Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal'la bir araya gelerek, Bayraklı ve İzmir'in gündemini değerlendirdik. Sandal, "Bayraklı'nın niçin İzmir'in kalbi olduğundan, örgüt içi tartışmalara, projelerinden, hedeflerine, kentsel dönüşümden, depreme birçok konuda samimi açıklamalarda bulundu. Bayraklı'ya ilişkin hedeflerini hayata geçirebilmek için bir dönem daha belediye başkanlığı yapmak istediğini anlatan Sandal, Bayraklı Belediye Başkanlığı'na ilişkin hayalleri olanlara "Ellerini yüzlerine çevirip avuçlarına baksınlar, gereği orada var zaten. Avuçlarına baksınlar" dedi. 

"MİKRO MİLLİYETÇİLİKLERİMİZ OLUYOR"
Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, "İzmir'in kalbi Konak" diyor, siz ise "İzmir'in kalbi Bayraklı" diyorsunuz. İzmir'in kalbi neresi?

Abdül Bey bizim çok sevdiğimiz, saydığımız değerli bir belediye başkanımız. 2 arkadaş 2 dost olarak aramızda bir tartışmanın olması mümkün değil. Temsil ettiğimiz kentlerle ilgili mikro milliyetçiliklerimiz oluyor bizim. İzmir'in ilk kurulduğu merkez ve yeni kent merkezi Bayraklı. Doğal olarak arkadaşlar İzmir'in kalbi Bayraklı diye benimsendi diye düşünüyorum. Birden fazla kalp de olabilir, kamuoyu kimi uygun görürse o alır götürür. Bayraklı deyince gölgede kalmış, ötekileşmiş, Bornova'nın Karşıyaka'nın arka bahçesi gibi ne altyapıdan ne üst yapıdan faydalanabilmiş, tarihi dokusu, zenginliği yok sayılmış, insan dinamiği yok sayılmış, bazı algılar oturtulmuş bir kent var. Bunu yenmenin en iyi yolu kent kimliği üzerine çalışmak. İzmir'in kalbinde de yaptığımız bu, biz "İzmir'in kalbi Bayraklı, biz bu kalbin içini kültürle, sanatla, sporla, bilimle dolduracağız" derken aslında kent kimliğini ve Bayraklılı olma kimliğini oluşturuyoruz. İnsanlar rahatlıkla "Ben Bayraklılıyım" desin istiyorum. Aidiyet duygusunu oluşturmaya çalışıyorum. Bunun diğer önemli unsuru da Homeros Festivali, Dünya Çocuk Kenti... Bunlar kent kimliği ile ilgili yapılan çalışmalar. 

"3 YUMRUK 1 KROŞE YEDİK"
"Bayraklı Dünya Çocuk Kenti olacak" diyerek yola çıktınız, şu an bu yolda neredesiniz? 

Bütün belediyelerimiz ekonomik kriz ve pandemiden 2'şer yumruk yediler. Biz ise bu süreçte 3 yumruk bir de kroşe yedik. Pandemi, ekonomik kriz, sel yumruklarımızdı, kroşe deprem. Türkiye'de bizim kadar yumruk yiyen belediye yok. Bu durum tabi ki bizim kentle ilgili düşündüklerimizi aksattı. Ancak çabalarımızı, gayretlerimizi sonlandırmadı. Kaldığımız yerden devam ediyoruz. Çocuk ve gençlik parlamentosunu toplayamadık. Kurduk şu anda 6. toplantılarını yapıyorlar ama burada önemli olan kentin altyapısını buna uygun hale getirmek. Sadece bir slogon olarak söylerseniz evet herkes biliyor Bayraklı, Dünya Çocuk kenti ama bunun altını doldurmak lazım. Dünyanın bütün çocukları, gençleri buraya gelecekler, onlara çocuk parlamentoları yapacağız, onlar duygu, düşüncelerini anlatacaklar, biz bunları duyuracağız. Geldikleri ülkelerde paylaşacaklar. Yılın tamamında bilim olimpiyatlarının yapıldığı bir alana çevireceğiz burayı, bunun için de altyapıya ihtiyacımız var. Anadolu Caddesi'nin yeraltına alınması, kent meydanı projesi bunun altyapısı... Sokakları yeniden elden geçireceğiz. Sevgi Yolunu sağlıklaştıracağız. Bunlar bu hedefin altyapısı, kreşler de bunun bir parçası. 

