Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, 28  Mayıs seçimlerine ilişkin konuştu. Karşıyakalı vatandaşların, AK Parti iktidarından rahatsız olduğunu kaydeden Tugay, "Ben belediye Başkanıyım ama CHP'li bir belediye başkanıyım. Mevcut rejimden en fazla rahatsız olan toplumun yaşadığı yer belki de Karşıyaka. Karşıyaka, sürekli AK parti iktidarından rahatsız olmuştur, bu rahatsızlık da devam ediyor. Dolayısıyla Karşıyaka Belediye Başkanıysanız size böyle bir sorumluluk da yükleniyor. Halkın bu duygusunu karşılayacak şekilde bir çalışma, bir performans ortaya koymanız gerekiyor. Sonuçta ben de Karşıyakalıyım ve Karşıyakalının hissettiği rahatsızlığı yüzde 100 ben de hissediyorum. Bu nedenle 14 Mayıs seçimine kadar olan dönemde ön plana çıkmadan elimden geleni yapmaya çalışırken, şu an kısa sürede azami çaba göstermemiz lazım. Elimizden geleni yapmamız lazım. Seçimi kazanmak için gerçekçi bir mücadele ortaya koymamız lazım. Ben de zamanımın büyük kısmını sahada seçmenimizi dinleyerek, onlara kendimizi, gördüklerimizi anlatarak çalışacağız. Parti örgütümüzle birlikte hareket ediyoruz. Karşıyaka'da şu anda herkeste çok iyi motivasyon var, sahadayız, son gün, son dakikaya kadar, alabileceğimiz oyun en yükseğini almak, sadece Karşıyaka değil sesimizi tüm Türkiye'ye duyurma konusunda kararlıyız" dedi. 

"GEÇERSİZ OY İHTİMALİ DÜŞÜK OLACAK"

Recep Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki oy farkının kapatılabileceğini anlatan Tugay, "Rakamsal olarak bakıyoruz, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile Recep Tayyip Erdoğan arasındaki oy farkı 2,5 milyon civarında. Sayın Sinan Oğan'a verilen oy sayısı 2 milyon 800 bin. Seçimde oy kullanmayan yurttaşlarımızın sayısı 8 milyonun üzerinde, 1 milyon da geçersiz oy var. Öncelikle geçersiz oylarla ilgili şunu düşünelim; bu seçim daha basit olacak, çünkü tek pusula ve tek pusulada 2 seçenek. Geçersiz oy ihtimali daha düşük olacak" ifadelerini kullandı. 

"OĞAN'A OY VEREN VATANDAŞLARIMIZLA MÜLTECİLER KONUSUNDA HEMFİKİRİZ"

Tugay açıklamasını şöyle sürdürdü: 

Diğer nokta, Sayın Sinan Oğan'a oy veren yurttaşlarımızın ne yapacağı; tabi onların kendi kararları ama biz onların en hassas olduğu mülteciler konusunda aynı fikirde olduğumuzu düşünüyoruz. Türkiye'ye doldurulan milyonlarca Suriyeli, Afgan ve diğer mültecilerin ülkemize getirdiği  yük, burada yarattıkları karmaşa, zaman zaman güvenlik sorunları, bu işin biraz siyasi istismar yapılması konusunda Sinan Oğan'a destek olan vatandaşlarımız ne kadar rahatsızsa biz de o kadar rahatsızız. Bu konuda aynı düşüncedeyiz. 

"TERÖRÜ DESTEKLEYECEK KİMSE CHP LİSTELERİNDE DEĞİL"

Bunun dışında terörle ilgili hassasiyet konusunda da aynı düşüncedeyiz. CHP'nin listesinden terörü destekleyecek hiç kimse meclise girmedi. Böyle bir anlaşma hiç kimseyle yapılmadı ama Hizbullah'la ilişkili olduğuna dair kuvvetli şüpheler olan HÜDA PAR, Adalet ve Kalkınma Partisi listelerinden meclise girdi. Atatürk sevgisiyle de  beraber, PKK'nın saldırdığı tek lider olan Kemal Kılıçdaroğlu'na destek olacaklarına inanıyoruz, düşünüyoruz. 

"OY KULLANMAYAN SEÇMENİ SANDIĞA DAVET EDİYORUZ"

Oy kullanmayan seçmenlerimizi de sandığa davet ediyoruz. Bunlar olduğunda fark kapanıyor ve çok daha yukarı çıkıyor. Şu anda mecliste biraz farkla da oluşsa Cumhur İttifakının çoğunluğu ülkemize sıkıntılı bir dönem yaşanabilir. Bunu durdurmanın tek yolu, Kemal Kılıçdaroğlu gibi adil, yurtsever, birleştirici bir liderdir.

