İzmir

Buca'da işçiler yine isyan etti... İş bıraktılar!

Buca Belediyesi’nde maaş krizi derinleşiyor. DİSK Genel-İş İzmir 6 No’lu Şube Başkanı Değer Yıldız, işçilerin maaşlarını alamaması nedeniyle hizmetlerin aksayabileceğini açıkladı. Yıldız, " Sayın Belediye Başkanı yine sözünü tutmamış ve bizi yarı yolda bırakmıştır. Yarın bu şehirde çöpler birikecek, anaokulları kapanacak, yemekhaneler kapanacak; diğer bütün birimler de topyekûn kapanmak zorunda kalacaktır. Buca halkı hizmet alamadığında bunun sorumlusu başkandır" dedi

Abone Ol

GÜNDEME BAKIŞ- DİSK Genel-İş Sendikası İzmir 6 No’lu Şube Başkanı Değer Yıldız, Buca Belediyesi çalışanlarının maaşlarının düzenli ödenmemesi nedeniyle yaşanan krize dikkat çekti. Yıldız, belediye yönetiminin sözünü tutmadığını belirterek, yarın kent genelinde birçok hizmetin aksayacağını açıkladı.

“HİZMET AKSARSA SORUMLUSU İŞÇİLER DEĞİL, BELEDİYE YÖNETİMİ”


Yıldız, açıklamasında, anaokulları, yemekhaneler ve diğer birimlerin kapanması durumunda Buca halkının hizmet alamayacağını ifade ederek, sorumluluğun belediye yönetiminde olduğunu vurguladı. “Hesap sorulacaksa, hesabı işçiler değil, doğrudan belediye yönetimi ve başkanı verecek” dedi.

İŞÇİLER ZORLUK İÇİNDE, MAAŞLAR YETERLİ DEĞİL


Buca’da yaklaşık 2 bin işçinin büyük çoğunluğunun maddi sıkıntı yaşadığını belirten Yıldız, maaşların büyük kısmının kiraya gittiğini ve kalan parayla geçinmeye çalıştıklarını söyledi. İşçilerin çoğunun tefeciye düştüğünü, hacizlik ve ev sahibiyle sorunlar yaşadığını ifade etti.

SENDİKA BAŞKANI UYARDI: “DAYANACAK GÜCÜMÜZ KALMADI”


Yıldız, belediye yönetiminin işçileri halkın önüne atmakla eleştirildiğini belirterek, “Artık kimseyi idare edecek hâlimiz ve sabrımız kalmadı” dedi. İşçilerin maaşlarının ödenmemesi, su ve elektrik kesintileri ile evlerinden çıkarılmalarına yol açtığını ifade etti.

BELEDİYE YÖNETİMİNE ÇAĞRI


Sendika başkanı, belediye yönetimini çalışanların durumunu görmeye ve haklarını ödemeye davet etti. Yıldız, “Süslü koltuklarda oturmakla, meydanlarda konuşmakla bu işler olmuyor. Gelsinler, işçinin hâlini kendi gözleriyle görsünler” ifadelerini kullandı.

Yapılan açıklamanın tamamı;

"Maalesef bugün, süreci sürdürürken Sayın Belediye Başkanı yine sözünü tutmamış ve bizi yarı yolda bırakmıştır. Yarın bu şehirde çöpler birikecek, anaokulları kapanacak, yemekhaneler kapanacak; diğer bütün birimler de topyekûn kapanmak zorunda kalacaktır. O günden itibaren Buca halkı hizmet alamadığında, bunun sorumlusu burada çalışan üyelerimiz değil, doğrudan belediye yönetimi ve belediye başkanıdır. Hesap sorulacaksa, hesabı da onlardan soracaklardır.

Bu şehirde her olumsuzlukta, her sıkıntıda çözüm olarak işçinin maaşını kesmek, işçinin alacağını ödememek, işçiyi halkın önüne atmak artık moda hâline gelmiş durumda. Kimse kusura bakmasın; biz alın teri döküyoruz. Kimseden babasının parasını istemiyoruz, hak etmediğimiz tek bir kuruşun peşinde değiliz. Bir ay boyunca çalışıp 45–50 bin lira maaş alıyoruz; bunun da yaklaşık 30 bin lirasını kiraya verip kalan 20 bin lirayla geçinmeye çalışıyoruz.

