Halil İbrahim GÜLER / GÜNDEME BAKIŞ- Koronavirüs salgını nedeniyle yaklaşık bir yıldır ertelenen İzmir Baro seçimleri için adaylar çalışmalarına hız verdi. 10 Temmuz Cumartesi Günü genel kurul gündeminin işleneceği,  11 Temmuz Pazar Günü ise başkanın belirleyeceği seçim öncesi Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu adayı Mustafa Çetin Gündeme Bakış’a açıklamalarda bulundu. 

YARIM KALAN İŞLERİMİZ VAR

Adaylık kararıyla ilgili açıklamalarda bulunan Çetin, “2014-2018 arasında Baro Başkan Vekilliği ve başkan yardımcığı yaptım. O süreçte de meslek odaklı bir yönetim çalışmaları oldu. Genç avukatlarla baro’yu yönetip, genç avukatların sorunlarını çözeceğimizi söylemiştik. Bilgi güçtür, uluslar arası baro olacağımızı, mali disipline önemine vurgu yaptık. Bir Baro kule projemiz var. Maalesef onu yerine getiremedik. 2014-2018 yılında yapmayı isteyip yapamadığımız konuları tamamlamak için bu yola çıktık” dedi.

SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNDE ÖNCÜ OLACAK

Çetin konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Ülkemizin, hukukun içinde bulunduğu ve her geçen gün daha da kötüye giden sorunları çözmek konusunda gerek tecrübemle gerekse ekibimle beraber bu sorunları çözmek için başkan adayı oldum. Bu zor süreçte 113 yıllık İzmir Barosu tarihini ilkelerini, duruşunu ve toplumdaki konumu da göz önünde bulundurarak İzmir Barosu gibi kurumun sorunları çözümünde öncü olacağımızı düşündük. Böyle bir kurumun başında da Atatürkçü, Cumhuriyetçi bir yönetimin olması gerektiğini düşündüğümüz için  aday olduk. 

BARO SİYASETİN ARKA BAHÇESİ HALİNE GETİRİLMİŞ

Mevcut Baro Başkanı ve Çağdaş Avukatlar Grubu adayı Özkan Yücel’e eleştirilerde bulunan Çetin, “Mevcut baro yönetimi bana göre günlük siyasetin peşine takılmış, algılarla baroları yönetmeye çalışmakta. Meslek grupları, meslektaşlarımızın sorunlarına uzak, çözüm bulma konusunda yetersiz kaldı. Komisyonların hiçbiri çalışmıyor. Baroyu siyasetin ya da siyasetçilerin arka bahçesi haline getirilmiştir. Barolar, hukukun siyasetini yapar, hukukun siyasetinde önce olur. Siyasetin arka bahçesi olmamalıdır, olmaz da!” dedi.

MESLEKTAŞLAR ARASINDA AYRIŞTIRMAYA GİDİLMİŞ

Eleştirilerine devam eden Çetin şunları söyledi:

 “Meslektaşlar arasında bir ayrıştırmaya gittiler. Tüm meslektaşları kucaklamamıştır. Baro yönetimi tüm meslektaşları kucaklaması gerekiyor. Dil, din, ırk hatta siyasi görüşe bakmadan, herkesin hakkını ve hukukunu, herkesin insan haklarını savunması gerekiyor. Özkan başkan gençlerle yaptığı bir kahvaltıda, ‘Bu dönemde ya çağdaş ya da diğerleri (AKP ve AKP ile yol yürüyenler)’ diye bir söz söyledi. Bu kafasında geçenleri ve uygulamada düşüncelerini dışa vuruş şekliydi. Bu da apaçık bir ayrıştırma yöntemidir.” 

ACİL ÇAĞRI UYGULAMASI

Başkan seçilmesi halinde hayata geçireceği projeleri anlatan Çetin, “Seçim kitapçığımızda 30’a yakın proje hazırlardık. Hepsi de çok önemli projeler. Son yıllarda avukatlara saldırılar arttı. İtibarı yerle bir edilmeye çalışıyor. Bununla ilgili bir uygulama gerçekleşecek. Bu uygulama ile butona basan avukat, konum atacak. Konumu gören görevli yönetim ve avukatlar destek isteyen avukatının yanında olacak.” 

