Hale YILDIRIM / GÜNDEME BAKIŞ - CHP İzmir İl Başkanı Çağatay Güç, İzmir’de ilk basın toplantısını gerçekleştirdi. Güç, il binasında yapılan toplantıda hem İzmir hem de Türkiye gündemini değerlendirdi.


Whatsapp Görsel 2025 11 11 Saat 18.03.07 B561879A

“İZMİR ÖRGÜTÜNDE YENİ BİR DÜZEN BAŞLIYOR”


İki aşamalı bir düzen oluşturduklarını anlatan Başkan Güç, “Birincisi il başkan yardımcıları ikincide ise komisyonlar oluşturduk. Bu komisyonları oluştururken ülkenin ve halkımızın genel sorunlarından, uluslararası sorunlardan genel bir çerçeve çizdik. Yani aslında bilinen komisyonları detaylandırdık.
Türkiye zor bir dönemden geçiyor. Bu tablo bizi umutsuzluğa sevk etmiyor. Aksine bize tarihi sorumluluk yüklediğinin farkındayız. İzmir örgütünde yeni bir dönem başlıyor. Göreve geldiğimizden itibaren bir hedef koyduk. Halktan gelen güçle İzmir’den Türkiye’ye umudu büyüteceğiz. Bu doğrultuda güçlü bir yapılanma gerçekleştirdik. İl yönetimimizin tamamı liyakati önceleyen, sorumluluk almaktan kaçmayan, görevin ağırlığını taşıyabilen arkadaşlarımız” dedi ve şunları kaydetti:



“İZMİR ÖRGÜTÜ ÜRETEN YAPIDA OLACAK”



Bugün CHP İzmir İl Yönetimi, AKP kadrolarında göründüğü gibi koltuklardan güç alan değil koltuğa güç veren ve bulunduğu makama değer veren insanlardan oluşuyor. Bu bizim için tercih değil siyasi zorunluluktur. Çünkü biz bu dönemi Türkiye’nin kaderini değiştirecek bir dönem olarak görüyoruz.
İzmir örgütü, sadece kendi işini yapan bir örgüt değil iktidar hazırlığını da taşıyan bir örgüttür. Bugün İzmir’imizin yaşadığı sorunların büyüklüğü, ülkemizin de yaşadığı sorunların büyüklüğü hepimize tarihi bir sorumluluk yüklüyor. Biz de örgütümüzü sadece İzmir’in değil CHP’nin iktidar yolunu açacak ana kadrolar olarak görüyoruz. Her yönetici arkadaşım bunu içselleştirdi. Biz sadece il yönetimi değil Türkiye’nin geleceğini hazırlayan siyasi partiyiz. Halk ‘Artık Türkiye’yi CHP yönetsin’ diyor. Biz de bu sorumluluğu omuzlarımızda taşıyoruz. Genel merkezimizin ürettiği politikalar artık muhalefet refleksi ile değil ülkeyi yönetme iradesi ile hazırlanıyor. Biz de bu vizyonun en önemli ayağıyız. İzmir örgütü; üreten, raporlayan, sorumluluk alan ve iktidarı omuzlayan bir yapıda olacak.



“KÖRFEZİN ÇÖZÜMÜ VE YETKİSİ HÜKÜMETTE”


İzmir’in sorunlarını yerelden değil merkezden kaynaklandığını konuşmalıyız. İzmir’in yaşadığı sorunlardan bahsederken acı bir gerçekten bahsedeceğiz. Bu sorunların çözüm yetkisi, kaynağı merkezi hükümet. İzmir’i cezalandıran, yatırım yapmayan bir siyasi yaklaşım ile karşı karşıyayız. Bu yaklaşım özellikle Körfez’de, çöp krizinde, ulaşım ve sosyal yoksulluk ile çıplak bir şekilde ortadadır. Körfez sorununun yetkisi ve çözümü merkezi hükümette. Bu sorun bugün ortaya çıkmış bir sorun değil. Altını çiziyoruz, bu sorun yerel yönetimlerin isteği ile çözülemez. Körfez ile ilgili her türlü yetki bakanlıkta. Hiçbir çalışmayı İzBB kendi kendisine yapamaz. Halkımız bilsin; belediyenin izin almadan adım atma şansı yok. Körfez’i kirleten unsurların denetimi de bakanlıktadır. Yani belediyenin müdahale edemeyeceği, ceza kesemediği ve denetim yapamadığı alanlardır. Devlet yapamıyorsa kurumun suçu değil iktidarın tercihidir.




