Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar, göreve geldiğinde 54 milyon olan belediye bütçesini 1.4 milyara çıkardı. Bütçe içinde en yüksek payın yatırımlara ayrıldığını kaydeden Acar, "Bu 8-9 yıllık bir çabanın eseri, bir ekibin eseri, başarısı. Aliağa belediyesinin şu anda yatırıma ayırdığı pay çok yüksek. Bizim maaş giderlerimiz yasal sınırın çok altında. Bu yılki gerçekleşenle oranına vurduğumuzla yüzde 16-17'lere kadar düştü. Bizim bu yılki gerçekleşen bütçemiz 900 milyonlara yaklaşıyor. Kişi başına takribi 9 bin liralara tekamül ediyor. Biz hem gelir artırıcı hem de gider azaltıcı tedbirler aldık. Aliağa Belediyesi'nin öngördüğümüz 2025 yılıydı 1 milyar bütçeye ulaşma tarihi. Bu yıl şirketlerimizle, iştiraklerimizle birlikte 1.4 milyar bütçeye ulaştık. Teslim aldığımızda bütçe 54 milyon liraydı. Bazen 'Aliağa Zengin yer' diyorlar ya TÜPRAŞ'ı ben kurmadım, benden önce de vardı, Petkim'i de ben kurmadım. Biz Aliağa'nın ihtiyaçlarını yapmaya çalışıyoruz" dedi. 

"KAMULAŞTIRDIĞIMIZ ÇOK YER VAR"

İzmir'deki birçok belediyede "Köy malları satılıyor" tartışmalarının sorulması üzerine konuşan Acar, "Belediyelerin yaptığı işler bellidir. Bu tartışma doğru bir bakış açısı değil. Belediyeler proje yapacağı yerleri, proje yapmayı düşündüğü yerleri kamulaştırır, proje yapmayı düşünmediği yerleri de kaynak olarak kullanır. Bu her belediye için geçerli. Büyükşehir Belediyesi de satışlar yapıyor. Kaynak oluşturma yöntemleri bellidir. Vergi gelirleri, ruhsat harçları vardır belediyelerin. Belediyeler ticaret yapmaz, gayrimenkul firması da değildir belediyeler. Belediyeler kaynaklarını ya krediden, ya vergiden ya da gayrimenkullerini değerlendirerek sağlar. Proje yapacağı yerleri kamulaştırır, proje yapmayacağı yerleri de satar. Bizim kamulaştırdığımız çok yer var. Avcı Ramadan mevkini komple kamulaştırdık, sürekli kamulaştırma alanları çıkıyor, belediyelerin işi budur. Belediyecilik gayrimenkul biriktirip, benim tapum, senin tapundan fazla diye yarışacak bir anlayış değildir" açıklamasında bulundu. 

"ALİAĞA'YI 12 AY KÜLTÜR VE SANATLA BULUŞTURACAĞIZ"

Geçtiğimiz yaz gerçekleştirdiği konserlerle Türkiye'nin ünlü isimlerini Aliağa'da ağırlayan Acar, ilçeyi 12 ay kültür ve sanatla buluşturma hedefinde olduğunu kaydederek, "Kültürel etkinliklerimizi aslında sadece konserler olarak tanımlamamak lazım. Bizim hedefimiz Aliağa'yı her alanda iyi noktalara getirmek. Eksikliklerimizi tamamlayarak Aliağa'nın kültür şehri olması anlamında da iyi yerlere gelmek istiyoruz. Aliağa'da kültürel faaliyetler sürekli aktif, Aliağa'nın halkının da bu yönde talebi var. Aliağa Sanat Evi'mize ciddi talep var, öğrencilerimiz var. Biz bunu kültürel etkinliklerle de ön plana çıkarma gayesindeyiz. Aliağa sanat günleri kapsamında bu yıl 1 Temmuz'dan 30 Ağustos'a kadar süren, 2 ay süren bir kültürel etkinlikler sunduk. Hafta içleri çocuklarımıza çocuk tiyatroları, yetişkinlerimize yetişkin tiyatroları, sinema günleri, hafta sonları da konserler şeklinde bir süreç yaşandı. 2 ay dolu dolu yaz süreci geçirildi. Biz bunları ilerleterek, önümüzdeki yıllarda 2 ay değil 3 ay, 5 ay ve mümkünse 12 aya çıkarmak istiyoruz. Bunlara bir konser olarak bakmamak lazım. Yaz sürecinde yoğun talep oldu etkinliklerimize, vatandaşlarımız ciddi ilgi, alaka gösterdi, bu da bizi memnun etti. Çevre ilçelerimiz ve illerimizden de misafirlerimiz oldu. Bizim gayemiz konser düzenlemek değil gayemiz 12 ay boyunca Aliağa'yı sanatla, kültürle buluşturmak" diye konuştu. 

