Hale YILDIRIM / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Büyükşehir Belediye (İzBB) Başkanı Cemil Tugay, TTI İzmir Fuarı kapsamında, Green Destinations 2025 ödül töreni ve büyükşehir belediye başkanları oturumuna katıldı.
Fuar İzmir’de gerçekleştirilen organizasyonda İzBB Başkanı Tugay oturumun moderatörlüğünü üstlenirken, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Besim Dutlulu ve Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın konuşmacı olarak yer aldı.
TUGAY, PANELİN AÇILIŞ KONUŞMASINI YAPTI
Panelin açılış konuşmasını yapan Başkan Tugay, “Türkiye’nin en büyük turizm platformu olan “TTI İzmir - Uluslararası Turizm Ticaret Fuar ve Kongresi"ni bugün 19. kez açtık. Sektörün önde gelen profesyonellerini İzmir’de bir araya getirmenin gururunu yaşıyoruz. Bugün burada, Fuar İzmir çatısı altında, ülke turizmimizin bugününü ve geleceğini şekillendiren buluşmalar yaşanıyor. Üç gün boyunca çok önemli görüşmeler ve iş birlikleri yapılacak” dedi.
“TURİZM DOĞA VE KÜLTÜR ÜZERİNDE YÜKSELİR”
2026–2030 Ortak Ege Vizyonuna ilişkin bilgi veren Tugay, “Bu oturum da fuarımızın can damarı buluşmalardan biri. Çünkü sahnede, turizmin lokomotifi olan kurumlar yani belediyelerimiz var. Muğla, Manisa ve Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlarımızı konuk ediyoruz. Bacasız sanayimiz turizme en büyük ivmeyi kazandıran kurumlar, yerel yönetimlerdir. Ege Bölgesi, Türkiye turizminin ana damarlarından biri. Ve bizler de bölgenin en gözde turizm beldelerini barındıran büyükşehirlerin belediye başkanları olarak burada bulunuyoruz. Turizmi geliştirmek için sorumluluğumuz büyük. Sizlere 2026–2030 Ortak Ege Vizyonumuzdan söz etmek istiyoruz. Özellikle küresel iklim kriziyle mücadelemizde yerel yönetimlerin politikaları, kararları, uygulamaları, sürdürülebilir turizm için çok daha büyük önem kazanıyor. Turizm, en genel anlamda iki zemin üzerinde yükselir: Doğa ve kültür. Her iki varlığımızın da korunması için sürdürülebilirliği, vazgeçilmez parçamız yapmak zorundayız. İklim krizine karşı ekolojik dengeyi korumak için de kültürel miras yönetimi için de bu çok önemli. Dört kentimizin her biri, doğası ve kültürüyle yerli ve yabancı turistler için cazibe alanları” ifadelerini kullandı.
“ORTAK GİRİRŞİMLE BÖLGELERİMİZİ KALKINDIRMALIYIZ”
“İzmir Adnan Menderes, Milas-Bodrum ve Dalaman havalimanları, uluslararası nitelikleriyle yurt dışından turistlerin Ege Bölgesi’ne giriş kapıları” diyen Tugay, “Havayoluyla gelen turistler sadece İzmir ve Muğla’ya değil, bölgedeki diğer illere de gidiyor. Aynı zamanda Ege Bölgesi’nde yaşayan vatandaşlarımızın yurt dışı seyahatlerinin de başlangıç noktası bu havaalanlarıdır. Bu açıdan baktığımızda İzmir, Milas-Bodrum ve Dalaman havalimanlarının hinterlandı, yaklaşık 20 milyon kişiyi aşıyor. 2024 yılında İzmir Adnan Menderes Havalimanı 11,5 milyon yolcuya, Milas-Bodrum Havalimanı 4,32 milyon yolcuya, Dalaman Havaalanı 5,5 milyon yolcuya hizmet verdi. Bu bakış açısıyla yerel yönetimler olarak ortak bir turizm vizyonu ortaya koymamız gerekiyor. Mevcut turizm hareketliliğini daha nitelikli hale getirmek için güçlerimizi birleştirmemiz gerekiyor. Doğamızı ve kültürümüzü koruyarak pek çok konuda iş birliği yapabiliriz. Uluslararası alanda gerçekleştirilecek ortak girişimlerle bölgelerimizi kalkındıracağımız aşikârdır” diye konuştu. (gundemebakis)
Turizmi daha iyi noktalara taşımak için neler yapılması gerektiğini anlatan Tugay, “ Ege Bölgemizi ve bölgedeki her ilimizi markalaştırma çalışmaları yürütülmeli. Turizmde ürün çeşitliliğimizi artırmalıyız. Destinasyon yönetiminde iş birlikleri kurmalıyız” dedi ve şunları kaydetti:
“TURİZM SEZONUNU UZATABİLİRİZ”
Büyükşehir Belediyeleri arasında ortaklaşa yapılabilecek çalışmalara şu örnekleri verebilirim:
