İzmir'de organ nakli bekleyen ve nakil olan hastalar bir araya gelerek, geçen mart ayında Organ Nakli ve Diyaliz Dayanışma Derneği'ni kurdu. Tanışma toplantısı düzenleyen dernek üyeler, diyalize giren ve nakil olan hastalara ev sahipliği yaptı. Yaklaşık 6 ay önce ikinci kez böbrek nakli olduğunu belirten Organ Nakli ve Diyaliz Dayanışma Derneği Başkanı Pınar Dülger (38), 15 yaşından beri böbrek yetmezliği ile mücadele ettiğini söyledi. Önce annesinin sonra da babasının kendisine hayat verdiğini söyleyen Dülger, “7-8 aylık bir diyaliz geçmişim var. O dönemde vefat eden arkadaşlarım oldu. Onları gördükten sonra organ bağışı üzerine bir farkındalık yaratmak adına bu derneğin kurulmasına öncülük ettim. Amacımız organ bağışını yaygınlaştırmak ve insanlarda farkındalık yaratmak. Organ bağışının acizliğiyle ilgili sıkıntı yaşıyoruz. Organ bağışında bulunmak istemeyenler oluyor. Kamu spotu haline getirmek istiyoruz" ifadelerini kullandı. Kendisine canlı donör bulduğu için şanslı olduğunu belirtip, çok sayıda diyaliz hastasının kadavra beklediğini dile getiren Dülger, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlk naklimi pandemi döneminde olmuştum. Çok ağır Covid-19 hastalığı geçirdim. Vücudum bu yüzden böbreğe ret verdi. İkinci naklimi 6,5 ay önce oldum. Dikkat etmemiz gereken tek şey ilaçları saatinde almak ve bol su tüketmek. Ameliyattan korkan çok arkadaşımız var. Oysaki çok basit bir operasyon. Benim canlı donörüm oldu. Kadavra bekleyen çok kişi var. Onlar için de organ bağışı farkındalığını arttırmak sesimizi duyurmak istiyoruz."

‘GİDERKEN BİZE BİR MİRAS BIRAKSINLAR’

2014 yılının aralık ayında karın ağrısıyla sağlık ocağına gittiğinde değerlerinin yüksek olduğunu fark eden ve ardından kronik böbrek yetmezliği tanısı alan Dilek Gençyılmaz (25), “2015 yılından beri de diyalize giriyorum. 3 yıldır ev diyalizi yapıyorum. Türkiye genelinde bir dernek kurduk. İnsanlara ışık olmak umut olmak istiyoruz. Organ nakli beklerken hayatını kaybeden çok sayıda insan var. Buna bir 'dur' demek istiyoruz. Sesimizi duyurmayı amaçlıyoruz" ifadelerini kullandı. 9 yıldır böbrek nakli beklediğini ifade eden Gençyılmaz, iki kez nakil haberi aldığını ve sıraya girdiğini belirtip, nakil gerçekleşmeyince de hayal kırıklığına uğramadığını vurguladı. Okulunu bırakmak zorunda kaldığını kaydeden Gençyılmaz, “Şimdi şanslıyım. Çünkü ev diyalizi yapıyorum. Bu büyük bir şans. Diyalize 8 saat girerek kalbim hiç yorulmadan çıkıyorum. Böylece hayat kalitem artıyor. Hayatımda hiçbir engel yok. Diyaliz zaten hayatıma engel değil. Diyaliz merkezinde 4 saat diyalize girenler çoğunlukla yorgun ve halsiz çıkıyor. Ailem şeker hastası olduğu için canlı vericim yok. Bana iki kez böbrek nakli çıktı. Ama uyumsuz olduğu için gerçekleşmedi. Böbrek nakli çıkanlarda ise kan ve doku uyumuna bakılıyor. Hangimizde daha yatkınsa ona naklediyorlar. Organ çıktığını duyunca hiçbir şekilde umut bağlamamıştım. Beni aradıklarında ilk sorduğum soru ‘Kaç kişiyiz?’ oldu. Çünkü biliyorum ki sadece ben çağrılmadım. Benim gibi belki 5 ya da 6 kişi var. İlk çağrıldığımda 9 kişi, ikincisinde 6 kişi vardı. İyi ki umut bağlamadım. Olmayınca çok üzüleceğime, bir başkasına uyduğu için çok sevindim. Ülkemizde organ bağışı çok az. Kalp nakli bekleyen ve zamanı kalmayan hastalar var. Benden önce kalp, akciğer nakli bekleyenler nakil olsun, diyorum. Diyalize alıştım. Ama onların zamanı çok az. Lütfen herkes organlarını bağışlasın. Çünkü organ bağışı hayat kurtarır. Organlarınız toprak olmasın. Bizlere bir miras bıraksınlar giderken, biz o miraslara gözümüz gibi bakarız" diye konuştu.

‘BİR HEMŞİRE OLSAM DA SÜRECİ ZOR ATLATTIM’

Tek çocuğu bulunduğunu belirten Zümrüt Yılmaz (34) oğlu Arda’ya henüz 9 yaşındayken böbrek yetmezliği tanısı konulduğunu dile getirip, “Kısa bir süre hastanede yattıktan sonra hızlı bir şekilde dayısı Osman Yağmur donör olarak Arda’ya böbreğini verdi. Şu an mutluyum. İnsanların organlarını bağışlamaları için bir fırsat sunuluyor. Sağlıkçıyım, bununla ilgili elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Bizim de başımıza gelmeden önce aynıydım, Arda’dan sonra farkına vardım. Çok zor bir süreçti. Bir hemşire olarak bu süreci zor atlattım. Söz konusu çocuğumun sağlığıydı. Dayısının böbreğiyle yaşıyor ve sağlıklı. Ama insanlar organlarını bağışlasın ki daha çok insan diyalize girmeden hayatına devam etsin" ifadelerini kullandı.

5’inci sınıf öğrencisi Arda Yılmaz (12) da “Organ bağışı yapın, hayatınız kurtulsun" dedi.

‘DİYALİZLE HAYATIMIZI DEVAM ETTİREBİLİRİZ’

Diş teknisyeni olarak çalışan Hafize Kovan (41) da 30 yıldır diyaliz hastası olduğunu söyledi. Kovan, “10 yıldır da evde kendim diyaliz yapıyorum. Bu ülkede diyaliz hastaları diyalize gireceği zaman bir koordinatör karşısına alıp ‘Sen bundan sonra böyle yaşayacaksın, ona göre yaşamını belirlemelisin’ demeli. En azından hastalar psikolojik bir destek almalı. Çünkü bu hastalık ömür boyu sürüyor. Nakil olsak da yaşam tarzımızı ona göre belirlemeliyiz. Diyalize başladığı için okulunu bırakan, işini bırakan, evde oturan çok insan var. Ülkemizde bu çok yaşanıyor. Diyalizle hayatımızı devam ettirebiliriz, çalışabiliriz, spor yapabiliriz. Ben iki ay önce evlendim. Hayatımıza devam edebiliriz. Nakil olmasak da hayat çok güzel. Diyalizle her şeyi yapabiliriz yeter ki isteyin" diye konuştu.(DHA)