“SİYASİ AYRIMCILIK VAR”


Körfez temizliğinin maliyeti 100 milyar TL’ye yaklaşıyor. Yerel yönetim bu yükün altında fiziki, mali ve hukuki olarak giremez. Bu ölçekte yatırım merkezi bütçe, devlet kaynağı, ulusal bütçe programı ister. İstanbul’a Bursa’ya Ankara’ya nasıl yatırım yapıyorsa ve İzmit Körfez’i nasıl temizlendiyse gelecekler İzmir Körfezi’ni de temizleyecekler. Devlet İzmit Körfezi’ne temizlerken neden İzmir Körfezi’ne temizlemiyor? Cevap net, bu iktidarın İzmir’e karşı yıllardır uyguladığı siyasi ayrımcılık var. Yani İzmir halkına olan sorumluluğunu yerine getirmiyorlar.



“İKTİDAR İZMİR’İN ÇÖP SORUNUNU ÇÖZMEK İSTEMİYOR”


İzmir’in çöp sorununu bitirecek atık yakma tesisi teknik olarak hazır. Ancak 2016 yılında izni alınan süreçler merkezi hükümetin ağır ve siyasallaşmış bürokrasisi tarafından ilerlememektedir. Ne eksik? ÇED izni. Bu süreç nasıl ilerliyor? Devlete bağlı kurumlarla ilerliyor. Yıllardır bu şekilde sürüncemede bırakılıyor. Bu iktidar İzmir’in çöp sorununu çözmek için gerekli adımı atmak istemiyor. Sonra dönüp belediyeleri suçluyor. Kolaycılık yapıyor. Bu yaklaşım İzmir’e haksızlıktır. Bu şehri sevmemektir.



“TRAFİĞİN ÇÖZÜMÜ ÇEVREYOLU”



İzmir’in trafik yükünü azaltacak en önemli yatırımı bellidir. İkinci çevre yoludur. Karayollarının yapması gereken bu yatırım 15 yıldır raflarda bekliyor. Yol olmayınca Kuzeyden güneye gelen araçlar şehir içine giriyor, ana arterler kilitleniyor. İzmir’in trafik yükü belediyenin değil devletin sorumluluğunu yapmadığı için oluşuyor. Bakanlık yapmıyor ve çıkıp İzmir’in trafiği kötü diyor. Trafiği kötü yapan belediyeler değil yatırımı yapmayan hükümettir.


İZMİR’İN EN YOKSUL MAHALLELERİNİ SAYDI


İzmir’in en kırılgan ve dezavantajlı bölgeleri Bayraklı’da Nafiz Gürman, Yamanlar, Onur, Gümüşpala, Bornova’da Doğanlar, Mevlana, Naldöken, Buca’da İnönü, Mustafa Kemal, Göksu, Yıldız, Konak’ta Kadifekale, 1. Kadriye, 2. Kadriye, Karabağlar’da Yunus Emre, Abdi İpekçi’de yaşayan on binlerce vatandaşımızın sosyal yükünü kim çekiyor? Bakanlık mı, devlet mi, kaymakamlık mı çekiyor. Bu yükü İzmir büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyeleri çekiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi sosyal yardım yaptığı çok fazla bölgelerden bahsettim ben size.



“KÖRFEZ YERELİN ÇÖZECEĞİ KONU DEĞİL”


Körfez sorunu yerelin çözeceği bir konu değildir. Çöp sorunu izinsiz yürütülecek bir süreç değildir. Trafik sorunu devlet yatırımı olmadan düzelmez. Bu iktidar İzmir’e dair hiçbir sorumluluğunu yerine getirmiyor. Ama İzmir üretiyor, çalışıyor ve çözmek istiyor ama merkezi hükümet engelliyor. İzmir’in kaderi AK Parti’nin siyasi keyfine bırakılamaz. Bu şehrin hakkını hep birlikte savunacağız.