Hale YILDIRIM / GÜNDEME BAKIŞ - CHP İzmir önceki dönem il başkanı Şenol Aslanoğlu, İzmir Ziraat Mühendisleri Odası Lokali’nde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Önce tutuklu yargılandığı, 3,5 ay sonra ev hapsiyle tahliye edilen, 5,5 ay sonra da serbest bırakılan Aslanoğlu, kamuoyunda kooperatif davası olarak bilinen süreçle ilgili bilgi verdi.



“100’ÜN ÜZERİNDE MİLLETVEKİLİ GELDİ”


Cezaevindeyken kendisini ziyaret eden çok sayıda ziyaretçi olduğunu ancak Adalet Bakanlığı’nın CHP’ye yönelik tutuklamalarda yeni kararlar aldığını kaydeden Aslanoğlu, “100’ün üzerinde milletvekili geldi, bunlardan bazıları 5-6 defa geldi. Beklediğim gelmeyen, belediye başkanlarına izin vermiyorlar, izin alabilmek için epey tartışma oldu. Adalet sistemi CHP’lilerin içeri alınmasında her defasında yeni bir şey buluyor. İmamoğlu sürecinde Adalet Bakanlığından izin alma süreci başlatıldı. Siz müracaat ediyorsunuz, bunun için grup başkan vekillerimizle bakanlık arasında neredeyse bir yapı kuruldu. Biz alınınca da belediye başkanları… Grup Başkan vekillerimiz, belediye başkanlarının il başkanını görmesi gerekiyor dedi, İzmir’e ilişkin 1 milletvekili yanında 3 belediye başkanını getirebilir diye bir şey uydurdular ve geldi arkadaşlarımız” dedi.



“BELEDİYE BAŞKANLARI İZNE TABİ TUTULDU”



Belediye başkanlarının görüş yapabilmek için izne tabi olduğunu aktaran Aslanoğlu, “Büyükşehir de dahil, tüm belediye başkanlarımızın izin alması gerekiyor, bu da kapalı görüş. Savcılar da fazla kişiye izin veremiyorlar, Savcılık izni de önceki dönem belediye başkanlarımız alamadı. Ancak Murat Çalık, örgütlü suçlarla yargılandığı için Özgür Özel dahi Adalet Bakanlığı’nda izne tabi tutuldu. Milletvekillerimiz bizi hiç yalnız bırakmadı, partinin hukuk komisyonu, Ahmet Doğukan Gül organize etmişti, komisyondan her gün 1 avukat gelip bizi ziyaret ediyordu” diye konuştu.



“DOĞRULARA ‘YANLIŞ DİYEN’ BİR YOLA SAVRULUYORUZ”



Cezaevindeyken bazı AK Partili ve MHP’li siyasetçilerin açıklamalarına üzüldüğünü belirten Aslanoğlu, “Olaylara bakışımız bulunduğumuz mahallenin bakışına göre oluyor, doğrulara yanlış diyen bir yola savruluyoruz, bu ülke için kötü bir şey. Ben il başkanlığımda da AK Partililer, MHP’liler düşman, Bilal Saygılı’nın çocuklarıyla benim çocuklarım aynı yerde büyüyecek. İnsanlarda düşmanca davranışlar görüyorum, bu dönemde AK Partili, MHP’li bazı siyasetçilerin; bir de arkadaşım… Demecini okurken üzülüyorum. Bu işleri bilen, beni tanıyan insan neden bu cümleyi kuruyor ki diyorum…” açıklamasını yaptı.




“İL BAŞKANI OLDUĞUMDA İZMİR EŞRAFINI TANIYORDUM”



Bir basın mensubunun, “Yeni il başkanı sizin gibi değil” cümlesi üzerine konuşan Aslanoğlu, “İl başkanımız yeni, bu süreçlere alışmak öyle kolay da değil. Ben 3. Yılımdaydım, yaş farklılıklarımız var. Ben il başkanı olduğumda da eşrafını, basınının çoğunu eskiden tanırdım. Şehrin tüm aktörlerini tanımıyorsanız, tanışmanız biraz zaman alır. Seçim sürecinde Buca’da bir kahvede çatışma çıktı, o insanların hepsi aynı mahallede, daha seçim sürecinin başıydı. Saygılı da gerilimin azaltılması için gelmişti, gerilimi düşüren tartışmasız bir seçim süreci yaşamıştık. O seçim gerilimin de üst seviyede olduğu bir seçimdi” dedi.