Şu anda Buca’da yaklaşık 2 bin işçi kardeşimizin yüzde 99’u tefecinin eline düşmüş, hacizlik olmuş, ev sahibiyle sorun yaşıyor; birçoğu evine bile gidemiyor, çocuğunun yüzüne bakamıyor. Ne hikmetse, bu ülkede iktidar ne yapıyorsa muhalefet de aynısını yapıyor: İşçi susacak, hakkını aramayacak, baskıya katlanacak, bekleyecek… Artık kimseyi idare edecek hâlimiz de sabrımız da kalmadı.

Üç gün, beş gün sonra bu meydanda yaşanacakları kimse bize sormasın. Bir çalışan, 30 gün emek verip ay sonunda maaşını alamıyorsa kimse kusura bakmayacak. Hâlâ “işçi fazla”, “bütçeyi zorluyor” diyorlar. Peki kardeşim, iktidara geldiğiniz günden beri bu belediyeye kaç işçi aldınız? Hangi belediye başkanı kaç kişiyi işe aldı, kim ne iş yapıyor, açıklasınlar. Madem bütçe yoktu, madem borç çoktu, neden bu kadar kişiyi işe aldınız? Bu insanları neden kandırdınız, neden açlığa mahkûm ettiniz?

“İşçi çalışmıyor.” diyorlar. Kusura bakmasınlar, eş dost ilişkileriyle işe aldıkları bazı kişileri çalıştırmıyor olabilirler ama bu şehrin bütün işini yapan yine işçilerdir. Çalışmayan birileri varsa da bu, işçinin değil işverenin sorumluluğudur. Artık “işçi çalışmıyor, işçi fazla” hikâyesini geçtik.

Buradan Buca halkına sesleniyoruz: Bizim dayanacak gücümüz kalmadı. Bugün 2 bin işçi varsa, 2 bin işçinin de ev sahibi var. Ev sahiplerine de sesleniyorum: İşçinin halini görüyorsunuz; maaş alamayan işçi size de kira ödeyemez. Bugünden itibaren işçiye destek olacaksınız.

İZSU birçok işçinin suyunu, faturasını ödeyemediği için kesti. Çalıştığımız belediye hem maaşımızı ödemiyor hem de su faturasını ödemediğimiz için suyumuzu kesiyor. Böyle bir adalet, böyle bir düzen olabilir mi? Lafa gelince herkese hak, hukuk diyenlerin şimdi dönüp gerçekleri görmesi gerekiyor.

Sendikaları tehdit etmek, sendika başkanlarını hedef göstermek yerine; işe aldıkları insanların hesabını versinler. Yönetemedikleri belediyelerin hesabını versinler. Eğer bir noktadan sonra iş çığırından çıkarsa, ne işçiyi durduracak sendikacı kalır ne de meydanları susturacak güç.

Kasım ve Aralık ayı ödemeleri, İller Bankası’ndan gelen para, vergi gelirleri… Bunlar nereye gidiyor? Bu belediyenin borcunu işçiler mi yaptı? Bu kadar insanı işe alan işçiler miydi? Hayır. Peki neden cezasını biz çekiyoruz?

Bir Allah’ın kulu bize şunu anlatsın: Ben bir işçiyi beş ay çalıştıracağım ama maaşını zamanında ödemeyeceğim, aylarca bekleteceğim; eylem yapınca zorla maaşını vereceğim, sonra bir daha ödemeyeceğim… Böyle düzen olur mu? Şu anda bu belediyede alınan paralar faize, hacze, tefeciye gidiyor. İnsanların evine ekmek götürecek hâli yok. Bazısının elektriği, suyu kesilmiş; bazısı evden çıkarılmış. Hâlâ bizden “idare edin” diyorlar. Kusura bakmasınlar, bu saatten sonra kimseyi idare etmiyoruz.

Artık herkes bizimle muhatap olacak. Bizim dayanacak gücümüz yok. Süslü koltuklarda oturmakla, meydanlarda konuşmakla olmuyor bu işler. Gelsinler, işçinin hâlini kendi gözleriyle görsünler; o zaman bakalım gerçekten hak mı savunuyorlar, adalet mi istiyorlar" ifadelerine yer verildi.