CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Meclis'te açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Özel, parti içindeki değişimleri İzmir'deki belediye başkan adayları üzerinden anlattı. 

Özel'in açıklamaları şu şekilde;

Buradaki korku şu: Biz parti içinde değişimi gerçekleştirdik. Mesela geçmiş döneme göre 25 kat fazla anket yaptırdık. Erdoğan’ın ölçme-değerlendirme en güçlü yanı. Birilerince hata diye yaptığımızı düşündüğü şeyin doğru olduğunu görüyor, Erdoğan. Recep Tayyip Erdoğan günün birinde metal yorgunluğu diye belediye başkanlarını pat pat pat istifa ettirdiği süreçte sahada ne ölçtüğünü görüyor? Benim İzmir’de ne yaptığımı da görüyor. 

Ben İzmir’de 14 tane genç, 9 tane kadın Belediye Başkanı adayı görevlendiriyor olmamda ve bunun sahada yarattığı etkiyi görüyorlar. 1 Nisan’dan sonra korku bu değişimci, dinamik ölçme-değerlendirmeye dayanan, yurt dışıyla ilişkisi olan, Türkiye’nin çıkarlarını yurt dışında farklı dilde anlatacak genç sosyal demokrat liderin başına açabileceklerini görüyor. Şimdi Sosyalist Enternasyonel’e gidiyorum. Sonra 1 Nisan’a kadar yurt dışı yok. Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nı tebrik etmeye gitmek için randevu alan, 15 Nisan’da Ramallah’a gidecek olan, dünyadaki bütün sol sosyal demokrat akrabalarıyla sıkı ilişkiler kuracak olan genç bir sosyal demokrat lideri görüyor.

O yüzden parti içindeki birkaç hazımsız, saçma sapan tavır içinde olan azınlık sesini duyurabilmek için iktidar medyası tarafından gösterilen mücadeleyi görüyorsunuz. Üç saat boyunca CHP konuşuyorlar. İliç varken CHP konuşacak kadar şuurunu kaybetmiş ve bizden korkan bir süreç var. O yüzden 1 Nisan’ı bekleyenler, ama Recep Tayyip Erdoğan ama parti içindeki 3-5 hazımsız avuçlarını yalarlar. Çok güçlü, çok dinamik kadromuz var. Ekibimizin örgütte inanılmaz bir karşılığı var ve sahada da yaptığımız işlerin çok olumlu yansımalarını görüyoruz. Tertemiz pırıl pırıl, gencecik ve kadınlara hakkını veren siyasete milletimiz de hakkını verir.

"1 Nisan’ı bekleyenler, avuçlarını yalarlar"

- CHP içinde 1 Nisan’da neler olacak?

İlk aday olduğumda da söyledim, defalarca söyledim; Cumhuriyet Halk Partisi’nde Genel Başkanı, delegeler ya da parti içi dengeler değil kamuoyu belirlemektedir. Eğer siyaseti okuyorsam kurultay havasına girildiği günlerde kamuoyu baskısı, sokaktaki duygu delegelerimizde hakim olur. Eğer biz kamuoyu desteğini kaybedersek her şey olur.

Ama biz kamuoyu desteğini kaybetmeyiz. Parti içinde geçtiğimiz kurultayı hazmedememiş birkaç arkadaş ve etkilerindeki bir grup medyanın yaratmaya çalıştığı algıyı görüyoruz. İktidar tarafından bunun sahiplenen ve köpürtülen tavrını görüyoruz.