Yerel seçim sonuçlarını CNN Türk, NTV ve Fox’tan takip ettim. İzmir’deki sonuçlar iyiden iyiye belli olunca, “İzmir’de sürpriz olmadı” değerlendirmeleri yapıldı. Ertesi gün de ana haber bültenlerinde “İzmir’de sürpriz yok” başlıkları atılıyordu.

Seçim öncesi CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni yüzde 55-60 bandında kazanacağını düşünenlerdendim. CHP, İYİ Parti ve dışarıdan HDP desteği bu veriyi bize veriyordu. Düşündüğümüz gibi de oldu.

Ancak AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekci’nin nasıl bir performans sergileyeceğini merak ediyordum. Yine seçim öncesi Zeybekci’nin 35-38 bandında oy alabileceğini, yüzde 39 ve üzeri oy oranının ise büyük bir başarı olacağını birçok dost sohbetinde dile getirdim. Kesin olmayan sonuçlara göre Zeybekci yüzde 38.66 oy aldı. Bir başka değişle MHP’nin desteğini alan AK Partili Zeybekci 1 milyon 31 bin 134 İzmirlinin desteğini aldı.

2014 yerel seçimlerinde AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı 946 bin oy almıştı. Zeybekci hem Binali Yıldırım’ın aldığı oyu hem de 2018 genel seçimleri baz alındığında AK Parti ve MHP toplamını geçmeyi başardı.

Cumhur ittifakının Büyükşehir’de aldığı oy oranını tarafları çok memnun ettiğini söyleyemem. Beklenti daha büyüktü. Özellikle AK Parti cephesini morali bozan sonuçlar Kemalpaşa ve Torbalı’dan geldi. Partililer özellikle bu iki ilçenin alınacağına inanmıştı. Yine Karabağlar, Buca, Bayraklı’da gibi büyük ilçelerde alınan oy oranları beklentilerin çok altında kaldı.

Şimdi AK Parti’de “hesap” zamanı!

Seçim sonuçları enine boyuna değerlendirilmeye başlandı bile. Zeybekci, İzmir’den gitmeyeceğini ve burada “patron” olacağının mesajını hem seçim öncesi hem de seçimden hemen sonra zaten verdi!

Sonuçların istenilen düzeyde olmamasının ardından “fatura” birçok isme kesilecektir. Bunun başında da hiç şüphesiz AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül gelecektir.

Seçim öncesi konuştuğum AK Parti kurmayları Şengül için, “Daha iyi bir orkestra şefi olabilirdi” değerlendirmesi yapmıştı. Bunun gibi farklı değerlendirmelerin Zeybekci’ye yakın isimler tarafından da yapıldığını özellikle belirtmek isterim.

Zeybekci’nin adaylığı ortaya çıktığı andan itibaren başlayan “tartışma” aslında seçim süresi boyunca bitmedi.

Parti teşkilatında bu tartışmanın “alttan alta” hep devam ettiğini biliyorum. Zeybekci’nin seçime kısa bir süre kalan milletvekilleri ve ilçe başkanlarıyla yaptığı toplantıda, “Beni parlatmanız gerek. Kimsenin öne çıkmaması lazım” sözlerinin adresinin kime/kimlere olduğu aslında belliydi.

Sözün kısası AK Parti genel merkezi her seçim sonrası yaptığı gibi bir “değişim-dönüşüm” sürecine girecek İzmir teşkilatı da bundan üzerine düşeni alacaktır.

Biraz uzattık ama şunları da yazmadan geçmeyelim.

Şimdi gözler özellikle Tunç Soyer’in üzerinde olacaktır. Attığı her adım, söylediği her söz vatandaşlar, parti örgütü ve rakipleri tarafından yakından takip edilecek. Soyer’in kendine has yönetim anlayışını 6 ay içerisinde hep birlikte göreceğiz.

CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel için de kısa bir parantez açmak gerekiyor. En az 22 ilçede aday belirlemede doğrudan/dolaylı şekilde etkili olan Yücel, seçim sonuçlarına bakıldığında istediğini almış gibi görünüyor. Bana göre bu durum koltuğunu sağlamlaştırdığını hatta bir sonraki kongre için “rakipsiz” aday olacağını şimdiden gösteriyor.