"KAMU İLE EN CİDDİ İŞBİRLİĞİNİ BİZ YAPTIK"
Deprem yaşadınız, sizce muhalefet tarafından bu hafife mi alınıyor? 

Bir belediye başkanının en önemli sınavı, hazırlıklı olmadığı bir meseleyi çözmesidir. Pandemide Bayraklı Belediyesi çok güzel örnek verdi. İlk defa belli yaşın üstündeki yurttaşımızın alışverişini yapan belediyeyiz biz. Çocukların eğitimi ile ilgili ilk defa online eğitime geçen kamu kurumuyuz. Deprem Türkiye'nin birçok bölgesinde oldu. Oradaki süreçlerle Bayraklı sürecini kıyasladığınızda aynı devlet, aynı belediyeler... Çadırlarda, geçici konutlarda, gerçek konutlara geçişlerde oralarda ne oldu Bayraklı'da ne oldu? Bir düşünün, ilk geceden itibaren 20 bin yurttaşımız dışarıdaydı, gelenlerle birlikte bu rakam 30 bine yaklaşıyordu. Tamamının ihtiyacı çözüldü, çocuk bezinden, hijyen malzemelerine kadar, sağlık kontrollerine kadar hepsi karşılandı. Çadırlardan çıkacaksınız dendiğinde 1 ay içinde yurttaşlarımız çadırlardan çıktılar. Yaklaşık 150 tanesini büyükşehrimiz 450'ye yakın konuta da biz yerleştirdik arkadaşlarımızı. Yerleştirdiğimiz depremzedelerimizin küçük ev aletleri, yatağı, yorganı, beyaz eşyası dahil, gıdası dahil bizler tedarik ettik. Süreçte kamuyla en ciddi işbirliğini biz yaptık. Dönem dönem eleştirildik ama hiçbir alanda sorun çıkarmadık.

"GELEN PARA ELEKTRİK VE MAZOT PARAMIZ"
Devletten yeterince destek aldınız mı?

Üzülerek söylüyorum, hayır. Devlet değil, merkezi hükümet! Bu çok önemli. Devlet hepimizin devleti. Eleştirimiz merkezi hükümete. İlgili mevzuatlar çerçevesinde vatandaşa yapılan yardımlar ve diğer kamusal işlerde bir ayrım olduğunu düşünmüyorum ama kentin altyapısı, belediyelere verilen destek ve üretilmesi gereken konut sayısı ile ilgili sıkıntılar var. Elazığ'da 25 bin konut üretiliyor ama burada 5 bin civarında üretiliyor. Bunlar tartışma konusu değil, istişare ile kısa sürede çözülmesi gereken işler. Biz diyaloglara açığız. Bize maddi olarak Çevre Şehircilik'ten gelen 1 milyon, AFAD'tan gelen 3 milyon var. 3 milyon bugün bizim elektrik ve mazot paramız, İZSU'yu da ödersek eksik kalır. 

"K SINIRI İLE İLGİLİ SORUN YAŞAMAYACAK"
Devam eden bir emsal davası var. Büyükşehir ve Bayraklı Belediyesi olarak depremzedeler için emsal artırma kararı aldınız. TMMOB tarafından dava edildi. Emsal davası olumsuz sonuçlanırsa ne yapacaksınız? 