1. Uluslararası ağlar ve platformlarda, Ege kentleri olarak birlikte görünürlük kazanabiliriz.
2. Turizm sezonunu uzatmalıyız. Turistlerin daha uzun süre kalmasını sağlamak için her bir ilimizde tematik turizm alanlarını geliştirmeliyiz. Yeni rotalar–destinasyonlar oluşturmalıyız. (gundemebakis)
3. Ege turizmi büyük çeşitliliğe sahip. Kıyı turizmi, kültür turizmi, gastronomi, doğa, bağcılık, termal turizm alanları, agroturizm… Bu niteliklerin her birini destinasyona dönüştürmeliyiz. Sunduğumuz turizm seçeneklerini artırmalıyız.
“SAĞLIK TURİZMİNİN ÖNCÜ ÜLKELERİNDENİZ”
Örneğin sağlık turizminde dünyanın öncü ülkelerindeniz. Hizmet kalitemizle, sunduğumuz fiyat rekabetiyle ve altyapımızla dikkat çekiyoruz. Küresel sağlık turizmi pazarı son yıllarda hızla büyüyor. İnsanlar uygun maliyetli, bekleme süresi kısa ve yüksek kalitede sağlık hizmeti almak için başka ülkelere gidiyor. Global Growth Insights verilerine göre 2024 itibarıyla medikal turizm sektörü yaklaşık 66,8 milyar doları seviyesindeydi. 2025-2034 arasında sektörün dünyada 335 milyar dolar pazar büyüklüğüne ulaşabileceği öngörülüyor. Resmî verilere göre, 2024’te Türkiye’ye sağlık turizmi kapsamında gelen yabancı hasta sayısı 1,5 milyon civarında ve bu 3 milyar dolar gelir getirdi. Türkiye, 2028 için sağlık turizminden 20 milyar dolar gelir hedefliyor. (gundemebakis)
İzmir Sağlık Turizmi Derneği kayıtlarına göre 2024’te İzmir’e sağlık turizmi amacıyla 59.815 ziyaretçi geldi. 2025 itibarıyla, İzmir’de tedavi gören yabancı hasta sayısında son 5 yılda %40 artış kaydedilmiş durumda. İzmir olarak diş, göz, estetik cerrahi, kozmetik gibi alanlarda dünyadan hasta kabul ediyoruz. Sizlerin dikkatini özellikle termal sağlık konusuna çekmek istiyorum. Termal kaynak zengini bir bölgeyiz. Ege’nin termal kaynakları, deniz ve doğa turizmini birleştirmemize olanak veriyor. Sağlık, tatil, iyilik, güzellik paketi sunabiliriz. İş birliği yaparak kaynaklarımızı doğru yatırımlarla dünyaya açmalıyız.
4. Ziyaretçi beklentilerini analiz edelim. Turistlerin deneyimlerini güçlendirmek için ortak buluşmalar gerçekleştirelim.
