NTV'de konuyla ilgili soruları yanıtlayan Bakan Yanık, şunları söyledi:

Bakanlığımız bu ve benzeri olaylardaki sorumluğu bellidir. Bakanlığımız mağdur bir şiddet tehdidi altındaysa, Istismar mağduru ise iddialar bile olsa bize başvurduğunda biz gerekli psikolojik desteği ve eğer varsa iddia hukuksal desteği sağlarız. Fakat olayda başlangıç noktasında mağdurun cumhuriyet savcılığına şikayet ile başlamış bir hukuksal sürecin arkasından mağdur bize geldi. 30 Kasım 2020’de cumhuriyet savcılığına müracaat ediyor yani süreç açılmış. Akabinde cumhuriyet savcılığı konuyu bize ihbar ediyor.

2 Aralık’ta İstanbul il müdürlüğümüze ihbar ediyorlar ve biz devam eden süreçte mağduru kurum bakımımıza alıyoruz. Gizliliğini sağlıyoruz, gerekli her türlü desteği sağlıyoruz. Bizim bu süreçte yapacağımız şey eğer mağdur hukuksal süreci başlatmamış olsa idi, ona hukuksal destek sağlayarak adli mekanizmayı veya kolluğu harekete geçirmek olurdu.Ama zaten başlamış durumda. Soruşturmanın sürecinde cumhuriyet savcılığına soruşturmanın süreci ile ilgili devamlı soru soruyoruz. Mağdurun kendisin vekalet verdiği yetkilendirdiği bir avukatı var. Bizim mağdura yapacağımız en önemli şey gizliliğin sağlanması. Okuma yazmayı kendi çabası ile öğrenmiş ama ilkokul diploması olmayan bir mağdurdan bahsediyoruz. İlkokul diplomasını aldırmışız, ortaokul kaydı yapılmış, bu arada meslek öğrenmiş aşçılık kursuna başlamış. Çocuğunun sağlık hizmetleri sağlanmış. Kendisinin rehabilitasyonu için kurumda destek sağlanmış. Biz bakanlık olarak her türlü çalışmayı yapmışız.

4 Aralık'ta kabul alıyoruz, 8 Aralık'ta desteğe başlıyoruz. 6284 sayılı kanundan kaynaklı müdahale etme hakkımız var. 2 Aralık 2022'de dava bize ihbar ediliyor ve davaya hemen müdahil olduk. Aynı zamanda sonraki süreçte de hem duruşma tarihinin öne alınması hem de sanıkların tutuklu yargılanması için dosyaya ibraz ettik, bugün itibarıyla duruşma tarihi öne çekildi.

DAVANIN TARAFIYIZ

Sanıklar bakanlığımıza yönelik ciddi bir daha doğrusu siyaset etme biçimi olarak haksız bir saldırı söz konusu. Daha önceki beyanlarımda da çok açık biçimde ifade ettim. Kadına yönelik şiddet, çocuk istismarları, kadınların istismarı gibi meseleler hepimizin ortak meselesidir ve meseleye siyasi kimliklerimizden, tercihlerimizden bağımsız olarak sahip çıkmamız gerekiyor. Biz şu ana kadar mağdura psiko-sosyal destek hakkında verdiğimiz desteği bundan sonra hukuksal olarak vereceğiz. Davanın bir tarafıyız bakanlık olarak.

Mağdur bize korunma ve bakım hizmeti için sevkediliyor, şiddet önleme izleme merkezlerimizin varlık sebebi şiddet, istismara uğradığını söyleyen vatandaşı alıp korumaktır.

Prensipte altını çizmek istiyorum, mağdurun bizden korunma, barınma, gizliliğinin sağlanması noktasında bir talebi olursa her zaman her türlü desteği veririz. Hukuksal süreçte davanın bir tarafıyız, sadece bu davayı takip etmekle kalmayacağız. 2012 yılında mağdurun hastaneye başvurusUyla başlayan ve takipsiz kalan süreç hakkında kemik yaşı tespitine ilişkin sağlık bakanlığımız o dönemki doktorla alakalı soruşturma başlattı, Adalet Bakanlığı da soruşturma başlattı. Her iki soruşturmaya da müdahil oluyoruz.