“SAYGILI VE ŞAHİN HAK EDİŞLERİ İNCELESİN”



AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı ile MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin’e seslenen Aslanoğlu, “Cezaevindeyken, iddianame falan olunca, çıkar çıkmaz Veysel (Şahin) ve Bilal (Saygılı) Bey’e gideyim, onlar sorsunlar ben cevaplayayım diye düşündüm. Bu meseleler olduğunda, kooperatifin 3 milyar parası toplanmış, 2 milyarını Aslanoğlu yemiş konusu olduğunda ben hem Veysel hem de Bilal Bey ile görüştüm, hak edişlerin bir nüshası size gelsin, piyasa fiyatları üstünde iş yapılmışsa, metrajlar oynanmışsa bakın dedim. Ama kimse hak ediş incelemiyor. Onların sorularına cevap vermek doğru olandır. Onların ekiplerine de ne zaman uygun görür, randevu verirlerse, gider sorularına cevap veririm” açıklamasında bulundu.




“SİYASET VARSA İFTİRA ÇOKTUR”



Mahkeme süreci, öncesi ve sonrasında yaşananları anlatan Aslanoğlu şunları kaydetti:

İddianamede ya da mahkemedeki ifadelerde 3 milyar yok. ‘Biz bir şey görmedik ama belediye, kesin bir şey olmuştur, mahkeme araştırsın’ diyorlar. En çok üzüldüğüm kişilerin başında Tunç Soyer… Kooperatifin harcama yetkilisi değil, kooperatif harcaması için talimat verebilir biri değil. Barış Karcı… Herkes kendisini tanıyor, uzun süredir bürokratlık yapıyor. Ben ismini hiç başka hikayelerle de duymadım. Siyaset varsa iftira çok olur. Bazı insanların ismi çok fazla geçer. Ben 50’den fazla belediye başkanıyla çalıştım il başkanlığımda; kimseden imar, işe alım, doğrudan temin istediğimi duydunuz mu!



“HEVAL İFADESİNDE ÇOK HAKLIYDI”



Hikayede Heval’in bir ifadesi oldu,” Hakim Bey, bu adam İzBB Başkanı, bu adam senede 110 milyar para harcıyor, bu genel sekreter, bu da az para harcamıyor. Ben İZBETON genel müdürüyüm, yıllık 10-15 milyar para harcıyorum, bu arkadaş il başkanı… Biz hepimiz dolandırıcılık şebekesi kurmuşuz, neden emekli hemşire teyzenin aylığına göz dikmişiz, dev ihaleler var, Buca Metrosu ihalesi, 4. Faz milyon dolarlık ihaleler” dedi. Ve çok haklıydı. Ben de, Tunç Soyer de İZBETON ile bir şeyden yargılanmıyorum. Şimdi de ‘Acaba kamu zararı var mı’ sürecine geldik, gecekonduda oturan insanlara kira yardımı fazla mı, kamu zararı oluştu mu diye bakıyorlar.


“DURUŞMAYA 10. HAKİM GELDİ”


Cezaevinde de tavana bakıp deliriyordum, 4 yıldır bu konu var, 4 yılda karartmadığımız delili bugün mü karartacağız. Nereye kaçacağız, kimi bırakıp kaçacağız. İzin vermişler Pazartesi günü gitmişim Ticaret Odası’na sonra da evime gitmişim, Perşembe günü yine izinliyim, bu defa izni verenler 16:44’te iznimi kaldırıyorlar ve ‘Kaçma şüphesi’ diyorlar. Neden çünkü Perşembe günü verilen izinden basının haberi oldu. Ben savcıların da durumunu anlıyorum, herkesin ülkedeki durumunu anlıyorum ama bizim çektiğimiz zulüm de yetmez mi! En son 10. Hakim geldi duruşmaya!




“İZİN İPTALİNE ŞERH KOYAN HAKİMEYİ BAŞKA MAHKEMEYE GÖNDERDİLER”


200 kişi alınmış, bunların 99’una tutuklama talebi olmuş, 60-70 tanesi tutuklanmış, bu tutukluların 50’sini salan hakimler iş mahkemesine sürülmüş, yeni hakim atanmış. Bizim duruşmaya yeni 4 hakim atadılar. 2. Heyet oluşturdular, biz kime düştüm ikinci heyete. İş yükü fazla diye ikinci heyeti oluşturdular, ikinci heyete bizden başka dava vermediler. Benim Ticaret Odası izni kaldırma kararımda, sicili en yüksek olan hakime hanım şerh koydu ve ‘Gerek yok iznin kaldırılmasına’ dedi. Bütün ağır ceza hakimleri eski sicilli, bizim davada yeni sicilli. Şerh koyan hakimeyi yan mahkemeye gönderdiler, bize yan mahkemeden hakim gönderdiler.




“HEVAL SAVAŞ KAYA KOOPERATİFLERİN NERESİNDE!”