ARAS: “ELİMİZDE TÜM ENSTRÜMANLAR VAR, YETER Kİ BİR ARAYA GELELİM”
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Belediyelere büyük misyon düşüyor, tabi belediyelerle birlikte merkezi hükümetin temsilcileri valiler, kaymakamlar ve kurumlar birlikte çalışmalı. Odalarımız birlikte çalışmalı, Ortak platformu kurmalıyız. Biz seçimden sonra turizm strateji geliştirme ofisi kurduk, burada tüm paydaşlar yer alıyor. Her birimiz hem sektör hem belediyeler bir şeyler yapmaya gayret ediyor. Sinerji oluşmuyor, biz de o yüzden önce bir stratejik plan yapalım dedik, akademiyle birlikte plan hazırlığına giriştik. Belediyenin misyonu nedir, altyapı, peyzaj, hükümet ne yapacak, sektör ne yapacak dedik. Kentlerdeki birlikte çalışma kültürü oluşturulmalı. Elimizde zenginlik var İzmir’de Balıkesir’de, Aydın’da Denizli’de, Muğla… Biz önemli bir havzayız Ege olarak. Bugün Ege Bölgesi’ne gelen kişinin Pamukkale’yi görmeden gitmesi mümkün değil. Fethiye’ye gelen turist yamaç paraşütü yaparken diğer taraftan da Pamukkale’ye gidiyor. Marmaris’e gelen turist Meryem Ana’yı görmeden dönmek istemez. Günü birlik rotalarla da bu birlikteliği sağlayabiliriz. Bir plan dahilinde hareket edebiliriz Ege’de. Dünyanın en önemli tarihi, kültürel merkezi halinde, elimizde her türlü enstrüman var, bize sadece bir araya gelmek düşüyor” dedi. (gundemebakis)
DUTLULU: “GEÇEN YAZ ALMANYA’DAB 80 KARAVAN GELDİ”
Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Besim Dutlulu, ise “Fuar çok güzel emeklerinize sağlık. Çok hareketli ve keyifli. Derler ya kurtlar sofrası, Ayvalık, Bodrum ve Çeşme deniz turizmi var. Bizim buraları rahatlatmamız lazım. Biz İzmir’i, Muğla’yı rakip olarak görmüyoruz. Turistler artık sakin şehirlere gitmek istiyor. Biz Manisa’da gastronomiyi, tarihi ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. İzmir’e gelen turisti Manisa’ya getiriyoruz. Yüz binlerce insan Pamukkale’ye geliyor, Salihli’ye geçiyor, oradan da Bergama’ya geliyor. Pandemiden sonra karavan turizmi arttı. Bundan 3 sene önce karavan parkı açtık. Bu sadece bir varış noktası değil. Bodrum’a, Çeşme’ye gidenlerin duraklama noktası oldu. Geçen yaz Almanya’dan 80 tane karavancı geldi” dedi.
“HALKA HİTAP EDEN DESTİNASYONLAR OLUŞTURMALIYIZ”
Başkan Tugay’ın “Bu kendi kendine mi oldu?” sorusunu yanıtlayan Dutlulu, “Biz karavancılarla beraber bu işe giriştik. Temiz su, elektrik sağladıktan sonra önce Türkler sonra yabancılar keşfetti. Bizim mesir macunumuz Türkiye’de meşhur. Ancak dünyada bilinmiyor. İşbirlikleri yaparak duyurmak istiyoruz. Tek jeotermalimizi duyuramadık. Bizler işbirliği içerisinde çalışması gereken kurumlarız. Çeşme’ye gelen, Ayvalık’a gelen adamı içeri sokmamız lazım. Keşfedilecek çok fazla şey var. Yemek kültürünü öne çıkarmamız lazım. Siz bunu güzel yapıyorsunuz. İnsanlar gittikleri yerlerde karınlarını doyurmak, iyi yemeğe ulaşmak istiyorlar. Bizim ulaşılabilir gastronomi noktaları yapmamız lazım Halka hitap eden destinasyonlar oluşturmalıyız. Bodrum’u, Çeşme’yi yeniden keşfetmeye gerek yok. Biz işbirliğine hazırız” diye konuştu.
