Halil İbrahim GÜLER/ GÜNDEME BAKIŞ- Geçtiğimiz aylarda İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis’inde akaryakıt istasyonu planı tartışmaya neden olmuştu. Bornova  Kazımdirik Mahallesinde, 2 ada, 20 parselin "Akaryakıt ve Servis İstasyonu Alanı (LPG İstasyonu yer alabilir) önergesine bazı AK Partili Meclis üyelerinden tepki gel gelmişti. Önergeye CHP grubu kabul oyu verirken AK Parti grubu ise ret oyu kullanmıştı. AK Parti Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe de grup kararına uymayarak önergeye olumlu oy kullanmıştı. Süreci yakından takip eden ve mecliste alınan karara tepki gösteren İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Meclis üyesi Fikret Mısırlı Akaryakıt istasyonu açılması için gerekçelerin yeterli teknik bilimsel ve nesnesel ölçümlerine dayanmadığı ifade etmişti.

BÜYÜKŞEHIR MECLISI'NI BÖLEN TARTIŞMA AK PARTI'DE ÇATLAK! HABERI IÇIN TIKLAYINIZ

BÜYÜKŞEHIR'DE CHP VE AK PARTI GRUPLARINI BÖLEN O PARSELIN SAHIBI KONUŞTU: İÇ SAVAŞLARA ALET OLDUK! HABERI IÇIN TIKLAYINIZ

BİLİRKİŞİ RAPORU MAHKEMEYE ULAŞTI 
Mimarlar Odası İzmir Şubesi; İzmir 5. İdare Mahkemesinin yürütmenin durdurulması talebiyle dava açtı. Mahkeme, konuyla ilgili Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesinden Prof. Dr. Hayat Zengin Çelik, Doç. Dr. Hilmi Evren Erdin ve Doç. Dr. Gözde Ekşioğlu Çetintahra’yı bilirkişi olarak atadı. Bilirkişi; 74 sayfalık raporunu mahkemeye sundu. Bilirkişi raporunda özetle şöyle denildi;
“….Bilirkişi heyetimiz dava konusu taşınmazda akaryakıt ve servis istasyonu amaçlı yapılan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin imar mevzuatı, şehircilik ilkeleri, ve planlama esasyarı açısından sakıncalarının ve eksiklerinin bulunması çerçevesinde kamu yararına aykırı olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava konusu 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği'nin üst kademeli planlar olan 1/100.000 ölçekli İzmir-Manisa Planlama Bölgesi Çevre Düzeni Planı ile 1/25.000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı plan kararları ve plan notlarına uygun olduğu,

Ancak, Dava konusu plan değişikliği ile getirilen akaryakıt ve servis istasyonu (LPG istasyonu yer alabilir) plan kararının gerekçesinin bilimsel, nesnel ve teknik analizlere dayandırılmadığı, plan çalışmasına altlık oluşturacak bir kısım kurum/kuruluş görüşlerinin plana yansıtılmadığı ve dikkate alınmadığı, bu kapsamda imar mevzuatına uygun olmadığı; Dava konusu planlama alanına bütüncül olarak yaklaşılmadığı, alanın mevcutta barındırdığı sosyal ve teknik altyapı alanlarındaki bütünlükçü kurguyu zedeleyici nitelikte bir plan kararı üretildiği ve bu kapsamda imar mevzuatına, şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olmadığı
Dava konusu planla dava konusu parsele ilişkin getirilen plan kararının, plan belgeleri ve plan açıklama raporlarında birbiri ile çelişecek şekilde ifade edildiği, bu durumda dava konusu fonksiyonun alanda yer seçimini belirleyen ilgili belediyenin uygulama esaslarına uygun olmayan bir niteliği olduğu, bu açılardan da imar mevzuatına, şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olmadığı

Dava konusu plan değişikliğinde önerilen kullanımın, merkezi bir ticaret bölgesi ve aynı zamanda bir yaşam alanı olan dava konusu bölgede getireceği risk ve çevresel etkilerin, trafik yükünün, güvenlik sorunlarının dikkate alınmadığı, kamusal kullanıma ayrılmış alanların azaltılarak özel ve ticari bir alana dahil edildiği, kişi ve toplum yararı arasındaki dengeyi gözetmediği için kamu yararına uygun olmadığı sonuçlarına ulaşılmıştır.

Yukarıdaki hususlar göz önünde bulundurulduğunda sonuç olarak, bilirkişi kurulumuzca dava konusu İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin 13.12.2021 tarih ve 05.1406 sayılı kararıyla uygun bulunup 19.01.2022 tarihinde onanarak 28.01.2022- 28.02.2022 tarihleri arsında askıya çıkarılan Bornova İlçesi, Kazım Dirik Mahallesi, 2 ada 20 parselin akaryakıt ve servis istasyonu alam (LPG istasyonu yer alabilir) olarak belirlenmesine ilişkin 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği'nin dava konusu 2 ada, 20 parsel açısından getirdiği plan kararlarının planların kademeli birlikteliği ilkesine uygun olduğu ancak, imar mevzuatı, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı açısından uygun olmadığı konusunda ortak bir kanaate varılmış bulunulmaktadır”