Dayanışma, paylaşma duygularının arttığı ve ulus olarak birlikte olmamızı sağlayan bir bayramı daha kutluyoruz. Korona günlerinde uygulanan sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle “Nerede o eski bayramlar” klişesini bu bayram daha çok kullanacağız gibi gözükse de Fiziken bir araya gelme olanağımız olmasa da teknolojinin bize sağladığı imkanlarla çoğumuz telefonlar ve sosyal medya aracılığıyla birbirimizle buluşacağız.

Her şeye rağmen başta çocuklar olmak üzere bayramlar hepimizde mutluluk ve güzellikler getiriyor. Türkiye 2 ayı aşkın bir süredir Koronavirüs mücadelesini sürdürüyor. Bu mücadele de zaman zaman deneme yanılma yöntemiyle kararlar alınsa da dünyanın gelişmiş ülkelerine baktığımızda gayet başarılı bir süreç geçirdik. Hasta sayıları ve ölüm sayıları giderek düşüyor. Maske konusunda da en son satış yasağının kalkması ile en azından maskeye ulaşma imkanına kavuşmuş olduk.

Uzmanlar yaz aylarında sıcaklarla birlikte virüsün bulaşma riskinin azalacağını belirtiyor. Belli ki Haziran ayı başından itibaren yeni normalleşme dönemine geçeceğiz. Yaz aylarının ardından sonbaharda ikinci bir dalga uyarısı yapan uzmanlar, tedbirleri bırakmamayı, maske, sosyal mesafe ve el temizliğine azami dikkat gösterilmesini öğütlüyorlar.

Korona belasını bu şekilde atlatmış gibi gözüküyoruz ama bu dönemde ekonomide yaşanan sıkıntıları bir süre daha ülke yurttaşları olarak yaşayacağız. Bu süreçte azalan gelirler nedeniyle devlet borçlarını ödemek için yurtdışından para bulma konusunda çeşitli hamleler yaparken, aynı şekilde çalışamayan yada geliri azalan vatandaşlar da tıpkı devletimiz gibi para bulma telaşında. Hükümet kısa çalışma ödeneği ya da ücretsiz izin formülleri ile çalışanlara asgari ücretin yarısı kadarda olsa destek verirken, işverenlere de vergi, KDV ve SGK ödemelerini Ekim ve Kasım aylarına öteleme imkanı verdi.

Eylül ve Ekim aylarında mevcut primlerle birlikte, bu ötelenen primlerin nasıl ödeneceği de ayrı bir tartışma konusu. Burada da Hükümetin işletmelerin kapılarına kilit vurmaması için yeni bir kararla bu ödemeleri vadelere yayması yararlı olacaktır. Kredi imkanları da sunuldu ama ne kadar etkili olduğunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Sokağa çıkma kısıtlaması olduğu bu bayramda vatandaşın en çok konuştuğu konu ekonomi olacaktır. Turizm işletmeleri, restoranlar, kafeteryalar başta olmak üzere hizmet sektöründe daha çok yevmiye hesabı ile çalışanlar bu 2 aylık süreçte en çok sıkıntıyı yaşayan kesim oldu. Belediyeler, kamu kurumları sağladıkları yardım ve desteklerle bu insanları ayakta tutmaya çalıştı.

Bunun yanında askıda fatura, askıda reçete ile bakkal ve eczanelerin veresiye defterlerindeki borçların kapatılması gibi projelerde özellikle toplumsal dayanışmamızın hala ayakta olduğunu göstermesi açısından çok önemliydi. COVİD-19 mücadelesini elbet kazanacağız. Ancak ekonomide yaşanan sorunlar bizi bir süre daha sıkacak. Bugünlerde yapılan bazı provokasyonlar farklı şeyleri tartışmamızı,  kutuplaştırmayı artırmayı hedeflese de bu konularda da şerbetlendiğimiz için yurttaşlarımız bu oyunlara gelmiyor. Bu süreçte bizi yönetenlere çok büyük sorumluluk düşüyor. Yöneticilerimizin toplumun huzurunu sağlarken, ekonomik sorunların çözülmesi için de gerekli adımları atmaları gerekiyor.

Ekonomi mücadelesinden de başarılı çıkmamız için öncelikle israftan azami bir şekilde kaçınmamız şart.  Uzun vadeli yatırımlar yerine kısa vadede topluma fayda sağlayacak ve gelir getirecek projelere odaklanmak gerekiyor. Yolcu garantili, hasta garantili projelerin sözleşmelerini gözden geçirerek, bundan sonra ülke kaynaklarının en verimli şekilde değerlendirileceği modelleri tercih etmemizden başka şansımız yok.  Dışarıdan para bulması gereken bir ülke olarak da kişisel duygu ve düşüncelerden bağımsız, siyaseti ikinci plana iterek bizim için en uygun faizi sunan dış kaynaklara yönelmeliyiz. 1994 ve 2001 krizini 2008 global krizini yaşamış bir ülke olarak bu krizleri yükünü her zaman vatandaşlar olarak çekerek aştık.

Bu krizin faturasını da bizler ödeyeceğiz. Bunu yaparken toplumsal vicdanı yaralamayan, toplumun gelecek umutlarını kırmayan tedbirlerin, kararların alınmasını bekliyoruz. Ülkesine karşı bütün sorumluluklarını yerine getiren biz yurttaşlar olarak çok şey mi istiyoruz?