ARAS: “TURİZMİ 12 AYA YAYABİLİRİZ”
Balıkesir Belediye Başkanı Ahmet Aras, “Bizim hepimizin her ilimiz ayrı ayrı özelikleri var. Balıkesir’den bahsetmek gerekirse, bizim 300 km sahil şeridimiz var. Sahil şeridimizde, birçok bölgemiz var. Deniz ve termal turizmimiz var. Çok öne aldığımız bir sağlık sektörüne karşı bir projemiz var. Sağlıktaki eksikleri tamamlamaya çalışıyoruz. Kaz Dağları’mız Türkiye’nin oksijen deposu ve yüzde 80’i Balıkesir’de. 15 mayısta İzmir işgal ediliyor, 16 mayısta Balıkesirliler bir araya geliyor ce milli mücadeleyi başlatıyor. Bu öyle bir nokta ki İzmir’in hemen akabinde başlayıp ilk kurşunun Ayvalık’ta atıldığı son kurşunun bandırmada atıldığı bir rota oluşturduk. Zeytin rotamız var. Türkiye’deki zeytinin büyük bir kısmını üretiyoruz. Manisa, Muğla, aydın ve İzmir ile birleşik zeytin rotası belirleyebiliriz. Birlik ve beraberlikten daha büyük bir güç yok. Bunları bir araya getirdiğimizde yeni destinasyon oluşturabiliriz, büyütebiliriz. Şehirlerimizin mirasları da ortak aslında. Bize miras kalan güzellikleri birleştirerek ortak bir kent mirasını oluşturabiliriz. Sahil şeritlerimizin, özellikle aydın Muğla, İzmir ve Balıkesir’de ortak projeleri bir araya getirebiliriz. Yaz- kış destinasyonlar oluşturabiliriz. Yaz bittiği an termal sezonu başlatabiliriz. Genel olarak baktığımız zaman her bir ilin ayrı güzelliklerini, birinin bittiği yerde diğerini başlatırsak 12 aya yayabiliriz. Yeni yatırımlar yapıyoruz. Termal bölgelerdeki farklı çalışmalarla ve zeytini de kullanarak 12 aya yaymak için çalışma yürütüyoruz. Bunu tüm illerimize yayabiliriz diye düşünüyorum” açıklamasında bulundu.
TUGAY: “MARKA ŞEHİR İÇİN KÜLTÜREL MİRASIMIZI LİSTE BAŞINA KOYMALIYIZ”
Turizm vizyonları ve bölgesel iş birlikleri hedeflerinin de konuşulduğu panelde Başkan Tugay, “2026 yılındaki verilerin 2025 yılından daha iyi olmasını bekliyoruz. İzmir’de kültür turizmi temelinde gelişen bir turizm var. Selçuk ve Bergama, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan 2 ilçemiz. Bununla birlikte kent merkezinde Agora, Kemeraltı, Yeşilova Höyüğü; çevre ilçelerimizde Metropolis, Klaros, Teos gibi turistlerin geldiği ören yerlerimiz var. 12 İyon kentinden 7’si İzmir’de bulunuyor: Ephesos, Lebedos, Teos, Kolophon, Klazomenai, Erythrai ve Phokai. Ve 7‘si de kıyılarımızı çevreleyen bölgelerde yer alıyor. 629 kilometrelik sahil şeridimizin 300 kilometresi doğal sahilden oluşuyor. Bu antik kentlerimizin yer aldığı Çeşme, Dikili, Foça, Seferihisar, Urla, Menderes başta olmak üzere denize kıyısı olan ilçelerimizde yoğunluk, yaz aylarında zirveye çıkıyor. Marka şehir olmayı konuşurken kültürel mirasımızı listenin başına koymalıyız” dedi.
“BAĞ ROTASINA ÜYE OLDUK”
Tugay açıklamasına şöyle devam etti:
Bir şehrin markası, kültürüdür. Çünkü kültürümüz, coğrafyamızdır. Dünyanın eşsiz coğrafyalarından birinde bulunuyoruz. Dağlarımızın, denizlerimizin, ovalarımızın bize sunduğu tüm nimetler, kültürümüzü yaratmıştır. Binlerce yıldır dünyaya uygarlıklar armağan eden bir bölge burası. Tarihi mirasımıza, geleneksel el sanatlarımıza, bütün dünyanın hayran olduğu mutfak kültürümüze, lezzetlerimize sahip çıkmalıyız. Özgün tatlarımızı, ürünlerimizi markalaştırmalı, yereldeki tüm kültür çeşitliliğimizin hikâyelerini dünyaya göstermeliyiz Kültürel mirasımız, insanlık mirasının bir parçası. Doğru planlamayla, sürdürülebilir kültürel miras yönetimiyle tüm tarihi varlıklarımız, turizmde kalkınma için iyi bir araç olabilir. Biz İzmir’de arkeolojik kazı alanlarına destek vermeye devam ediyoruz. Antik Smyrna Tiyatrosu’nu önümüzdeki yıllarda gün yüzüne çıkaracağız. Gastronomi ve şarap turizminde İzmir son yıllarda ön plana çıktı. Bağcılık ve yerel lezzetlerde, her kesimden turistin yoğun ilgisini çekiyoruz. Belediye olarak Avrupa Konseyi Kültür Rotaları arasındaki Bağ Rotası’na üye olduk. Kentimizde bağcılığı, bağ yollarını markalaştırarak dünyaya duyurmak istiyoruz. Urla’da gastronomi ve sanat turizmini bir arada geliştiriyoruz. Urla Bağ Yolu gibi rotalarımız, şarap kültürünü, yerel üretimi ve gastronomiyi bir turizm deneyimine dönüştürüyor. Selçuk, Urla, Menderes ve Çeşme ilçelerimizde Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi kriterlerine uygun, sürdürülebilir turizm sertifikasyon çalışmaları yürütüyoruz. Böylece hem yerel kültür ve gastronomi değerlerimizi koruyor hem de tanıtıyoruz. Tüm ilçelerimizde benzer çalışmalarımız sürüyor.
