Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan, “Bugün burada Türk tarihinin en görkemli zaferlerinden birini anmak, ülkemiz için canını veren şehitlerimizin anılarını yaşatmak için toplandık. Dönemin teknolojik açıdan en donanımlı orduları; imanın, azmin ve kararlılığın sonucu büyük hezimete uğramıştır. Kıyamet sahnelerini andıran bir savaşın ortasında birliğin doğurduğu bir ışık olan Çanakkale, dünya tarihinin dönüm noktalarından biridir. Bu zafer, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna zemin hazırlamış ve bağımsızlık uğrundaki fedakârlıkların sembolü haline gelmiştir. Birçok askerimizin şehit olduğu bu savaşta, düşman kuvvetleri de çok ağır kayıplar vererek geri çekilmiştir. Çanakkale cephelerinde bütün Türk ve İslam coğrafyasından insanların oluşu, bu savaşı irade ve ortak aklın bir timsali haline getirmiştir. Bizlere böyle bir şanlı zaferi armağan eden şehit ve gazilerimizi şükran ve rahmetle anıyorum” dedi.

“Çanakkale Zaferiyle Türk ordusu muharebe kabiliyetini bir kez daha gösterdi”

Çanakkale Cephesi’nin I. Dünya Savaşı açısından çok kritik olduğunu dile getiren Prof. Dr. Nuri Karakaş, “Birinci Dünya Savaşında Çanakkale’nin bu kadar önemli bir cephe olmasının en temel nedeni stratejik konumundan kaynaklanıyor. Çanakkale Boğazı’nın başkent İstanbul’a açılan kapı olmasının yanında, Çarlık Rusya’sını Ege Denizi ve Akdeniz’e bağlayan tek deniz yolu olması düşman devletleri açısından önemli bulunuyordu. Bu bağlamda İtilaf devletlerinin Çanakkale cephesinin deniz savaşlarında yenilmez denilen güçlü bir deniz filosunu oraya yığması da buranın stratejik önemini gösteriyor. Ordumuzun böylesine bir donanmayı mağlup etmesi, Türk askerinin azim ve kararlılığının yanı sıra muharebe etkinliğini de gösteriyor” dedi.

Prof. Dr. Karakaş, “Çanakkale’nin geçilmesi söz konusu olsaydı, I. Dünya Savaşı tarihi çok daha farklı şekillenecekti. Bu denli hayati bir zafer, ordunun donanımının yeterli oluşu ile nefer ve subaylarımızın eğitimli olmaları sayesinde kazanıldı. Çanakkale Deniz Zaferi, vatanını savunan Türk askerinin azminin yanı sıra, çok iyi organize olmuş bir orduya sahip olmamız sayesinde kazanılmıştır” diye konuştu.

“Tesadüfi bir başarı değil, tarihi bir zafer”

Çanakkale Zaferinin çok özel bir tarihi olay olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hasan Mert, “Çanakkale zaferine yönelik kapsamı dar ve epik niteliği olan hikâyeler, çocuklarımızın tarihimizi bilmesi açısından mühim bir niteliği barındırıyor. Ancak bütün bir tarihi sürecin bizler tarafından öğrenilerek yayılması gerekiyor. Zira bu zafer, günümüz Türk genci için ülkesi adına çalışmanın ve istediği zaman her şeyi başarabileceğinin hissini veren çok özel bir tarihi olay. Bu nedenle tarihi anlatının kapsamlı olması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

Çanakkale Zaferinin tesadüfi olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Mert, “İngiliz tarih anlatısında söz konusu savaş için tesadüfi bir yenilgi olduğundan bahsedilir. Ancak durum bunun tam tersidir. Mustafa Kemal Paşa gibi zeki, nitelikli bir komutanın varlığı ve bütün bir ordu teşkilatının profesyonel organizasyonu zaferin hak edildiğini ve tesadüfi olmadığını gösteriyor. Çanakkale, anlatıldığı gibi ‘aciz’ ordunun rastgele bir zaferinden çok, eğitimli subayların yönetiminde, teknolojik bir ordunun aldığı tarihi bir zaferdir” dedi.

          Panelin sonunda, Rektör Yardımcıları Banu Yücel ve Prof. Dr. Mehmet Ersan, konuşmacılar Prof. Dr. Hasan Mert ve Prof. Dr. Nuri Karakaş’a teşekkür belgesi takdim etti.