Heval ne yaptı, kooperatiflerin neresinde yer alıyor! Heval Savaş Kaya, yol meselesinden, başka bir şeyden cezaevinde olsa yine tamam. Babası Türkiye’nin en büyük dolandırıcısı olan bir adamın söyledikleri yüzünden yargılanıyoruz biz. Kooperatif 5 bin araba kiralamış, arabaların hiçbiri ortada yok diyor, ya niye 5 bin araba kiralasın. Mağdurlar meselesi de böyle… Var mı artırana döndü…



“EL BİRLİĞİYLE METODUN ANASINI AĞLATTIK”



Bu iş yapılmasın diye bunları yapanların içinde İzBB içinden insanlar var, Tunç Soyer döneminde de, Cemil Tugay döneminde de… bu iş yürümesin, aman müteahhitler eliyle olsun kooperatif yürünesin diyen. Çok rahatsız etti insanları, bu dedikodular daha yok 2022’nin Ocak, Şubat ayından bahsediyorum. Çevre İl Müdürlüğü 6 Nisan 2023’te ‘burada bir şey yok inceledik’ diye rapor veriyor, 1 hafta sonra ‘kooperatifler inşaat yapamazlar, müteahhitlik yetki belgesi yoktur’ dedi. Neden müteahhitlik belgesi alsın, belgesi olan İZBETON. Bugün Folkart da müteahhitlik belgesi almaz. Alt yüklenicilerin böyle bir zorunluluğu yoktur. Bazıları aman müteahhitlerle yürüsün demeye başladı, bir kısım insan bu iş olmasın TOKİ metodunda kalalım dedi. Cumhurbaşkanı ellerine yüzlerine bulatırdık diyor ya evet bulatırdık. Burada kimin payı ne kadardı, el birliğiyle güzelim metodun anasını ağlattık.



“O DÖNEMİN ÇEVRE İL MÜDÜRÜ BUGÜN BÜYÜKŞEHİR’DE



Tüm bunlara rağmen benim yargılandığım yerde 4 ay sonra tapu dağıtacağız, insanlar evlerini alacaklar. Bir de bıraksaydınız da ne olduğunu o zaman göreydik! Bugün bu süreci baltalamak için çırpınan insanların bugün bir araya geldiğini görüyorum. O dönemin Çevre il müdürü bugün Büyükşehir’de görüyorum, Kentsel dönüşüm daire başkanını aynı yerde görüyorum.




“DUVARIN RENGİNİ BEĞENMEDİ, İNŞAATI DURDURDU”


Bilimsel veri yok, duvarın rengini beğenmediği için 45 gün durdurdu inşaatı Kentsel Dönüşüm Daire Başkanı. O kişi hatalı imalat var mı yok mu derken de durdurur. Mühürler. Bu mahkemede gördüğüm müthiş bir düşmanlık. Ben kendisini tanımam, belediyenin kendi içinde… Nasıl bir kindir! Bürokratik ayak oyunlarını görürüz belediye içinde ama bu nasıl bir düşmanlık! Hakim soruyor, bildiğin, doğruyu söylersin. Tunç Bey’in yararına olacak diye söylemiyor. Hakim çıldırdı en sonunda, “Sen dalga mı geçiyorsun’ diye…




“KÖTÜ NİYETLİ İŞLER VAR!”


Mahkemelerde mağdurlar hep ilerliyordu ama durduruldu dedi. İzBB, İZBETON’a resmi olarak durdurulma talimatı vermiştir, 1 yıl önce ve durdurulmuştur. Ondan önce faaliyet vardı. Gerçekten kötü niyetli işler var. Gecikme deniliyor ya, yüzde 93 tamamlanmış, yüzde 7 gecikmiş. Sen yeri teslim etmemişsin ki! Bunların hepsi çıkacak. Uzundere’de inşaat ruhsatları neden alınmadı, Arzu Hanım bizim yüzümüzden değil diyor, onların işi verdiği mimarlar, görevliler işi yapmamış demektir. Çıksın ortaya, kim yüzünden çıkmadıysa ruhsat ortaya çıksın. Benden kaynaklanan, benim kararlarım nedeniyle bir gecikme, bir vatandaş mağduriyeti varsa tabi karşılarım.



“MEZAR VAR MI DİYORUZ, YATIR VAR DİYOR, TAŞIMIYOR”



Arzu Hanım’a soruyorum mahkemede tavana bakıyor, “Uzundere’deki alanda mezar var mı” diye, “yatır var” diyor. “Bu mezarları taşındınız mı” diyorum, “hayır temele denk gelmiyor” diyor. 4 yıl boyunca o mezarı taşımamanın nedeni ne! Biz başarılıyız diyor, ne başarısı, kaç tane ev yaptın! Hala Uzundere 4’ün inşaat ruhsatı yok, mezar taşınmadı. Orada bir dedenin yattığı söyleniyorsa, mahallede böyle bir inanç varsa, siz oraya vinçle giremezsiniz!