"TURİZM ALANINDA DA ÖN PLANA ÇIKARTIYORUZ"

Aliağa'nın sadece sanayi şehri olmadığını kaydeden Başkan Serkan Acar, "Biz önemli bir sanayi ve liman şehriyiz. Sanayi liman şehri olmanın yıllarca dezavantajlarını yaşadık. Çevresel faktörüler ön planda oldu, sosyal yaşam alanında zaaflarımız vardı ve maalesef Aliağalılar olarak bizler burada çalışıp, para kazanıp, para harcamaya İzmir'e veya başka yerlere gidiyorduk. Ben göreve gelirken hep 'İzmir'e gidilen değil, İzmir'den gelinen Aliağa' dedim, bunu derken aslında bu sorunun altını çizmeye çalışmıştım. Aliağa'yı her alanda olduğu gibi turizm alanında da ön plana çıkarma gayesindeydik. Turizm olarak sadece deniz turizminden bahsetmek mümkün değil, ilçemizde 5 tane antik kent var. Bunlarla ilgili araştırmalar yaptık, buradaki kazı ekiplerine destek olduk" dedi.

"ALİAĞA SADECE SANAYİ ŞEHRİ DEĞİL"

Acar açıklamasını şöyle sürdürdü:  

Yaklaşık 19 tane kitap, kültür yayınlarını ortaya koyduk, doğamızı da ön plana çıkarmak için gayret sarf ettik. Ağapark bunlardan bir tanesi, Milli Emlak'a ait bir arazide beach park yapıldı, plaj düzenlemesi yapıldı. Buraya mavi bayrak aldık, ön plajlarda Emniyet Müdürlüğümüzün bir alanı var, onlar da mavi bayrak aldı. Aliağa'da aslında biraz algıyı da yenmek gerekiyor. Çünkü Aliağa denilince deniz pek akla gelmiyor, genelde sanayi akla geldiği için bu tür yanlış algıyı yıkmalı, Aliağa'da doğanın da olduğu, denizin de olduğunu gösterebilmek için bunlar önemli simgeler. Mavi bayrağı da bakkaldan alır gibi almıyorsunuz. Belli kriterleri var, biz bu kriterleri üst seviyede gerçekleştirerek mavi bayrak aldık. Hedefimiz; Aliağa'yı her alanda olduğu gibi kültür ve turizm alanında da iyi noktalara getirebilmek. "Aliağa sanayi şehri" algısını ortadan kaldırmak hedefindeyiz, Aliağa sadece sanayi şehri değil, sanayisi olan bir şehir. Aliağa'daki vatandaşlarımızı Aliağa'da daha mutlu edip, mümkünse dışarı salmayıp, dışarıdaki insanlarımızı Aliağa'ya getirebilmek amacındayız. Ağapark'ta pazar günleri 5 bin kişiyi ağırlıyoruz, bayramda 20 bin kişiyi ağırladık. 

"BARINAĞIMIZDA HUZUR HAKİM"

Aliağa'daki imza projelerden olan "Barınak" ve "Hipoterapi" merkezi hakkında bilgi veren Acar şunları kaydetti.

Bizim barınağımız 21 dönüm alana sahip. İçinde çocuklarımızın, ailelerin vakit geçirebileceği bir milli park havasında. Sürekli ziyaretçi gelen bir barınağımız var. Ziyaretçiler zaten bir noktada denetçi. Bunun dışında derneklerimizle de ciddi koordineli çalışıyoruz. HAYTAP'ın da sağ olsunlar ciddi desteklerini alıyoruz. Şu an barınağımızda Allah'a şükür bir sıkıntımız yok. Sahiplenme oranımız yükseldi, sahiplenme noktasında vatandaşlarımızdan yoğun talep var. Bu talep sadece Aliağa üzerinde değil çevre ilçelerden illerden de sahiplenme var. Hatta İstanbul'dan sahiplenmeye gelen ailelerimiz var. Barınağımızda huzur ve sükûnet hakim, biz de memnunuz. 

