Hale Halime YILDIRIM / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, DİSK Genel İş Sendikası ile yaşanan sürece ilişkin bilgilendirme toplantısı yaparak, çarpıcı açıklamalarda bulundu. İzmir halkını da desteğe çağıran Tugay, “Mevcut grevle ilgili durum değerlendirmesi yaptık ve süreci konuştuk. Diğer yandan grevin neden olduğu aksamaları konuştuk. Çevre ve insan sağlığına zarar veren hijyen açısından ortaya çıkan temizlik konusu… Önümüzde kurban bayramı var ve özel olarak yapılması gereken çakışmalar var. Kurban alanlarının temizliği, ilaçlama çalışması yapılması lazım. Biz belediyeler olarak vatandaşımızın bu hizmetlerin aksatılmasından kaynaklı mağduriyet yaşamasını istemediğimiz için nenler yapabileceğimizi konuştuk” dedi.

M R32351~1

“HUKUKİ SONUCU İŞİNİZİ KAYBETMEYE KADAR GİDEBİLİR”

Tugay şunları kaydetti;

Dün akşam plansız bir saha temizlik çalışması oldu, bu plansız bir şeydi. O görüntünün çok kötü olduğunu görünce bireysel olarak ben toplamak istedim. Bugün tartışıp yarın yaparız diyordum ama o görüntüyü görünce grevde olmayan arkadaşlarımızı çağırarak çalışma başlattık. Ancak sendika temsilcisi oraya gelerek ‘bunu yapmazsınız’ dedi. Çalışmama kararı alma hakkı tüm işçilerin, bu kararı alabilir, siz de ona uyabilir ya da uymayabilirsiniz. Greve katılıp katılmama hakkı özgürce bir haktır. Ben grev hakkımı kullanacağım derseniz sigorta ödemeniz, maaşınız duru ve evinize gidersiniz. İşyerini de terk etmeniz gerekiyor. Greve katılmama kararı almış çalışanlara da saygı göstermeniz gerekiyor, onları sendikadan atmakla tehdit edemezsiniz. Onlar ben çalışacağım dediği zaman bunu yapamazsın diyemezsiniz, çalışmak isteyene engel olursanız bu suçtur, hukuki sonucu işinizi kaybetmeye kadar gidebilir.

M R 6652~1

“SENDİKA KİMSENİN BABASININ ÇİFTLİĞİ DEĞİL”

İnsanların greve katılma hakkı var ama katılmama hakkı olduğunu da herkes kabul etmeli. Greve katılmayanları sendikadan atacağım deme hakkı yok, sendika kimsenin babasının çiftliği değil, canlarının istediğini oradan atamazlar. Bun u diyen varsa o olay hukuk zemininde görüşüldüğünde çalışanın yanında karar çıkar. Bu grev kararı alındığından beri genel iş sendikası şube yöneticileri ve ege bölge başkanı aleni olarak çalışanları tehdit ediyor. Yürüyüşlerde toplantılarda insanları görünce gönülden katılım var sanıyorsun uz ama çalışanlar neredeyse 2-3 saatte bir yoklama, imza alınıyor, gelmezseniz sendikal haklardan mahrum ederiz diye tehdit ediliyoruz. O nedenle alana gidiyoruz’ diyor çok sayıda çalışan. Kötü bir diğer alışkanlık bunu hak görüyorlar, çalışanın işini yapmasına engel oluyorlar. Park bahçeler şantiyesi girişine bir şube başkanı sandalye koyarak geçişi engelledi, bir başka sandalyede koydu ayak ayak üstüne atıp bekledi, bir diğeri de bildiğiniz girişi kapattılar.

