Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - CHP İzmir İl Yönetiminden, milletvekili aday adayı olmak için istifa eden Şener Akdemir, afet bölgesi ziyaretine ilişkin gözlemlerini anlatarak, gündemi değerlendirdi. Kahramanmaraş ve Gaziantep'te incelemelerde bulunan Akdemir, "Kahramanmaraş’ta daha fazla zaman geçirdiğim için oraya ilişkin daha fazla bilgi sahibiyim. Üniversite öğrencisiyken 2 defa ziyaret ettiğim Kahramanmaraş’tan eser yoktu. Afşin, Elbistan, Nurhak köylerini ziyaret ettim. Yıkımın gerek ekonomik, gerek manevi etkileri çok ağır. Her evden en az 1 cenaze var ve insanlar başını sokacak bir yer arayışında. İnsanlar psikolojik olarak çok etkilenmiş. Ziyaret ettiğim bir çadır kentte kadınlar; 'Gece ağlayarak uyanıyoruz, çocuklarımız en ufak bir tıkırtıda yerinden fırlıyor' diyor. Depremzedeler bu anlamda çok fazla desteğe ihtiyaç duyacaklar. Depremin enkazı özellikle kadınların üzerine çökmüş durumda. Sığındıkları çadırları, yuva yapmaya çalışıyorlar. Devletin önce kadınları ayağa kaldırması gerekiyor ki bölge ayağa kalksın" dedi. 

"TEŞVİK POLİTİKALARI UYGULANMALI"

AK parti iktidarının afete müdahale ve ardından yapılan çalışmalarda yetersiz kaldığını öne süren Akdemir, "Bir diğer taraftan AKP’nin beceriksizlik silsilesi hala devam ediyor. Büyük bir plansızlık ve iş bilmezliğin bir diğer neticesine Adıyaman ve Şanlıurfa sel baskınında tekrar tanık olduk. Bakın, 3 ay önce Şanlıurfa’da açtıkları köprülü kavşağı dün sel bastı ve şu an alt geçitte cenaze arayışları sürüyor. Bu plansızlık, beceriksizlik ve gözünü beton bürümüşlüğün topluma yaşattıklarıdır. Tarım alanlarına kent inşa ederseniz, her seçim döneminde imar affı çıkarıp bir yandan para toplayıp bir yandan yasal olmayan konutları yasal hale getirirseniz topluma bu yıkımları yaşatırsınız. Afet bölgesinde yaklaşık 15 milyon nüfus, 7 büyükşehir, 4 il belediyesi mevcut ve milli gelirin yüzde 10’dan fazlası deprem bölgesinden sağlanıyor. Özellikle tarım ve hayvancılığın bel kemiği olan bölgeye hem destek, hem muafiyet, hem teşvik politikalarının uygulanması bir mecburiyet" ifadelerini kullandı. 

"CHP'Lİ BELEDİYELER BÜYÜK KATKI SAĞLIYOR"

Akdemir, CHP'li belediyelerin bölgedeki çalışmalarının devam ettiğini aktararak, "Deprem bölgesinde sivil toplum, siyasi partiler, belediyeler, hayırseverler ellerinden gelen desteği sağlıyor. Kahramanmaraş’ta Ankara Büyükşehir belediyesi yoğun bir faaliyet sürdürüyor. Aşevleri, çadır kent kurulumundan tutun da su ve kanalizasyon altyapı işlemlerine kadar birçok alanda Ankara Büyükşehir Belediyemizin büyük gayreti mevcut. İzmir Büyükşehir Belediyesi-ESHOT Genel Müdür Yardımcısı Kerim Özer’in başında bulunduğu ekip muazzam bir şantiye kurmuş ve konteyner üretimi yaparak barınma sorununa çözüm için büyük katkı sağlıyor" diye konuştu. 