“HALKIN KAZANCINI TURİZMDEN SAĞLADIĞI MODELLER ÖNEM KAZANACAK”
Sürdürülebilir turizmde dünyanın en saygın kuruluşlarından Green Destinations ile çalışıyoruz. Green Destinations, turizm destinasyonlarının sürdürülebilirlik standartlarını yükseltmek amacıyla 80 ülkede faaliyet gösteren bir kuruluş. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda çalışıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin üyesi olduğu Küresel Sürdürülebilir Turizm Konseyi’nin akredite kuruluşudur. Biz de bu yıl İzmir Büyükşehir olarak “Green Destinations Good Travel Frontrunner Award – Öncü Kuruluş Ödülü”nü almanın gururunu yaşadık. Her yıl düzenlenen Green Destinations En İyi 100 Hikâye Yarışması kapsamında dünya çapında ilham veren iyi uygulamaları seçiyor, sürdürülebilir turizm alanında örnek gösteriyor. Biz bu sene 3 ilçemizle ödül aldık. Aynı zamanda Selçuk ve Urla ilçelerimiz de sürdürülebilir turizm destinasyonu sertifikasını aldı. Diğer ilçelerimiz için de çalışmalara devam ediyoruz. Doğanın, iklimin, çevrenin korunduğu, yerel halkın kazancını turizmden sağladığı sürdürülebilir turizm modelleri gelecekte önemli rol oynayacak. Bunu Dünya Turizm Örgütü de belirtiyor.
“OTELLERİN CİROSUNUN YÜZDE 2’Sİ BAKANLIĞA GİDİYOR”
Oturumun üçüncü ve son bölümünde ise, “bölgelerde turizmin gelişmesi için merkezi politikalarda hangi değişiklikler olmalıdır” sorusunun yanıtı arandı. Başkan Tugay, “Otellerden alınan şehir vergisi, turizmcinin üstünde yük oluşturuyor. Otellerin cirosunun yüzde 2’si bakanlığa, merkeze gidiyor. Bu vergi sistemi Avrupa’da böyle işlemiyor. Avrupa’da, diğer dünya ülkelerinde otellerden alınan şehir vergisi, o ilin yerel yönetiminde kalıyor. Bu vergi ile destinasyonların tanıtımları yapılıyor. Bölgelerin altyapıları yenileniyor. Yolları ve otoparkları yapmak, belediyelerin asli görevlerinden. Turistler kente araçla geldiğinde o aracın egzozunu bölge halkı soluyor. Trafik sıkışıklığından yerli halkın günlük yaşamı etkileniyor. Taşıt yükünün bedelini o kent ödüyor. Bu nedenle motorlu taşıtlar vergisinden belediyelere, ulaşım altyapısında kullanılmak üzere pay aktarılmalı. Turizm hareketliliğinin yoğun olduğu kentlerde, sürdürülebilir ulaşım seçenekleri yeni yatırımlarla artırılmalı. Lastik tekerlekli ulaşımın payını azaltıp doğa dostu raylı sistemi yaygınlaştırmak zorundayız. Kıyı kentlerinde çevre dostu taşıtlarla deniz ulaşımı olanakları sunulmalı. Hükümetin yaptığı bu kesintiler, söylediğimiz koşullarla belediyelere aktarılırsa ulaşım yatırımlarına, çevreci altyapı yatırımlarına kaynak yaratılır. Otel cirolarından yapılan kesinti ve motorlu taşıtlar vergisinden aktarılacak pay, sürdürülebilir turizmi yaygınlaştırmanın önemli bir aracı hâline gelebilir” dedi.