Hale YILDIRIM / GÜNDEME BAKIŞ - CHP Parti Meclisi Üyesi, İçişleri Politika Kurulu Başkanı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, hükümetin 2026 yılı bütçe kanunu değerlendirerek, "AKP’nin İzmir’e ‘şaşı baktığını’ yıllardır söylüyoruz. Ben bunu 10 yıldır Parlamento’da, 5 yıl da Büyükşehir’de grup sözcülüğü yaptığım dönemde defalarca dile getirdim; benden önce de pek çok arkadaşımız söyledi. Ama İzmir’in AKP’ye şaşı baktığı lafla değil, icraatla anlaşılır: Ne taahhüt ediyorsunuz, hangisini bütçeye koyuyorsunuz, hangisini yapıyorsunuz? İktidar oldukları kentlere ne yaptılar, İzmir’e ne yapmadılar… Ölçü budur” dedi.
“ORTADA KAZMA DA İŞ DE YOK”
Halkapınar – Otogar Metro hattı ve ikinci çevre yoluna ilişkin sert çıkan Bakan, şunları kaydetti:
Örneğin Halkapınar–Otogar metrosu. Yıllarca “biz yapacağız” dediler; projelerinin içinde de vardı. Sonuç? Yıllardır milletle adeta alay eder gibi bu işi sürüncemede bıraktılar. Ortada kazma yok, ortada iş yok; sadece “vaat” var.
“METROYU KÖSTEBEKLERE Mİ YAPTIRACAKSINIZ!”
İkinci çevre yolu deseniz… İzmir’den üç Büyükşehir Belediye Başkan adayı çıkardılar: Binali Yıldırım, Nihat Zeybekci, en son Hamza Dağ. Hepsi “ulaşım” dedi, “ikinci çevre yolu” dedi. Peki nerede? Bütçede nerede? Devletin yatırım programında nerede? Kaynağını koymadığınız işi nasıl yapacaksınız? Metroyu kazma kürekle mi yapacaksınız; köstebeklere mi yaptıracaksınız?
“KAKLIÇ HAVALİMANI LA FONTAİNE’DEN MASALLARA KARIŞTI”
Bir de “kaklıç havalimanı” masalı vardı. İzmir’deki havalimanı trafiğini rahatlatmak için “kaklıç havalimanı yapacağız” dediler. O vaat de yıllar içinde La Fontaine’den masallar arasına karıştı; geriye sadece afişler, sloganlar, unutulan sözler kaldı.
“İZMİR İLERLEMESİN İSTİYORLAR”
Mesele yalnızca yatırım yapmamak da değil: İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iş üretmesini, hizmeti büyütmesini engellemek için özel bir gayret de var. Körfez’de yaşananlar bunun en somut örneği. Körfez temizliği, dünyadaki benzer mega projelerde olduğu gibi merkezi yönetim, yerel yönetim işbirliğiyle yürütülmesi gereken bir iştir. Ama burada ne yapıyorlar? Ya topu taca atıyorlar ya da “silkeleme” stratejisiyle yerel yönetimin elini kolunu bağlıyorlar. Yani İzmir çözmesin, İzmir ilerlemesin istiyorlar.
“KÖRFEZ GEÇİŞ PROJESİ SİRKÜLASYONU BOZAR, BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİ TEHDİT EDER”
İş ranta gelince ise hiç çekinmiyorlar. Körfez geçişi gibi projeler… İzmir’in altyapı ihtiyaçlarını çözmekten çok, İstanbul sermayesini Yarımada’ya akıtmanın aracı. Asıl Körfez temizliğine, altyapıya, ikinci çevre yoluna ayrılması gereken kaynakları fırsatını bulsalar bu tür “gösterişli” projelere aktaracaklar. Üstelik Körfez’in sirkülasyonunu bozacak, biyolojik çeşitliliği tehdit edecek bir projeye “evet” demekten de geri durmuyorlar.
“BÜTÇE AKP’NİN İZMİR’E ÖFKESİNİN PARÇASI”
Bu nedenle bugün önümüzdeki bütçe, İzmir’e dönük bir kalkınma planı değil; AKP’nin İzmir’e öfkesinin, İzmir’i cezalandırma stratejisinin bir parçasıdır.
“İLK SEÇİMDE İKTİDAR DEĞİŞECEK”
Ama buradan açıkça söylüyoruz: Bugün Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisimizin ilk toplantısını Sayın Genel Başkanımızın başkanlığında yaptık. Gölge Bakanlarımızla birlikte bu kararlılığı ortaya koyduk. İlk seçimde iktidar değişecek; İzmir’in ihtiyacı olan destek, kaynak ve koordinasyonu sağlayacak irade Türkiye’de yönetime gelecek. Çok uzun yıllar sonra İzmir’de genel yönetimle yerel yönetim aynı siyasi anlayışla, aynı sorumlulukla, aynı hedefle hizmet üretmek için omuz omuza çalışacak. İzmir’i cezalandıran değil, İzmir’e hakkını veren bir yönetim gelecek.





