Sorunların çözümüne katkı sağlamak adına siyasete girmeye karar verdiğini belirten Başkan Tugay, konuşmasında şunları kaydetti: “56 yaşındayım. Babam öğretmendi. İzmir İnönü Lisesi’nden ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. 30 yıl doktorluk yaptım. Son 11, 12 yılı serbest çalışarak geçti. 13, 14 yıllık da parti üyesiyim. Partiye üye olurken aynı zamanda Türk Tabipleri Birliği ve Tabip Odası’nda görevlerim vardı. Meslek kuruluşu olarak elimizden geldiğince mücadele etsek de sorunların çözüm yerinin siyaset olduğunu gördüm. Başımız her sıkıştığında CHP’li vekillere gidiyorduk. Öyle olunca ‘Ben de bu mücadelenin içinde olmalıyım’ dedim ve partiye üye oldum. Önce il yönetiminde komisyonlarda görev aldım, sonra Karşıyaka ilçe yönetiminde iki dönem ilçe başkan yardımcılığı yaptım. Kent Konseyi’nde görev yaptım. 2019’da yerel seçimlerde Karşıyaka Belediye Başkanlığı’na aday oldum ve iyi bir seçim döneminden sonra göreve başladım. 3 yıl 4 aydır başkanlık yapıyorum. Başarılı bir meslek yaşantım oldu. Plastik cerrahi üzerine uzmanlığım. Böyle bir durumda siyaset yapan ilk ve tek kişi olabilirim. Ama sıkça “Pişman oldun mu, mesleğini özlüyor musun?” diye soruluyor. Hayır, pişman olmadım. Keyifle ve iyi şeyler yaptığımıza inandığım bir belediye başkanlığı dönemi yaşıyorum.” “120 PROJE DAHA VAR” Zor şartlar altında iyi işler yapmaya çalıştıklarını vurgulayan Tugay “Ben yüzde 71 oyla seçildim. İyi Parti’nin ayrıca adayı vardı burada. Şu ana kadar aldığımız en iyi seçim sonucuna ulaştık. Önümüzdeki günlere de umutla bakıyoruz. Ülkenin içinde bulunduğu durum malum. Üzerimize düşeni yaptığımızı düşünüyorum. İyi bir dönem geçirdik. Geçen 3 yıl 4 ay pandemi etkisinde kaldık. İzmir depremini yaşadık. Ekonomik kriz, işsizlik, çevre ve iklimle ilgili sorunlar her geçen gün artıyor. ‘Enerji krizlerinin ortasında kenti nasıl geleceğe hazırlayabiliriz, siyaseten bu durumu nasıl anlatabiliriz, şehir yaşamı açısından daha kaliteli, çağdaş insanların daha huzurlu olduğu bir kent yaşamını nasıl sağlayabiliriz?’ diye düşünerek elimizden geleni yapıyoruz. Hazırladığımız projelerden 100 tanesini yaşama geçirdik, önümüzdeki 1,5 yıl içinde 120 tanesini daha gerçekleştireceğiz” dedi. “YENİLİKÇİ OLUN” Gençlere yenilikçiliğin öneminden bahseden Başkan Tugay, şöyle devam etti: “Hayat dinamik, siyaset dinamik, başkanlık da öyle. Siyasette farklı pozisyonlar görevler var. Ama siyaset yapan herkesin ve hepimizin sahip olması gereken özellik; yenilikçilik ya da devrimcilik. 2022 yılındayız, dünyanın geneline bakınca çok büyük sorunlar var. Türkiye’de bunlar çok ağır şekilde yaşanıyor. Maalesef başlarına ne geldiğinin farkında olmayan milyonlarca insan var. Bilinçsiz bir toplum olarak yaşıyoruz. Böyle olduğumuz için sorunlarımızı çözemiyoruz. Algılamıyoruz. Çözüm yöntemlerimiz de yok. Bence sizlerle siyaset yapıyorsanız en çok bunun üzerine düşünmelisiniz. Toplumu, dünyayı görebilmeli, olan bitenin farkına varmalı, yenilikçi olmalısınız. ‘Çözüm üretmeye aday insanlar mıyız, hangi görevi üstleniriz, üzerinde kararlar veririz’ diye değerlendirmenizi yapmalısınız. Her şeyi bilmeniz kesinlikle mümkün değil. Şehir bölge planlama da dahil, hukuk da dahil. Ama mesela belediye başkanı olan kişi elindeki bürokratlarla bir orkestra şefi gibi tüm sorunları kapsayacak şekilde bir çalışma yapabilirse güzel şeyler olur. Bazı bakış açılarını etkiler. Birincisi belediye başkanı olarak göreve geldiğiniz yeri seveceksiniz. Sevmediğiniz bir kentte başkanlık yapmak işkencedir. İnsanı, halkınızı seveceksiniz. Onlarla buluşunca bunalmayacaksınız. ‘Bu adam bana bu sorunla niye geliyor?’ demeyeceksiniz. Yaptığımız işten dolayı memnuniyet beş dakika, yarım saat sürer. Hemen arkasından yeni bir sorun gelir ve onunla muhatap olmanız gerekir.” “GENÇLER BİZİM UMUDUMUZ” Kendi yaşadığı tecrübelerden yola çıkarak beyin göçü ile ilgili soruları yanıtlayan ve vatanseverliğin önemine değinen Başkan Cemil Tugay “1998’de Amerika'ya gittim. Cleveland’e 1 yıllığına davet edildim. Dünyaca ünlü bir yerdi. Plastik cerrahide bir yıl kaldım. O dönemde yaptığımız çalışmalarla dünya çapında ünlendik. Yüz nakli ameliyatları yapıldı, o ameliyatların ilk denemesini yapan ekibiz biz. Birinciliklerim var. 1999 yılında Türkiye'ye döndüm, 1 yıl sonra yine beni davet ettiler. ‘Başına sizi atıyoruz bir yıl orada çalıştıktan sonra sizi değerlendirecekler ve kliniğin doktorlarından biri olacaksınız’ dediler. Gittim ama ani bir kararla Türkiye'ye geri döndüm. Özel bir şey olmadı, sadece ‘Ben Amerikalı değilim, ben Türk’üm, Türkiye’ye, İzmir’e aitim’ dedim. Çünkü ben orada yabancı oldum. 3 çocuğum var, hiçbirine yurt dışına yerleşmelerini önermiyorum. Eğitim ve gezmek için gidilebilir ama bilin ki sizin ülkeniz Türkiye'dir. Gidip Amerika'ya ya da başka ülkeye hizmet etmeye başlayınca belki de o ülkedeki Türk düşmanlarına hizmet vermiş oluyorsunuz. Sizin şehriniz, ailenizle birlikte yaşamaktan mutlu olduğunuz yerdir. Dünyaya borcunuz var. Gençler gerçekten umut. Bunu önemseyerek burada konuşuyoruz. Eğer eksiğimizin yanlışımızın ne olduğunu bilirseniz, siyasette doğru çözümler üretebilirseniz inanın her şey değişir. Vatansever olmak zorundasınız. Sevmemiz, Türkiye için mücadele etmemiz lazım. Demokrasiyi özümsemek gerekiyor. Demokrasi, eşit yurttaşlık hakkı, sağlam bir hukuk sistemi yazım. Demokrasiden kimse korkmasın” ifadelerini kullandı.