynısı olacaktır.”  

İzmir’in hem geçmiş yıllardan kalan hem de 2024 yılı programına alınan yatırım ve projelerini mercek altına alarak takipçisi olacağını belirten Nalbantoğlu, konuyu meclis gündemine de taşıyarak soru önergeleri hazırladı.

Tarım ve Orman, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Ulaştırma ve Altyapı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği, Sağlık, Kültür ve Turizm ve Milli Eğitim Bakanlıklarının yanıtlaması istemiyle hazırlanan önergelerde şu sorulara yer verildi:

1. Bakanlığınızca İzmir’de planlanan proje ve yatırımlardan hangileri tamamlanarak hizmete sunulmuştur?

2. 2023’te tamamlanması öngörülen ve bu doğrultuda ödenek tahsisi yapılan ancak tamamlanmayan ve halen çalışmaları devam eden proje ve yatırımlar hangileridir? Bu proje ve yatırımların sonuçlanmamasının gerekçeleri nelerdir?

3. Bakanlığınızın 2024 yılı İzmir proje ve yatırımları nelerdir? Bunlar için ne kadar ödenek ayrılmıştır? Söz konusu projelerin öngörülen tamamlanma tarihi nedir?