Seferihisar açıklarında cuma günü meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremde onlarca bina zarar gördü, çok sayıda kişi yaşamını yitirdi. Yıkılan binalardan Rıza Bey Apartmanı'nda sürdürülen arama- kurtarma çalışmalarında 91'inci saatte mucize yaşandı.
Ekipler, enkazın altından 91 saat sonra Ayla Gezgin'e ulaştı. Ekipler bina enkazı çevresinde hayat koridoru oluşturdu. Çocuğa ilk müdahalede bulundu.
Serum takılan minik Ayla için enkaz altına termal battaniye indirildi. Ardından alkışlarla enkaz altından çıkarılan küçük Ayla, elden ele ambulansa taşındı.
MUCİZE ANLARINI ANLATTI
Ayda Gezgin'i arama-kurtarma çalışmalarına katılan bir kadın personel şu ifadeleri kullandı:
"Saat 09,14 itibariyle AFAD ekipleri tarafından medikal umke ekipleri istendi. Çanakkale UMKE’ye gönderdik. Ve alan açıldıktan sonra çocuğa müdahale edebileceğimiz boşluk var mı yok mu onu değerlendirdik."
"Damar yolu açmak için çok uygun bir pozisyon yoktu. İlk önce oksijen alımını sağladık. Daha sonra yeterli boşluktan sonra ilk müdahalesi yapıldı. Boyunluk yapıldı, çıkarıldıktan sonra ambulansa teslim edildi."
"Ben ambulanstayken 'babam nerede' diye sordu. Ön tarafta amcan oturuyor dedik. Ağrın var mı yok mu sorularına cevap verdi. Çok tatlı bir kız çocuğuydu."
O ANI ANLATTI: EVLADIMI ÖPTÜM BEN
Tunceli İl Afet ve Acil Durum Müdürü Cem Erdoğan, gazetecilere yaptığı açıklamada, ekip arkadaşlarına teşekkür ederek bu duygunun anlatılamayacağını belirtti. Erdoğan, Ayda'yı öperken çekilmiş fotoğrafa ilişkin hislerinin sorulması üzerine de şunları söyledi:
"Evladınızı nasıl öpersiniz? Sadece bunu sorayım, evladınızı nasıl öpersiniz ? Biz son enkaz kalkana kadar içimizdeki inancı kaybetmedik. Burada bir canımızı, kardeşimizi, annemizi, babamızı canlı alacağımıza inanıyorduk. Sürekli de konuşuyorduk Atıl'la. Dikkat ettiyseniz 3-4 saatte bir ses dinlemesi yapıyorduk. Burada çalışan herkese teşekkür ediyorum. Allah hepsinden, devletimizden, milletimizden razı olsun."
Arama kurtarma çalışmalarının başından son taş kalkana kadar canlı kurtaracaklarına inandıklarını kaydeden Erdoğan, şöyle dedi:
"Orada bir ses duyduk. Çamaşır makinesinin arkasında kızımızı gördük. Çok masumdu, çok güzeldi. Çok sakindi. Çok dar bir alandı. Çamaşır makinesi hayat üçgeni oluşturmuştu. Ayakları toprağa gömülüydü. Ellerimizle ayaklarını takip ede ede bulduk. Sağlık ekiplerini çağırdık.
İnsan bu duyguları anlatamıyor. Çok konuştuk. Özlediği yemekleri anlattı. Adımı sordu, 'elimi bırakma' dedi. Karşılıklı sohbet ettik. İnsan evladını kaybeder bulur ya insan o duyguyu yaşıyor. Evladını kaybedersin bulursun, umudu kesersin sonra o evladını Rabb'im karşına verir, o duyguyu yaşarsın. Bunları anlatamam çok farklı bir duygu. Çıkarken de evladımı öptüm ben."
"HÂLÂ ELİM AYAĞIM TİTRİYOR"
"Ben işin açık tarafı, elim ayağım hala titriyor. Ciddi anlamda bu olayı bile algılayamıyorum. Arkadaşlarım çıkarılana kadar beklediler. Müdahale edebilmek için, 91 saat sonra bir canlı kurtarmanın bir tarifi yok."





