Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - CHP'de 4 Kasım Cumartesi günü başlayarak 5 Kasım Pazar günü sona erecek Büyük Kurultay için çalışmalar devam ediyor. Mevcut Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve Genel Başkan Adayı Özgür Özel delegelere keskin mesajlar veriyor. Özel, "Değişim" ve "Başarı" vurgusu yaparken, Kılıçdaroğlu ise "Değişim için tüzük kurultayı" sinyali veriyor.

"O GİTSİN BEN GELEYİM' DEĞİŞİM DEĞİL DEĞİŞ TOKUŞTUR"

CHP Tüzük Komisyonu Üyesi Atila Sertel, Kılıçdaroğlu'nun "Değişime" ilişkin tartışmaları değerlendirerek, değişimin kişilerden değil tüzükle ve anlayışla olması gerektiği kaydetti. Sertel, "Değişim aslında partinin bütün kurum ve kurallarıyla, demokratik bir zemine oturması noktasında olmalı. Tüzük değişikliğinde önseçimlerden başlayarak partinin yaşadığı sıkıntılara çözüm aranması, çare bulunması noktasındaydı. Değişim o noktada olursa çok güzel olur, fevkalade olur. Asıl değişim de zaten bu. Ama diğeri 'o gitsin, ben geleyim' değişim değil, değiş tokuş oluyor. Anlayış aynı olduktan sonra kişilerin değişmesi önemli değil. Bir temele oturması lazım partinin, sosyal demokrat yapıya oturması lazım. Programının sosyal demokrat bir program olması, tavizsiz bu noktada uygulama yapılması lazım. Emeğin, emekçinin partisi, ezilenlerin ve yoksulların hakkına hukukuna sahip çıkan bir programın oluşturulması lazım. Değişim o noktada olmalı, zaten toplumun beklentisi o. Toplum kimin ne yaptığına değil, kimin ne yapacağına bakıyor. Parti o noktada önemli olan, insanlar değil" dedi.

"KOMİSYON OLARAK ÇOK ÇALIŞMA YAPTIK"

CHP Genel Başkanı ve Genel Başkan Adayı Kılıçdaroğlu'nun "Tüzük kurultayı" sinyalinin sorulması üzerine Sertel, "Ben katılıyorum Genel Başkanımıza, onu yapacağına da inanıyorum. Milletvekili belediye başkanı adaylarının ön seçimle belirlenmesi kadar, Genel Başkanın bütün üyelerin katılımıyla belirlenmesi gibi, mahalle delegeliklerinin kaldırılması gibi... Biz bu konuda komisyon olarak çok çalışma yaptık. Bunlar hayata geçerse değişim o zaman olacaktır. Yani üyenin demokrasiye katılımı gerçekleşmeli. Zaten 12 Eylül 1980'de faşist diktatörlük tarafından getirilen bir durum bu, 12 Eylül'den önce bütün partiler milletvekili, belediye başkanı adaylarını önseçimle belirlerlerdi. Adalet Partisi, MHP dahil, tüm milletvekillerini kendi üyelerine belirletirlerdi. Şimdi Anayasa'yı değiştirelim diyenler, siyasi parti kanununu bile değiştirmiyorlar. Aslında  Genel Başkanın asıl işaret ettiği nokta o. Yani belirlenmiş kişileri aday olarak sunmak demokrasi değildir. Demokrasi kendi adaylarını üyenin, halkın kendisinin belirlemesidir, yani seçeceği insanı da belirlemesidir. 'Ben sana çok güzel bir aday yolluyorum, 2 metre boyunda' al bunu seç demek demokrasi değildir" diye konuştu.

Genel Başkan Adayı Özgür Özel'in İzmir il başkanlığında yaptığı toplantıya katılan Sertel, katılmasının nedenine yönelik, "Özgür Özel benim Grup Başkanvekilim, ben 8 yıl milletvekili olarak görev gördüm, o benim dostum, kardeşim, arkadaşım, sevdiğim, saydığım bir insan. Benim orada olmam, ona destek vermem anlamını taşımaz. Bizim aramızdaki medeni ilişkinin gereğidir. Beni davet etmiştir. Benim eşimin cenazesine, anmasına katılmıştır, her yere gelmiştir. Bizim ayrı bir dostluğumuz var ama o dostluk, benim oyum yok ama oyum olsa ona vereceğim anlamına gelmez. Ben çok açık ve net Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçilmesini, Genel Başkan olmasını istiyorum" sözleriyle anlattı.

"2018'DE TÜZÜK DEĞİŞTİRENLER DEĞİŞİMİ GERÇEKLEŞTİREMEZ"

Sertel şunları kaydetti:

Değişimi, bu partinin tüzüğünün değiştirenlerin de olduğu bir grup gerçekleştiremez. Partinin tüzüğünü 2018 kurultayında geriye götürenler onlardır. 

"TAKIM ŞAMPİYONLUĞA OYNUYORSA SATDI DEĞİL ÇEVRESİNİ DE DOLDURUR"

Biz konuşurken çok dikkatli bir dil kullanmalıyız. 'Şu kazanırsa parti oy almaz, bu kazanırsa böyle olur' gibi bu söylemlerin AKP'nin değirmenine su taşımak olduğunu düşünüyorum. Kendisi kazanmak için, mevcut yapıya yönelik mesnetsiz atışların durması gerekir. 'Sokağın sesi' deniliyor ama ben o sokağı da gördüm, yani il başkanlığındaki sokağı da gördüm.  tabandan şiddetli bir ses gelmiyor. Benim gördüğüm o, 300'e yakın insan ya insan ya vardı ya yoktu, Karşıyaka ve Güzelbahçe'den gelen gençler vardı. Ben şöyle bakıyorum; Göztepe Şampiyonluğa oynuyorsa stadı bırakın çevresinde adım atacak yer kalmaz. Karşıyaka ya da Altay şampiyonluğa oynuyorsa Alsancak Stadı'nın çevresi, Çevre Yolu'na kadar dolar. Karşıyaka Şampiyonluğa oynuyorsa sadece stadın içini değil çevresini de doldurur. Dolayısıyla 'tabandan öyle böyle ses geliyor' falan... O ses AKP'lilerden geliyor. Zaten AKP'liler Kemal Bey'i sevmez, o ayrı, o ayrıdır. Bu yüzden söylemlere dikkat etmek, özenli davranmak lazım. Ben Özgür Özel'i de, Kemal Bey'i de çok seviyorum, sayıyorum. İkisi de bu partinin insanıdır. Ama ben Genel Başkanımızın devam etmesini can-ı gönülden istiyorum