"FİKİR AYRILIKLARI DOĞAL"

Geçtiğimiz günlerde 6'lı masada yaşanan İYİ Parti krizini değerlendiren Şener, "Öncelikle şunu belirmek gerekir ki ülkemiz ilk defa böyle bir seçime giriyor. Ülkemiz, derin bir ekonomik kriz ve yıkıcı bir afetle karşı karşıya kalmışken bu denli kritik bir seçim her siyasi yapı için çeşitli zorlukları beraberinde getirebilir. Cumhur İttifakı mevcut düzenin devamı yönünde adımlar atarken Millet İttifakı ise müesses nizamın devrinin kapatılması için çalışıyor. Altılı masa bu süreci büyük bir sabır ve titizlikle ördü. Böylesine kritik bir süreçte bu tip fikir ayrılıklarının yaşanması olağan ve doğaldır. Altılı Masa tüm müktesebatını kendisi oluşturdu. Yani geçmişten örnek alacakları, esinlenecekleri bir yapı bulunmuyor. Ancak, 6 liderin tecrübe ve yetenekleri bu tip fikir ayrılıklarını giderebilecek düzeyde. Evet, bir kriz yaşandı ancak 6 lider de krizin çözümü için büyük bir çaba sarf ettiler" dedi. 

"CUMHUR İTTİFAKI'NDA ERDOĞAN NE DERSE O OLUYOR"

"Neticede kriz yapıcı bir şekilde çözüldü" diyen Akdemir, "Bu durum topluma şunu gösterdi; 6’lı masa bir krizi çözebiliyor ve yoluna devam edebiliyor. Farklı siyasi geleneklerin birbirini dinleme, anlama, ortaklaşma ve çözüm bulma kabiliyeti toplumun oy verme davranışını etkileyebilecek bir durum. Yani 6’lı masa, soğukkanlı ve yapıcı bir şekilde bir krizi göğüsleyebiliyor, yönetiyor ve çözebiliyor. Buradan alınması gereken mesaj budur. Cumhur İttifakı’nda durum böyle değil. Erdoğan ne derse o oluyor. Neticesini de 85 milyon maalesef acı bir şekilde yaşıyor. Tek parti hükûmetlerinde de benzeri krizler olabilir. Kabine toplantılarında bakanların tokatlandığı iddia edilen fikir ayrılıklarının yaşandığını da basından okuduk, gördük. Önemli olan krizlerden güçlenerek çıkmaktır. Altılı Masa krizden güçlenerek çıkmıştır" ifadelerini kullandı. 

"TEK ADAM DİKTASINI DEMOKRATİK YÖNTEMLERLE BİTİRECEK"

6'lı masanın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun toplumda yarattığı etkiye yönelik konuşan Akdemir, "Cumhurbaşkanı Adayımız, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun devlet ve özellikle bütçe yönetimindeki Aktüer düzeyindeki tecrübesi, krizlere sakin ve soğukkanlı yaklaşımı, sabrı, toplumla empati kurabilmesi Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı için önemli bir umut kaynağı. 85 milyonu oluşturan farklı halk kitleleri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nda kendisinden bir parça bulabiliyor. Herkesin Sayın Kılıçdaroğlu’na oy vermek için bir gerekçesi mevcut. Bireyleri dinleyen ve onlara değer veren, gerektiğinde eleştirilerini sabırla dinleyen bir lider olarak Sayın Kılıçdaroğlu’nun, tek adam karanlığını aydınlığa çıkaracak Cumhurbaşkanı olacağını toplum görmüş durumda. Çünkü halkın tüm renkleriyle Halil İbrahim Sofrası’nda buluşmaya ihtiyacı var. Sayın Kılıçdaroğlu, Halil İbrahim Sofrası’nı büyüterek Anadolu’nun tüm renklerinin birlikte, huzur içinde yaşayacağı bir pratiği hayata geçirecek yetkinliğe sahip. İlaveten, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Altılı Masa’nın Türk Siyasi Tarihi’ne önemli bir katkısı olacak ki o da şudur; tek adam diktasını demokratik yöntemlerle bitirecekler" dedi. 

