EÜ Botanik Bahçesi Herbaryum Araştırma Uygulama Merkezinde, EÜ Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Yıldırım ve Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Barış Özüdoğru ile bir araya gelen EÜ Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, bilim dünyasına kazandırılan bitkiyle ilgili bilgi aldı.

Merkezin yönetim kurulu üyesi de olan Doç. Dr. Yıldırım, Malatya’nın Akçadağ ilçesi sınırlarındaki Levent Vadisi’nde, bin 200-bin 275 metre rakımlarda rastladığı bitkiyi topladıktan sonra bu konuda uzman Doç. Dr. Özüdoğru ile irtibat kurduğunu ve çalışma yaptıklarını söyledi.

DÜNYADA SADECE LEVENT VADİSİ’NDE RASTLANIYOR
Topaçhardalı (Heldreichia) cinsi Hardalgiller (Brassicaceae) ailesinde yer alan bitki türünün dünya sadece 1 türü bulunduğuna değinen Doç. Dr. Yıldırım, söz konusu bitkinin Anadolu’da yaygın olarak ve Lübnan’da ise küçük bir bölgede yayılış gösterdiğini ve 4 alt türünün bulunduğunu söyledi. Bilim dünyasına kazandırdıkları Malatya Topaçhardalı ile alt tür sayısının 5’e yükseldiğini kaydeden Doç. Dr. Yıldırım, “Bu alt türlerden Malatya Topaçhardalı da dahil olmak üzere 4’ü sadece ülkemize has olan endemik alttürler” diye konuştu.

İLK KEZ BİN 200 METRE RAKIMDA RASTLANDI
Uzun süredir Hardalgiller ailesine yönelik akademik çalışmalarda bulunduğunu hatırlatan Doç. Dr. Özüdoğru,  söz konusu bitkinin Anadolu Diyagonali denilen Amanos Dağları’ndan başlayıp Kuzey Doğu yönünde ilerleyen dağların Alpinik kuşağındaki hareketli kayalıklara özgü bir yapısı olduğunu belirtti. Topaçhardalı’na genellikle 2-3 bin metrenin üzerindeki yüksekliklerde rastlandığını dile getiren Doç. Dr. Özüdoğru, keşfettikleri bitkiye Levent Vadisi’nde bin 200 metre rakımda rastlamalarıyla ilgili “Bu neden önemli, bitkilerin farklı yüksekliklere verdikleri cevap, tolerans ve iklim değişikliğine uyumunu araştırabilmemiz için güzel bir model olabilir. Çünkü en yakın akrabaları 2-3 bin metrelerde yetişirken, bu bitki bin 200 metrelerde yetişiyor. Bağlı bulunduğu aile, bizim için önemli; dünyada bu aileyle ilgili 3 bin 500 kadar türü varken, bunların yaklaşık 700’ü Anadolu’da bulunuyor ve birçoğu endemik. Dünyada tür zenginliği açısından ABD’nin ardından ikinci sıradayız” dedi.

TARIM ZARARLILARIYLA ORGANİK MÜCADELEDE KULLANILABİLİR
Hardalgiller ailesinin genetik çeşitlenme merkezinin de Anadolu olduğunu çok iyi bildiklerine dikkat çeken Doç. Dr. Özüdoğru, “Üzerinde durulması gereken bir bitki ailesi çünkü birçok ekonomik bitkiyi de içinde bulunduruyor. Lahana, brokoli, karnabahar, kanola gibi çok sayıda ekonomik önemi bulunan bitki de bu ailede bulunuyor. Bunun dışında, bu aileyi özel kılan, Glikosinolat dediğimiz bir molekül ailesinin sadece Hardalgiller’e ve yakın akrabalarına özgü olmasıdır. Bu bahsettiğimiz bileşikler bitkilerin böceklere, tarım zararlılarına karşı geliştirdikleri bir uyumsal yanıt, doğal savunma mekanizması, doğal popülasyonlarda gözlenen moleküller, yapılacak bilimsel çalışmaların ardından tarım zararlılarına karşı mücadele yöntemleri arasında kullanılabilir” diye konuştu.

İKİ ÜNİVERSİTENİN İŞBİRLİĞİ AÇISINDAN ÖNEMLİ
Ege Üniversitesi ile Hacettepe Üniversitesinin işbirliğinde örnek bir çalışmaya imza atıldığını söyleyen Rektör Budak, “İki üniversite işbirliği yaparak, literatüre yeni bir bitki kazandırdı. Hem ülkemizin bitki kaynağı anlamında bir alt türü dünya literatürüne kazandırıldı, hem de gelecekte neler yapılabileceğini noktasında, ülkemize katma
değer sağlamak anlamında önemli bir çalışma oldu. Ege Üniversitesi olarak bu tür projelerle gurur duyuyoruz. Değerli bir çalışma yapan hocalarımızı tebrik ediyorum” dedi.