M R 6631~1

“GREV YAPAN KİMSEYİ ORAYA ÇAĞIRMADIM”

İlçe belediye başkanları çalışmaların araç kitlenerek engel olunduğunu anlattı. Bu çöpleri toplayamazsınız dediler bana, bu bizim ekmeğimize oynamak dediler, iyi de bu çöpler halkın sağlığı ile oynamak değil mi! Ben çaba göstermeye geldim, grev yapıyorum diyen hiçbir çalışanı ortaya çağırmadım, kimseyi bir şeye zorlamadım, grevde olmayanlarla çöpleri toplamaya başladım. Duyulunca gelen destekle konu büyüdü.

M R 6613~1

“HALKIMIZ ANLADI, BİZE DESTEK OLUYOR”

Halk bu olayda haklılığımızı anladı, onayladı, destek oldu. Görüşme masamız her zaman açık, arkadaşlarımız görüşüyorlar, dün de, önceki gün de görüşüldü. Biz o masada anlatıyoruz, şu anda teklif olarak koyduğumuz rakamlar Türkiye’de belediye çalışanlarına verilmiş en yüksek rakamlar. Genel iş’in hiçbir sözleşmesinde bu rakamlar geçilmiş durumda değildir, b una rağmen eşit işe eşit ücret söylemiyle referans aldıkları şey, ben göreve gelmeden önce, önceki belediye başkanının sendikayla imzaladığı sözleşmede yaptığı ölçüsüz artıştır. Çalışanlarımız, onların hakları bizim teminatımız altında, hakların ı en üst düzeyde vermek bizi mutlu eder ama 23 bin kişiyi kapsayan TİS’te eğer biz o rakamları verirsek bunu İzBB’nin bütçesinin kaldırması mümkün değil. Bizden yapamayacağımız bir şey istiyorlar. Aradaki farkın mümkün olan en kısa sürede düzeltileceğini söyledim. Yalan söyledikleri bir sürü konu var, Ağustos ayında aradaki farkı kapatalım diye yüzde 7’lik artış yaptık biz TİS’te olmadığı halde. Bunu önümüzdeki yılın atışına sayın da dedik.

M R 6698~1

“VEREBİLECEĞİMİZ EN İYİ TEKLİFİ VERDİK”

Diğer belediye başkanları ile görüştüm, bizim verdiğimiz rakamların 25 bin lira altında veriyor. Türkiye’de en iyi teklifi verdik, sadece benden önceki belediye başkanının diğer şirketle imzaladığı anlaşma dışında. Bizim kapımız açık, verebileceğimiz en iyi teklifi verdik, bundan ötesi İzmir’e hizmet etmemek, belediyeyi borç yükü altına sokmak, SGK ve vergi borcunu artırmak anlamına gelir. Bütçemize göre hareket etmek zorundayız. Sendikanın bunu anlaması gerekiyor. Çalışanların üzerinde baskı kurmayı bırakıp, bize gelsinler.

“SİYASİ FIRSATÇILIĞA DÖNÜŞTÜ”

Birilerinin siyasi fırsatçılığı konusuna dönüştü. Belediyeyi ve beni sendikal işçi haklarına karşı olan insanlar gibi göstermeye çalışıyorlar, çok büyük ayıptır bu. Türkiye’nin genel ekonomisiyle ilgili, belediyeye yapılan baskıları kaale almayacaksınız, CHP’li belediye başkanlarının tutuklanmasını önemsemeyeceksiniz, CHP’nin kalesi gibi yönettiği İzmir’de, burayı CHP yönettiği için örgütlenebildiğiniz CHP’li belediyeyi hedef alacaksınız. Profesörler, doktorlar, öğretmenler, memurlar, polisler biz bu kadar maaş almıyoruz diyorlar. Emekliler, asgari ücretliler ne kadar alıyor ortada.

“SENDİKA YÖNETİCİLERİ YALAN SÖYLÜYOR”

Sendika yöneticileri yalan söylüyorlar ama yalan söylemekle uzlaşıya varılmaz. Basına bordro paylaşıyorlar ama belediyede ortalama kim hangi grupta diye paylaşsa onun ne kadar büyük yalan olduğunu herkes görecek. Bizim derdimiz işçimizi insanlarla karşı karşıya getirmek olabilir mi! Burası bir fabrika değil, mal üretip, satıp, kar eden bir kurum değil.