Bu olay bir gazete haberi ya da TV haberiyle dikkatini çektiği için üzerine gittiğimiz olay değil. Gazeteci arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Farkındalık geliştirmek adına haberleştirmeleri çok önemli. Bu konu dava açıldıktan sonra Haber oldu. 2 yıldır devam eden bir soruşturma süreci ve dava konusu olmuş. Bu anlamda bizim süreç içinde bakanlık görev ve yetkileri içinde her türlü destek ve katkıyı sağladığımız, özel vekaletle davayı takip ettirdiği ve kanunen dahil olduğumuz süreçten bahsediyoruz.

TALEBİMİZLE BİRLİKTE DURUŞMA TARİHİ ÖNE ÇEKİLDİ

Bizim talebimizle birlikte duruşma tarihi öne çekildi. Sanıkların tutuklu yargılanmasını talep ettik. Talebimiz bugün itibarıyla kabul edildi, tutuklu yargılanmayla ilgili talebimiz dosya incelendikten sonra mahkeme heyeti karar verecek.

TUTUKLU YARGILAMA TALEBİNDE BULUNDUK

Tutuklu yargılama, yargılama önlemlerindendir. Mahkemelerin takdir yetkisi vardır. Bahis konusu olay, katalog suçlardandır. Tutuklanması gereken, tutuklamanın olayın gereği teşvik edildiği suçlardan biridir. Katalog suçlardan olduğu için tutuklu yargılama talebinde bulunduk. Bundan sonraki aşamalarda suçun tanımlanış biçimi, oluş biçimi, mağdurun bu anlamdaki haklarının korunması hakkında biz bütün yetkilerimizi mağdur lehine kullanacağız. Çok yakından dikkatle takip ettiğimiz bir dava. Mevzuattan aldığımız yetkiyi bu davada kullanacağız.

KİM OLURSA OLSUN, ÇOCUKLARIN İSTİSMARI, ŞİDDETE UĞRAMASI TARAFI İSE HİÇ GÖZÜNÜN YAŞINA BAKILMAZ

Vakfın incelenmesi İçişleri Bakanlığı'nın, çocukların eğitim işleriyle ilgili de MEB ağırlıklı. Bu vakıf ya da başka vakıf, kim olursa olsun, başkanı yöneticisi hiç önemli değil, kim olursa olsun, çocukların istismarı, şiddete uğraması tarafı ise hiç gözünün yaşına bakılmaz.

AK Parti hükümetleri olarak bizler bu konudaki tavrımızı 20 senedir tek tek ortaya koyuyoruz. Bizim bu süreçten sonra henüz dava yeni açıldı, ilgili birimlere de kamu kurum kuruluşlarına da ihbar edilmiş. Bu anlamda hiçbir şekilde inzibati işlemin, hukuksal yaptırımın eksik kalmayacağını altını çize çize söylüyorum.

KOMİSYON KURULMASI FİKRİ OLUŞTU MECLİS'TE

Komisyon kurulması fikri oluştu Meclis'te. Bu ve benzeri meselelerde bizim hassasiyetimizi ortaya koyuyoruz. 2016 yılında benzeri komisyon kurulmuştu. Yine çocukların cinsel istismarına yönelik mücadele ve önlemlerin araştırılması için komisyon 2016'da kurulmuştu. Komisyon incelemelerini tamamladıktan sonra rapor ortaya çıktı. TCK 103. maddede düzenlenen cezalar artırıldı, yaş sınırına göre. Mağdurun 12 yaş altında olması durumunda cezanın 18 yıldan başlamasıyla birlikte. Çocuk izleme merkezlerimizin kurulması, yurtların denetimi MEB'e verildi. Buna benzer çalışmalar, yasal düzenlemeler yapılmıştı. Yeni bir araştırma konusuyla yapılacak incelemeyle neler yapılması lazım bunu Meclis'imizde bir araştırma komisyonunda bir sonuca bağlayacaktır.