"AKP ŞEYTANA SARILACAK DURUMDA"

Cumhur İttifakı'nda yaşanan genişleme hamlelerini değerlendiren CHP'li Şener Akdemir, "AKP ve Erdoğan, seçimi kaybedeceklerini net olarak görmüş durumda. Bunu yaptırdıkları anketlerde de görüyorlar, sokaktan da bu havayı alıyorlar. Bu yüzdendir ki ihtiyaçları olmasa kibirlerinden kimseyi görmeyenler yüzde 0,02 oy alan partilerle dahi görüşmeler yapıyorlar. AKP öylesine büyük bir can derdine düşmüş durumda ki değil yılana, şeytana bile sarılacak durumdalar. Koltuk sevdası böyle bir şey, onlar için koltuğa giden yolda her şey mubah. Ağır hasarlı AKP iktidarı, derin duvar çatlaklarını radikalizmle sıvamaya çalışıyor. Ancak, ağır hasarlı binaların akıbeti moloz döküm sahasıdır" açıklamasında bulundu. 

"ERDOĞAN'IN HÜDA PAR'A 20 MİLLETVEKİLİ VERECEĞİ İDDİA EDİLİYOR"

Akdemir, Hüda-Par ve AK Parti arasındaki görüşmelere yönelik ise, "Hüda-Par’la yapılan görüşmeleri dikkatle takip etmek gerekiyor. Eroğan’ın Hüda Par’a 20 milletvekili vereceği iddia ediliyor. Hüda-Par’ın köklerini 90’lı yıllardan hatırlıyoruz. Hizbullah terör örgütünün işkence ve katliamları hâlâ toplumun hafızasında. Doğu ve Güneydoğu’da Kürt siyasal hareketini engellemek için Hizbullah-Jitem ilişkisi birçok defa mahkemelere konu oldu. Hizbullah’ın siyasi ardılı olan Hüda-Par’ın programında özellikle kadın hakları konusunda radikal tedbirler mevcut. Devletin rejimini kökten değiştirmek isteyen bu anti-laik yapıyla Cumhur İttifakı’nın diğer bileşenleri nasıl yan yana gelir doğrusu bu benim için de bir merak konusu" dedi. 

"EN BÜYÜK DARBEYİ MUHAFAZAKAR SEÇMENDEN ALACAKLAR"

Şener Akdemir açıklamasını şöyle sürdürdü:

Kendisini Müslüman feminist olarak tanımlayan Konca Kuriş’in günlerce süren işkencenin ardından katledilişinin arkasından Hizbullah çıktı. Bugünkü Aydınlık Yayın Organı’nın 90’lı yıllardaki 2000’e Doğru Dergisi’nin Diyarbakır temsilcisi Halit Güngen’in öldürülmesinden de aynı yapı sorumlu. Doğu Perinçek bunları bilmiyor mu? Cumhuriyet ve Atatürk sevdalısı Mehmet Ali Çelebi bunları bilmiyor mu? Diyarbakırlıların Gaffar Baba lakabıyla andığı, Hizbullah tarafından şehit edilen Gaffar Okkan’ı bu toplum unutmaz, unutamaz. 90’lı yılların tüm karanlık diyalogları, Jitem-Hizbullah ilişkisi gibi birçok sır perdesi hâlâ aralanmış değil. Bu travmaları topluma yaşatan yapılarla AKP’nin ilişkisi onlar için asıl yıkım olacaktır. AKP’ye oy veren kentli muhafazakâr seçmenden en büyük darbeyi alacaklar. 90’lı yılların bütün karanlık simaları nedense Erdoğan’a destek vereceğini belirtiyor. Bu durum Erdoğan’ın muhalefete siyasi kontrasıdır. Hüda-Par’ı İttifaklarına alarak, doğu ve güneydoğuda durumu toparlamaya çalışıyor, ancak sonuç alması mümkün değil. İktidarı kaybetmemek için gayrimeşru kuvvet kullanmak dâhil, birçok yola tevessül edebilirler. Bu duruma karşı da halkın ihtiyatlı, itidalli ve tedbirli olması gerekir. 