"EN ÖNEMLİ KRİTER SAHİPLENDİRME"

Barınakların mevzuatları açık, aslında barınaklar hayvanların sürekli durdukları alanlar değildir. Sokak hayvanları barınağa alındıktan sonra, bakımları, tedavileri yapılıp, kısırlaştırmaları gerçekleştirilip, tekrar alındığı yere konulması gerekiyor, mevzuat bu şekilde. Maksimum tutabileceğiniz süre 15 gün. Bu 15 günlük süre zarfında da sağlığı için gerekli işlemleri yapmanız gerekiyor. Bizim veterinerlik işlerimiz yoğun şekilde kısırlaştırma işlemlerine devam ediyor. Bakıma ve tedaviye ihtiyacı olan hayvanlara da gerekli tüm ameliyatları gerçekleştirecek ekip ve ekipmana sahibiz. Bakımları yapılıp tekrar alındığı yere konuluyor. En önemli kriterin kısırlaştırma ve sahiplendirme olduğunu düşünüyorum. Sahiplenme olayı bu işin ana çözümü. Sahiplenmede teşvik edici projeler gerçekleştiriyoruz. Burada bazı firmalarımız ciddi projelerimize ortak oldu, işbirlikleri yaptık. SOKAR bütün beyaz yakalı personeliyle barınağımızı ziyaret etti. Orada bir ekip kurdular, hayvansever gönüllüler olarak. Onlar ciddi katkı koyuyor sahiplenme konusunda. Gezdiğinizde hayvanlardan barınağımızdaki huzuru anlarsınız. 

HİPOTERAPİ MERKEZİ: "ÖRNEĞİ PEK YOK"

Hipoterapi merkezi komple bir tesis ve örneği çok olmayan bir tesis. Hipoterapi yani atla terapi kısmı atlar hareketleriyle insan vücuduna en yakın hareket ergonomisine sahip hayvanlar. Tedavide dünyada ve Türkiye'de kullanılan bir yöntem. Psikolojik olarak atın rahatlatma özelliği var, bunun  yanı sıra ortopedik tedavide de atın hareketlerinin insan vücudunun kaslarını geliştirme özelliği var. Bunlardan yola çıkarak hipoterapi merkezi kurduk ama sadece hipoterapi anlamında tedavi merkezi olmayacak, içinde fizik tedavi uzmanlarının olduğu, rehabilitasyon hizmetlerinin verildiği, duyu terapi, ergoterapi hizmetlerinin olduğu komple bir tesis olacak. Bütüncül yapısıyla belki de ilk tesislerden biri olacak. Engelli vatandaşlarımız için ciddi fayda sağlayacağını düşünüyoruz. Sadece engelli vatandaşlarımıza hizmet etmeyecek, tüm çocuklarımız bu tesisten faydalanacak. 

"GENEL MERKEZİMİZ YANIMIZDA"

"Bu kadar çok projeyi hayata geçiriyorsunuz, il ve ilçe teşkilatları İzmir'de MHP belediyeciliğini yeteri kadar anlatabiliyorlar mı?" sorusunu yanıtlayan Acar, "Sağ olsunlar Genel Merkezim de, il başkanlığım da, ilçe başkanlığım da her zaman bize destek verdi. Ben burada hizmet yaparken, rahat hareket edebiliyorsam buradaki en büyük pay sahiplerinden birisi de benim partimdir. Allah razı olsun Genel Başkanımız başta olmak üzere her zaman arkamızda durdu. Aldığımız kararlarda hep destek oldular. Yanımızda oldular. Onların desteği olmasa bu başarı olmazdı" dedi. 

2023 MESAJI: "HAYIRLI OLACAK"

2023 seçimlerine yönelik mesajı sorulan Acar, "Biz kendi seçimimiz de dahil her seçim için öncelikle memleketimiz için, milletimiz için hayırlı olmasını isteriz. Bizim ilk duamız budur. İnşallah milletimiz için hayırlı neticeler olur. Temel duamız odur. Tabi ki biz Cumhur İttifakı'nı en iyi şekilde temsil etmek, belediyecilik anlamında en iyi şekilde temsil etmek için, partimizin üretken belediyecilik anlayışını en iyi şekilde temsil etmek adına burada mesai harcayacağız. İnşallah hayırlı olacak. Milletimiz aklı selim şekilde en doğru kararı verecektir" açıklamasında bulundu.