2 tane dava var, biri K sınırlarıyla ilgili. K sınırlarıyla ilgili sanıyorum, Bayraklılı yurttaşlarımız yüzde 99 bir sorun yaşamayacaklar. Yüzde 20 ile ilgili yargıdaki süreçte de inanıyorum ki hem Büyükşehir'imizin hem merkezi hükümetin gayretleriyle pozitif bir sonuç çıkacak. Çünkü buradaki emsal artışı rant kaygısıyla oluşturulan, birilerine ekstra bir şey sağlamakla ilgili bir şey değil. Mağdur olan vatandaşın mağduriyetini çözmek. Çünkü vatandaşlarımız hem ekonomik krize hem depreme yakalandı. 400 liraya yapacakları ev 800 liraya çıktı. Hala merkezi hükümetten beklediğimiz kredi miktarı ve faiz oranıyla ilgili 2 yılda tek adım atılamadı. Bu durumun ben Sayın Cumhurbaşkanına iletildiğini düşünmüyorum. Burada söz konusu bütçe, kamu dengesini bozacak bir bütçe değil. Depremzedelerin kredilerinin afet kapsamında verilmesi yapılabilir bir işlem. Bunu yaparken de kamunun üstünden yük kalkmış oluyor. Rezerv alanda 3 bin konut yapıldı ama aslında yıkılan evlerin yerine TOKİ konut yapabilirdi. Herhangi bir arsa mağduriyeti olmadan, vatandaşa çok ucuza verebilirlerdi. Buradan TOKİ'ye yine çağrımız, gelin buradaki arsalara yapın. Arsa hazır. Vatandaşa uygun kredi vermeyecekseniz, TOKİ'nin ödeme çizelgesiyle bu işi yapabilirsiniz, yapın. 

"REZERV ALANDAKİ KONUTLARI KİM ALACAK AÇIKLANSIN"
Rezerv alandaki konutlar hak sahiplerine hangi şart ve koşullarda verilecek, buna da bir açıklık getirilmesi lazım. Bunu bekliyoruz, çünkü bilgi kirliliği var. İsteyen herkes gelip alabilecek gibi... Bu bizi rahatsız eder ve bu bizim kırmızı çizgimiz olur. Söz konusu alan, mağduriyeti olan yurttaşlarla ilgili yapıldı. Ağır, orta, az hasarlı yurttaşlarımızın talebi çözüldükten sonra artana biz karışmayız. Böyle bir durum olursa dirençle karşısında oluruz. Benim oturduğum ev az hasarlı, orta ve ağır hasarlı yurttaşlarımız varken benim oradan gidip daire talep etmem ne kadar vicdani ve ahlaki? Kendim için bunu düşünüyorsam 3. şahıs için de bunu düşünürüm. 

Emsal konusunda mahkemeden olumsuz bir karar çıkarsa ne yapacaksınız? 

Mahkemeden negatif bir karar çıkarsa, vatandaştan yana prosedür neyse onu uygulayacağız. Siyasi irade olarak biz hazırız, mevzuatın ne dediği önemli. Mevzuat yol verirse biz hazırız. 

"VAATLERİMİN YÜZDE 70'İNİ YAPTIM"
Vaatlerinizin yüzde kaçını hayata geçirdiniz? 

Sel ve deprem geçirdik, 102 milyon banka kredisi ödedik. 100 milyon kredi borcu olmayan adamla aynı işi yapma imkanınız olur mu? Biz vaatlerimizin yüzde 70'ini yakaladık, bunlara rağmen. Piyasaya, 3. şahıslara olan borçlarımızı da bitiriyoruz. Mali disiplin alanında yaptığımız iş bence birçok kurum ve kuruluşa örnek olmalı. Kurumsal yapıda aldığımız yol birçok kurum ve kuruluşa örnek olmalı. Bugün itibariyle piyasa borcumuz sıfır. Bana iş yapan adama borcum sıfır, var mı örneği? Var mı bin 100 işçinin, ikramiyesi her şeyi dahil ücretini 12 gün önce ödeyecek? Biz ödedik.

"MATEMATİK İYİ BİR REHBER"
Matematik öğretmenliğinin belediyeciliğe katkısı var mı? Yararını görüyor musunuz? 