"HÜDA PAR VE HDP KIYASLANAMAZ"

"Aynı Eleştiriler size de HDP noktasında yapılıyor, Selahattin Demirtaş Kılıçdaroğlu’na desteğini açıkladı" sorusunun üzerine konuşan Akdemir, "  HDP 6-7 milyon oyu olan Türkiye’nin en büyük 3. Partisi. HDP ile sadece biz görüşmüyoruz. Birkaç ay önce AKP’li Adalet Bakanı Bekir Bozdağ başkanlığındaki heyet HDP’yi ziyaret edip Anayasa değişikliği için ziyaret etti, üstelik bir temel hak konusunu referanduma götürmek maksadıyla. AKP her bayramda HDP’ye bayram ziyaretinde bulunuyordu, geçen sene kurban bayramında bayramlaşmadı ama referanduma destek için HDP’nin kapısını çaldı. HDP kendi listeleriyle seçime girecek ve Millet İttifakı’na girme talepleri yok. Genel Başkanımıza Selahattin Demirtaş bir seçmen olarak desteğini açıkladı ancak HDP’nin içinde bulunan Emek ve Özgürlük İttifakının müzakereleri devam ediyor. Kaldı ki HDP ve Hüda Par’ı kıyaslamak siyaset bilimi açısından da doğru değil. Bu durum HDP’ye ve HDP seçmenine haksızlık olur" yanıtını verdi.

"İZMİR'DE YÜZDE 55 CİVARINDA OY ALIRIZ"

Seçi sonuçlarına yönelik görüşünü paylaşan Akdemir, "Evvela İzmir’den başlayalım. İzmir’de partimizin yüzde 50-55’in arasında bir oyla birinci parti olacağını, Millet İttifakı’nın ise yüzde 65-70 bandında seçimi tamamlayacağını düşünüyorum. Cumhurbaşkanı Adayımızı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir’de yüzde 75 civarında oy alması mümkün. Türkiye genelinde ise Sayın Genel Başkanımız yüzde 60’a yakın bir oranla bu işi bitirir ve yeni makamına, Çankaya Köşkü’ne çıkar" dedi. 

"YENİ YÖNETİME DESTEK OLACAĞIZ"

Yeni il yönetiminin çalışmalarını değerlendiren Akdemir, "Çok zor bir dönemde göreve geldiler. İçlerinde yeni arkadaşlar da tecrübeli arkadaşlar da mevcut. Nitelik açısından da bence bir sıkıntı yaşamazlar. Her şeyden önce bu seçimde başarılı olmak gibi bir yükümlüğümüz var. Bu noktada hepimiz katkıda bulunacağız kendilerine. İzmir’in tüm dinamikleriyle diyalog kurma çabalarını doğru buluyorum" diye konuştu. 

"MİLLETVEKİLLİĞİ YAPABİLECEK YETKİNLİKTE OLMASAYDIM BAŞVURU YAPMAZDIM"

Akdemir, "Adaylık başvurunuzu yaptınız, kendinizi listenin neresinde görüyorsunuz? Listeye girebilecek misiniz" sorusuna ise, "Bu soru tuzak soru ancak yine de cevap vereyim. Önceliğim kimin milletvekili olacağı değil. Elbette parlamentoda İzmir’i temsil etmek benim için gurur verici bir durum olur. Şu an 38 yaşında genç bir siyasetçiyim. Kendimi milletvekilliği yapabilecek yetkinlikte görmesem emin olun adaylık başvurusu yapmazdım. İl yönetimindeki görevimde de siyaseti hep kalem ve kitap ile yapmaya gayret ettim. Öğrenmeyi ve öğrendiklerini uygulamayı seven bir yapım var. Eğitimimi geniş bir yelpazeye yaydım bu yüzden. Listeye girmeyi ve İzmir’i temsil etmeyi her aday adayı arkadaşım gibi ben de isterim ancak ana hedefimiz Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak" şeklinde yanıt verdi.