“LANET OLSUN ONLARA”

Bunun adı işçi düşmanlığı diyenler lanet olsun. Biz hizmet etmek için elimize düşeni yapacağız ama bu bütçeyi öyle yönetmeliyiz ki, üzerimize düşen hizmeti yerine getirelim. Başka türlüsü adaletsizliktir. İşçileri ve yurttaşlarımı kışkırtmaya çalışanlara dikkat etsinler ve şunu sorsunlar neden İzmir! Çalışmak isteyen işçinin üzerinde tehditle baskı kurmak kimin işi, bu kime hizmet ediyor dikkat etsinler. Benim 500 bin oyum v ar onu Hamza Dağ’a verseydim sen seçilemezdin diyorlar.

“BANA ENGEL OLMA HADSİZLİĞİNİ GÖSTEREMEZSİN”

İşçiye nasıl baktıkları ortada. Sendika başkanı bana ‘Sen bu çöpü toplayamazsın’ dediğinde, ‘Sen grevdesin ben buna saygı duyuyorum ama çalışmak isteyene engel olamazsın, bir belediye başkanına engel olma hadsizliğini gösteremezsin. Bir de üstüne yalanlarla insanları kışkırtamazsın. Yalan söylemeyi bırakın, biz kimseyi tehdit etmedik, tehdit eden sizsiniz. İnsanlarımız baksın, bu yalanları herkesin duyması gerekiyor. Tüm iftira, yalanlara, baskılara, tehditlere, fırsatçılığa karşı burada dimdik ayaktayız. Bu şehre sahip çıkmaya devam edeceğiz. Halkımızı bizimle dayanışma içinde olmaya davet ediyoruz, bu yürekten bir çağrı. Tüm fırsatçı ve yalancılara karşı yapılmış, hatalı duruşa karşı bir çağrıdır. Mantıksız, ahlaksız, tutarsız hiçbir tutum içinde olmayacağız, sorumsuz hiçbir kararın altına imza atmayacağız. Sorumluluk sendikadadır, sendikanın muhatabı bizden çok çalışanlarıdır, çalışan arkadaşlarımız durumu doğru değerlendirerek, sendikayı uzlaşmaya ikna etmelidir. Çözümsüzlük noktasına götürmeye çalışan olursa hukuk önünde adaletle çözmek boynumun borcudur, gereğini yapacağız.

“YERELDEKİ TEMSİLCİLERİMİZİN YETERLİ ÇABASI YOK”

Tugay açıklamasını, kendine yönelik destek noktasında, “Genel merkezimizden bizi arıyorlar, destek oluyorlar ama yereldeki temsilcilerimizin yeterli çabası olmadığını görüyorum” ifadelerini kullandı.

“İZMİR’DE ASLAN, KAPLAN, BAŞKA YERDE YOK!”

Şu anda ESHOT şoförü zaten mesaisiyle 100 bin lira maaş alıyor, şimdiki zammı da onun üstüne koyacak. Belediye Başkanlarımızla görüştüm. Şoförlerin maaşının belediye başkanı maaşını geçtiği ilçeler var. Sendika İzmir’e gelince aslan, kaplan da neden başka yerde böyle değil, Bu fırsatçılığı neden İzmir’de yapıyorlar, CHP’ye zarar vererek neyi amaçlıyorlar, neyin peşindesiniz siz. Böyle bir dönemde İzmir’i çöpe boğmak, insanları toplu ulaşımdan mahrum bırakmak! Bu mu sizin ülkeye sahip çıkışınız, bataklığı bununla mı kurtaracaksınız! İzmir’i de İzBB’yi de önünüzde diz çöktürtmeyeceğiz.