İNSANLIK DIŞI

Uygulamada pek çok yeni durum karşımıza çıkıyor, her seferinde o sahayı sosyolojiyi okuyarak yeni düzenlemeler yapıyoruz. Erken yaşta zorla evlilik konusunda mevzuatımız bu anlamda ciddi yaptırım ve düzenlemeleri içeriyor. Temel mesele toplumsal farkındalığın olması. 6 yaş kısmını konuşmak bile istemiyorum. Orası insanlık dışı. Bizim hukumuza göre evlilik yaşı 16 hakim kararıyla 17 ebeveyn izniyle, 18 yaşından sonra kendi kararına göre evlenir. Bugünkü sosyal gerçeklik karşısında 16-17 yaşında bile bir kişinin kadın ya da erkek fark etmez, eğitim süreci, psikolojik gelişimini tamamladığını düşünmediğimiz için çalışmalarımızı yapıyoruz. Bakanlığımız erken yaşta evlilikle ilgili çok uzun zamandır, AK Parti iktidarlarının en başından beri, kız çocuklarının okula devamı, Haydi Kızlar Okula kampanyaları gibi aralıksız şekilde çalışmalarımız devam ediyor. Pilot seçtiğimiz illerde erken yaşta zorla evlilikle ilişkin acil eylem planları oluşturuyoruz. Bu konularla alakalı mevzu kamuoyu gündemine geldiğinde konuşuluyor. Bizim ilgili yerlede risk bölgelerinde aralıksız sürdürdüğümüz çalışmalarımız var.

4 İL DAHA RİSK BÖLGELERİNE DAHİL EDİLDİ

4 ilimizi daha bu anlamda risk bölgelerine dahil etmişiz, acil il eylem planı olan sayılarımızı artırmışız. Sahayı tarayıp hemen orayı çalışmalar içine katarak daha yoğun ve özellikle yerele özgü çalışmalarımızı artırıyoruz.

Erken yaşta zorla evliliklerin sayısı yüzde 71 azaldı. 16-17 yaştan bahsediyorum. 13-14 zaten kabul etmediğimiz yaş. Zorla evlilik, ebeveyn zoruyla yaptırılan evliliklerden bahsediyoruz. Bu anlamda bizim çalışmalarımız aralıksız ve kesintisi biçimde ciddiyetle devam ediyor, sonuçlarını alıyoruz. Kamuoyunun farkındalığı, kanaat önderlerinin farkındalığı bizim için çok önemli.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TEKLİFİ

Evlilik birliğinin nasıl kurulacağıyla alakalı teklif edilen bir düzenleme. Evlilik birliğinin kadın ve erkekten oluşacağına yönelik bir düzenleme. Kadın ve erkekten oluşacak evlilik birliği hiçbir şekilde nefret suçunu ifade etmez. Bizim hukukumuza göre zaten evlilik birliği kadın ve erkek arasında kullanılabilir. Zaten yürürlükte olan düzenlemenin altının çizilmesinin nefret suçu olarak ifade etmek tam da bu düzenlemenin amacını doğrulayan bir tavır. Biz devlet olarak bu ülkede yaşayan 85 milyon vatandaşın mezhep, meşrebine, inancına, cinsel eğilimine bakmadan güvenliğini, her türlü sosyal kamusal ihtiyacını karşılamakla yükümlüyüz. Ülkenin kuruluşundan itibaren Anayasa'nın devlete yüklediği sorumluluklar vardır. Dolayısıyla eşcinsel bir vatandaşımızın hayatının korunması başka birşey, eşcinselliğin onaylanması başka birşey. Kimse bizden bunu beklemesin. Bu düzenleme de bu iradenin ortaya konması noktasında AK Parti'nin 20 yıldır uyguladığı polikalara baktığımızda her kesimden hakkı yenmiş insanların hakkının nasıl teslim edildiği kamuoyu tarafından biliniyor.

DAR GELİRLİ AİLELERİN ÇOCUKLARINI DESTEKLEMEK VE TEŞVİK ETMEK İSTİYORUZ

Bakanlık olarak sosyal yardımlarımızı ilettiğimiz hedef gruplar var. Sosyal yardım kanunu çerçevesinde yararlanıcı ailelerin başarılı çocuklarını teşvik etmek, eğitim süreçlerine katkıda bulunmak, yurt dışında ilk 500'e giren üniversitelerinden birine kabul edildilerse orada da desteklemek üzerine bir program. Geçtiğimiz günlerde üniversite sosyal yardım ihtiyacı olan öğrencilerimizin ulaşım ihtiyaçlarını karşıladık. Ekonomik olarak dar gelirli ailelerin çocuklarını desteklemek ve teşvik etmek istiyoruz. Programımız da maddi anlamda çocuklarımızın ihtiyacını karşılayacak bir program.