Görüyorum, çünkü matematik bir disiplin. Matematikte keyfiliğinizin, subjektif davranmanızın bir yararı yok, sizi sonuca götürmez. Bir problemi çözerken önce problemi anlamanız gerekiyor, sonra yeteri kadar veri var mı bulmanız, veriyi doğru kullanıyor musunuz kullanmıyorsunuz ona bakmanız lazım? En sonunda da sonucu doğru bulup bulmadığınızı kontrol ediyorsunuz. Bu boyutuyla mali disiplinde kesinlikle, personel reformu, kimlik oluşturmada kesinlikle fark yaratıyor. Bütün yönetmeliklerimiz, başkan yardımcılarımız değişti. Bu kurumsal kimliğin yeniden inşası demektir. Sizin eğitimini aldığınız disiplin farkında olmadan yol haritanızı çiziyor. Matematik hayatın her alanında iyi bir rehber.

"BENİM ROZETİM YAKAMDA"
Belediye başkanlarının rozetini çıkartıp çıkartmaması hep tartışma konusu oldu. Birçok belediye başkanı "Seçildikten sonra rozetimi çıkartıp herkesin belediye başkanı oldum" açıklaması yaptı. Sizin bu konuya bakış açınız nedir?

Ben bu açıklamayı yapan arkadaşlarımı üzüntüyle karşılıyorum. Biz, olduğumuz bu noktaları partiye borçluyuz, CHP'ye borçluyuz. Ben seçime CHP'nin adayı olarak girdim. Biz seçime giderken parti bir araç mıydı? Onunla girdik seçimi aldık, onu bırakacak mıyız yani? CHP bizim ailemiz, bizim değerlerimiz, yüz yıllık siyasal hareket, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuş bir siyasal hareket, ahlaki değerleri olan bir siyasi hareket. Biz o rozet yakamızda olduğu için kimseyi ötekileştirmiyoruz, kimseye hor bakmıyoruz, onu bize söyleyen rozetimiz, o ahlak. Ben tüm çocukların eğitimini karşılayacağım diyorum, çocuğun MHP'li, AKP'li, HDP'li, CHP'li olmuş babası beni ilgilendirmez. Bunu rozetimin değerlerinden dolayı yapıyorum. Hiç kimse yatağa aç girmeyecek diye o rozet söylüyor. O rozeti çıkardığımızda o zaman atama olsun, memur bir arkadaş gelsin yönetsin. Bir de siyaset, tercihtir, başkanı var eden şey tercihidir. Siz kaynağı nereye harcayacaksınız, bunların hepsini size parti programınız, seçim bildirgeleriniz söylüyor. Arada belediye başkanları toplantısına gittiğimizde Genel Başkan talimatları söylüyor. Bunları yok saymak doğru değil, benim rozetim yakamda. 

"İLÇE SEÇİMİNE KARIŞIRIM"
Belediyelerin örgüt üzerindeki etkisi ya da baskısı da hep tartışılan konulardan biri, ilçe ile durumunuzu sormak istiyorum. Nasıl gidiyor Didem Gültekin ile? 

Ben rozetini çıkarmayan bir belediye başkanı olarak partili kimliğimle örgütün içinde olan bir adamım, hep örgütün içinde oldum. Bugüne kadar benim dönemimde Pınar Hanım ve Didem Hanım dahil yönetimdeki arkadaşlara sorabilirsiniz; asla yönetimin işine karışmadım. Sohbette oturur, konuşur, dertleşiriz ama ilçenin işlerine karışmam, onların da belediyenin işlerine karışmasını istemem. O çizginin net olması lazım. Belediye Başkanı ilçe seçimine karışır mı karışmaz mı? Parti üyesi mi belediye başkanı, evet. Delegesi mi, evet. İlçe başkanı ile en fazla mesai harcayan adam mı belediye başkanı, evet. Karışma ne demek? Kocaman bir yalan. 81 ilin ilçelerini koyduğunuzda karışmayan mı var? Kardeşim ben örgütten geliyorum. Örgütün mutluluğu benim mutluluğum. Didem Hanım, siyasal tecrübesi olan, geçmişten deneyimleri olan, sahada da çalışmış, genç, dinamik, eğitimli, Bayraklı'ya yakışır kadın bir ilçe başkanı. Şu an parti içi meseleleri bir tarafa bırakıp, parti dışındaki alanlarla ilgili çok sağlıklı çalışmalar yapan bir arkadaşımız. Şu an 500'e yakın farklı siyasal partilerden CHP'ye katılım var Bayraklı'da. Bu çok önemli bir başarı hem de çok kısa süre içinde. 