"HÜDA PAR'IN NE TÜR KARARLARIN ALTINA İMZA ATACAĞINI BİLMİYORUZ"

HÜDA PAR gibi bir partinin hangi görüşleri savunduğunu bütün ülke biliyor. Kadınları yok sayan, çocukların küçük yaşta evlenmesini mübah sayan, Gaffar Okkan'ı öldürülmesiyle ilişkili yakınlıkları olan insanların ne tür kararların altına imza atacaklarını bilmiyoruz. Özellikle aile içinde kadına yönelik şiddet konusunda, kadını koruyan kanunları istemiyorlar, onlara karşılar. En azından buradan Türkiye'de yaşayan her kadının kendisi ve çocuklarının iyiliği için kararını tekrar gözden geçireceğini umuyoruz. Kadının dövülmesini, dışlanmasını normal gören bir zihniyetten bahsediyoruz. Herhangi bir kadının bile bile bunu desteklemesi mümkün değil. 

"AKP'YE OY VERENLER EVİNE ET, PEYNİR ALABİLİYOR MU?"

Şu anda Türkiye'de bir ekonomik kriz var. Adalet ve Kalkınma Partisi'ne, HÜDA PAR'a, Yeniden Refah Partisine oy veren kaç tane aile bugün evine et, peynir alabiliyor? İhtiyaçlarını karşılayabiliyor, sosyal yardımlara muhtaç olmadan yaşayabiliyor, gelecekte daha fakir olmayacağından, çocuklarının işsiz kalmayacağından emin mi? Uyuşturucu bağımlısı gençlerin artmayacağından emin mi bunlara oy verenler? Emin değillerse 21 yılda ülkeyi bu hale getirenlerle ilgili kararını yeniden gözden geçirmesi gerek. Ben insanların bunlara duyarsız olduğuna inanmıyorum. Mutlaka tekrar düşüneceklerdir. Bu nedenlerle mantıklı olan sonucu görebileceğimizi düşünüyorum ikinci turda.

"DEVLET PARTİNİN ETKİSİ ALTINDA KALMIŞ"

HDP'nin Kemal Kılıçdaroğlu'nu desteklemesine ilişkin eleştirilere de yanıt veren Tugay şu açıklamada bulundu: 

"Bizim demokrasimizin en büyük eksiği ve hatası şu; partilere kendilerini ifade ederken eşit olanak tanınmıyor. CHP ile Adalet ve Kalkınma Partisi aynı güçle müdahale etmiyor. AK Parti'nin arkasında devlet var, öyle ki bazı resmi törenlerde bana konuşma hakkı verilmemesinden şunu anlıyorum: Devlet kendi belediye başkanına bu ayrımcılığı gösteriyorsa, devlet tamamen bir partinin etkisi altında kalmıştır ve onun emirleriyle hareket etmektedir. Devlet şu anda tamamen AKP ve ortaklarının etkisiyle yönetiliyor. Onlar ne emrederse kaymakamlar, diğer resmi kurumlar - adlarını ifade etmek istemiyorum - okullara kadar onların emirlerini yerine getiriyor. İnsanlar korkuyor."

"DEVLET HERKESE EŞİT OLMALI"

"Belediye başkanı seçildiği andan itibaren herkesin belediye başkanıdır. Ben şu an kritik 2 haftalık bir süreçte siyaset yapıyorum ama hizmet ederken hiçbir zaman insanları partisine göre ayırmadım. Bunu Karşıyakalılar çok iyi bilir. Aynı şekilde devletin de hangi siyasi görüşten olursa tüm vatandaşlarına, başta belediyeler olmak üzere tüm kamu kurumlarına eşit bir siyasi düzlemde bakması lazım. Bunu yapmıyor, devletin gücünü arkasına alıp propaganda yapıyor. Bunu TRT'de ve diğer televizyon kanallarında görüyoruz. Yapmazsa cezalar, kapatmalar geliyor. Aynı durum meslek odalarında, STK'larında, Ticaret Odasında, Sanayi Odası'nda da yaşanıyor."

"HDP TERÖRİSTSE NEDEN KAPATILMIYOR?"

"Sosyal medya ortamı inanılmaz kirli. Benim kendi paylaşımlarım dahil, muhalif olan insanların paylaşımlarının altına tuhaf insanlar doluşuyor. Siz başka bir konudan bahsediyorsunuz, altına 'Siz de HDP ile ortak değil misiniz' yazıyorlar. Bunlarla yapılmaya çalışılan algı siyaseti. Türkiye'nin meclisinde kabul edilmiş, regal bir siyasi parti olarak HDP var. HDP'nin hemen yanında AKP'liler, diğer yanında MHP'liler var. Bakanlar var, Cumhurbaşkanı var. HDP bu kadar kötüyse, teröristse eğer neden kapatılmıyor, neden bir şey yapılmıyor. Böyle olmadığı için bir şey yapmıyorlar. Gerçekten olsaydı yaparlardı, HDP'ye müdahale etmeleri gerekiyordu o zaman. Yıllardır yan yana sıralarda oturuyorlar. Ben HDP'nin terörle ne kadar ilişkili olduğunu bilmiyorum ama mecliste olduklarını biliyorum, meclis başkanvekili olarak meclisi yöneten HDP'li olduğunu biliyorum. Hal böyleyken CHP'yi neyle suçluyorlar. CHP'nin listelerinin hiçbirinde HDP'li bir milletvekili aday değil ama AKP'nin listelerinde HÜDA PAR'lılar var."