30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’de yaşanan deprem sonrasında hak sahiplerinin durumu da hala çözüme kavuşturulmuş değil. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’ye CHP İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın’ın İzmir depreminin üçüncü yıl dönümü olan 30 Ekim’de sunduğu soru önergesine yanıt verdi.

“REZERV ALANLARDA KONUT ÜRETİMİNE HENÜZ BAŞLANMADI”

Bakan Özhaseki’den gelen cevapların “Şeffaflıktan uzak ve soru işaretleriyle dolu” olduğuna dikkat çeken Yüksel Taşkın, “Bakanlık’tan edinilen bilgiye göre İzmir depremi sonrasında hasar gören ya da riskli alanların bulunduğu 7 adet proje alanı ve Bayraklı İlçesi’nin Bayraklı Mahallesi’nde yaklaşık 375 hektar büyüklüğünde bir alan, mekansal dönüşümün sağlanması için 6306 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmek üzere Rezerv Yapı Alanı olarak belirlendi. Bu rezerv yapı alanlarında TOKİ tarafından yürütülen yapım çalışmaları ve üretilen bağımsız bölümlerin hak sahiplerine dağıtım çalışmaları tamamlandı. Bunun yanında, binaları orta ve az hasarlı olarak tespit edilen vatandaşlara yönelik 7 adet proje alanı daha Rezerv Yapı Alanı olarak belirlendi. Ancak Bakanlık’tan alınan bilgiye göre; 770 adet bağımsız bölüm üretilmesi planlanan bu rezerv alanlarda konut üretimine henüz başlanmadı. Uygulama projesi ve ihaleye ilişkin süreç sadece 2 rezerv alanda tamamlanmış durumda” diye konuştu. 

“NERELERİN REZERV YAPI ALANI OLDUĞUNU KİMSE BİLMİYOR”

Meslek ve sivil toplum örgütleriyle yakın temasta olduklarını belirten Yüksel Taşkın, “İzmir’de 500 orta hasarlı ve 5000’e yakın az hasarlı bina var. Az hasarlı binalarda bakım onarım yapılarak yaşanabilir. Ancak orta hasarlı binalar riskli binalardır. Yapı güvenliği tespitinin yapılması gereklidir ve akabinde güçlendirilebilir. İzmir depreminin üzerinden geçen üç yılda orta hasarlı binaların yapı güvenlik tespiti yapıldı mı? Güçlendirme çalışması yapıldı mı? Bakanlık bu sorulara cevap vermiyor. Ayrıca Bakanlık, onarım ile yaşanır hale getirilebilecek olan az hasarlı binaları neden projeye dahil etti, bilmiyoruz. Zira toplamda yıkılması planlanan 5500 bina, oldukça yüksek bir sayı. Benzer şekilde, bu kadar yüksek sayıda binayı proje kapsamına alıyorsunuz; ancak yapılması planlanan bağımsız bölüm adedi 770 ile sınırlı. 770 bağımsız bölüm adedi nasıl belirlendi, neye göre tespit edildi, bunu da bilmiyoruz. Yani süreç şeffaflıktan oldukça uzak ve de açıkça kamuoyu ve demokratik toplum örgütlerinden gizlenerek ilerliyor” ifadelerini kullandı. 

Taşkın ayrıca orta ve az hasarlı binalar için tespit edilen Rezerv Yapı Alanlarının nerede olduğunun da bilinmediğinin altını çizdi. Yüksel Taşkın, “Bu yapı alanları boş alan mı yoksa bina var mı? Bu alanların yeri nasıl belirlendi? Bakanlık, bu soruların yanıtını İzmirliler’e vermek zorunda” dedi.