"BAYRAKLI ARTIK CHP'NİN KALESİ"
Depremin ardından CHP'li seçmenin Bayraklı'dan gittiği yönünde tespitler olduğu iddia ediliyor, doğru mudur? Anketler ne diyor? 

Bir matematikçi olarak buna anlam veremiyorum. Asparagas işlerle bir yere gidebilmenin mümkünatı yok. Bize son seçim gösterdi ki Bayraklı artık CHP'nin kalelerindendir. Bizim arkamızdan 17 ilçe var. Yüzde 55 oy oranına ulaşmışsın, bir önceki seçimle katılım aynı oranda olsaydı alınan oy oranı yüzde 59 olacaktı. Bir sonraki seçimde bunun üzerine çıkılacak. Bundan sonra hayal kurmanın bir anlamı yok. Anketleri merak eden arkadaşlar gitsin esnafa, vatandaşa sorsun, kenti gezsin. Farklı farklı polemikler... Asfaltı sen mi yaptın diyorlar. Büyükşehir yaptı, Büyükşehir yapmayınca benim sorunum oluyor da Büyükşehir yapınca niye benim değil ya da 50 yıldır neden yapılmamış bu? Bu yolların tamamına serim yapılırken, ne diyeceğiz biz, 50 yıl önce de yapılabilirdi. Büyükşehir'imizle birlikte yapıyoruz.

"DENİZ ULAŞIMIZ ROMANTİK BİR TALEP"
Ulaşımda körfezi kullanmak üzere bir projeniz var mı? 

Ulaşımda körfez tabi ki kullanılmalı ama bunun altyapısı doğru oluşturulmalı. Siz denize ulaşımı İZBAN'la ve Anadolu Caddesi ile 2 defa kesmişseniz, vatandaş denize ulaşamıyorsa, deniz ulaşımının vatandaşa alternatif olarak söylemek doğru değil. Ancak Altınyol yer altına alınınca, İZBAN hattı bittiğinde bir anlamı olur. Buraya vapurla gelen arkadaşımız diğer ring araçlarıyla mahallesine gidebilir. Şimdi geldin indin, ne yapacaksın. Şu an için romantik bir talep ama saydığımız işler tamamlanınca reel bir talep olur. 

"AVUÇLARINA BAKSINLAR"
Serdar Sandal bir sonraki dönem neden belediye başkanlığı yapmalı?


Kafamdaki her şeyi bitiremedim, onun için. 

Bir dönem daha yapmak istiyorsunuz ancak, Bayraklı herkesin istediği ve dedikodusu bol bir ilçe bunun için ne dersiniz? 

Bence zihinlerini geliştirsinler ama geliştiremiyorlarsa da ellerini yüzlerine çevirip avuçlarına baksınlar, gereği orada var zaten. Avuçlarına baksınlar.  

"AK PARTİ MÜTEAHHİTLİK FİRMASI MI?"
AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, biz koskoca binaları yaptık fakat Bayraklı ve Büyükşehir Belediyesi depremde hasar gören parkları yapamadı diyor, buna ne söylemek istersiniz? 

AK Parti'nin bir müteahhitlik firması olduğunu bilmiyordum, AK Parti ev mi yapmış, onları kamu, devletin kurumu yapıyor, afet kapsamında her yere yapıyor. Doğru tanımlar kullanmak lazım. Şehir Hastanesi'ni kim yapıyor, hastane şantiyesinde TC Sağlık Bakanlığı mı yazıyor, firma adı mı yazıyor? Firma adı yazıyor. Bitti.