ADLİ YARDIM VE CMYK ÖDEMELERİNDE SÜRE  KISALACAK

“Genç avukatlarımızın sorunları çok fazla” diyen Çetin sözlerine şu şekilde devam etti:

“ Özellikle adli yardım ve CMYK görevlerini yapmakta. Adli yardım ve CMYK ücretleri çok düşük, KDV yüksek. Ödemeleri çok gecikmede. 12 aya kadar gecikmeler var. Biz bunu zamanında 1.5,2 aya kadar indirmiştik. Öncelikle CMYK ve adli yardım ücretlerinin arttırılması, kaynağından kesilerek görevi biter bitmez ücretlerinin ödenmesi konusunda bir çalışma yaptık. Yani CMYK görevini yapan avukat rapor düzenliyor, meslek makbuzu kesiyor. Bunu savcılık onaylıyor. Savcılığının onaylamasının ardından maliyeye gidiliyor ve daha sonra ödeme yapılıyor. Burada çok büyük bir vakit kaybı oluyor. Oysaki kaynağından kesildiğinde hiçbir makbuz kesilmeden KDV ve vergisi alınıp, avukat vezneye giderek, parasını alacak.  Burada baronun 4-5 avukatı var sadece bu işe bakıyor. Savcılığın da 6 tane personeli var sadece konuya bakıyor. Oysa kaynağından makbuzu kesildiğinde avukat ücretini alacak. Bunun için küçük bir yasal değişiklik gerekiyor. Bu konuda göreve gelir gelmez ilgililerle, Adalet Bakanlığı ile görüşüp bunu hayata geçirilmesini sağlayacağız.”

LİMİTET ŞİRKET DANIŞMANLIK ZORUNLULUĞU OLSUN

Diğer projeleri hakkında bilgi veren Çetin, “Avukat kanuna göre anonim şirketler (sermayesi 250 bin TL’nin üzerindeki) avukat bulundurma zorunluluğu var. Bu uygulayan çok fazla yoktu. Biz 2015 yılında savcılığa konuyla ilgili dilekçe vermiştik. Bu tarihten sonra birçok şirket avukatlarla danışmanlık sözleşmesi yapmak zorunda kaldılar. Hatta 2017 birçok şirket bu nedenle ceza aldı. Anonim şirketlerin yanı sıra limitet şirketlerin de avukat bulundurması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye’nin genelinde de aynı pozisyonda 3 milyonun üzerinde şirket bulunuyor. Türkiye’de 150 bin avukat var. Yani her avukata 15-20 tane danışman şirket olmak zorunda. Bu hukukumuz açısından ve avukatlarımızın ekonomik sıkıntılarını aşması yönünden de çok önemli bir konudur. Avrupa’da önleyici hukuk çok önemlidir. Yani sorunlar ortaya çıkmadan, önlemek için çalışma yaparlar. Bir şirketin danışman avukatı olduğu sürece sözleşmelerinin tamamını avukat nezdinde yapılacağı için sorunlar oluşmadan çözülmüş olacak. Ayrıca anonim ve aynı pozisyonda olan limitet şirketler arasında haksız rekabet olmayacak. Onlar da avukat bulundurmak zorunda kalacak. Genç meslektaşlarımız yaklaşık 20 tane şirkete danışmanlık yapmış olacak. Bu çalışmamızla genç meslektaşlarımızın mesleklerinin başında sorunlarının önemli bir bölümleri çözülmüş olacak” dedi. 

AİLE AVUKATLIĞI SİSTEMİ

Çetin, “Yine genç meslektaşlarımız için önemli bir projemiz daha var. Avrupa’nın her ülkesinde hukuk sigortaları var. Vatandaş gidip 150-200 euro’ya hukuk sigortası yaptırıyor. Bir yıl boyunca tüm hukuki problemlerini ve avukat masraflarını sigortasını karşılıyor. Ülkemizde bu bir türlü hayata geçirilemedi. Hukuk sigortasının hayata geçirilmesi için çalışma yaptık. Avukat müvekkil ücret pazarlığı yapmak zorunda kalmayacak. Tarifenin belirlediği ücretti sigorta ödemeyi gerçekleştirecek. Ayrıca avukat müvekkilli ile sözleşme yapsa bile ücretinin alıp almama konusunda zaman zaman sorunlar yaşıyorlar. Ücretini alamıyor, davalık oluyor. Bunlara da gerek kalmayacak. Gelen müvekkilin hukuk sigortası varsa, avukatın kesmiş olduğu makbuz karşılığında ücreti otomatikman hesabına yatırılacak. Yani, yıllar sonra aile hekimliği devreye girdiyse şimdi bu sistem geldiğinde aile avukatlığı oluşacak. 1 yıl içerisinde bir aile hukuki sorunlarını avukata danışacak, masraflarını sigorta karşılayacak” diye konuştu.