Aday belirleme sürecinde en çok konuşulan il İzmir oldu. CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye eski Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun çıkışları ve CHP genel merkezinin İzmir adayının belirlenmesini sona bırakması tüm gözleri İzmir’e yönelmesine neden oldu.

31 Mart yerel seçimleri sorası ise İstanbul ve Ankara’yı konuştuk. CHP yıllar sonra her iki ilde de seçimi kazanmayı başardı. Bana kalırsa Ankara’da seçimin kazanılacağının sinyalleri önceden gelmişti.

Ancak İstanbul benim için sürpriz oldu. AK Parti, partinin en güçlü ismi ve kamuoyu tarafından yakından tanınan Binali Yıldırım’ı, CHP ise 2014’te AK Parti’nin elinden Beylikdüzünü alan Ekrem İmamoğlu’nu aday gösterdi.

İmamoğlu, pek tanımıyorduk. İlk olarak söylemlerimiz dikkatimizi çekti. 

CHP içerisinde; muhafazakar görüntü çizen İmamoğlu’nun sadece bizim değil muhafazakar olarak tabir ettiğimiz seçmenin de dikkati çekmeyi başardı. Kavramların iç içe geçtiğimiz günümüzde İmamoğlu için, “muhafazakar-solcu” yorumları yapılmaya başlandı.

AK Parti, İstanbul’un birçok ilçesinde seçimi alırken Büyükşehir’i CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu kazandı. Seçim sonuçları bize ilçelerde AK Parti ve MHP’ye oy veren seçmenin Büyükşehir’de CHP’li İmamoğlu’na oy verdiğini gösterdi.

Bu gerçekten uzun süre özellikle siyaset bilimiyle uğraşanlar için önemli bir veri olarak kayıtlara geçti. CHP’li bir isim; sağ seçmenden oy almıştı. “Sağ seçmen soldaki bir isme oy vermez” savı bir kez daha yıkılmıştı! Burada İmimoğlu’nun seçim sürecinde gösterdiği performansa dikkatini çekmek istiyorum.

Peki 1999’dan bu yana DSP ve CHP’li adayların seçim kazandığı İzmir’de AK Parti seçim kazanamaz mı? 2004’ten bu yana Büyükşehir ve birçok ilçede tercihini CHP’den yana kullanan İzmirli seçmenin AK Parti’ye oy vermesi mümkün değil mi?

Elbette mümkün ancak bunun için gerekli alt yapının oluşturulması gerekiyor.

AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekci, kente ilk geldiğinde “AK Parti’yi İzmirlileştirmek gerekiyor” demişti.

Aslında sihirli cümle buydu!

AK Parti’nin biraz daha İzmirlileşmesi ve bir İmamoğlu bulması gerekiyor!

"Sol seçmen de oy alabilecek” bir isim!

Yerel seçimlerde partinin yanında adayın da ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük.

Kavgadan uzak, ortamı germeyen, herkesi kucaklayan, İzmirli bir isim…

Bir düşünsenize; 30 ilçenin çoğunluğunda CHP; Büyükşehir’i AK Parti’nin adayı kazanıyor.

İstanbul’da, Ankara'da bunu gördük!

AK Parti için İzmir zor bir zemin. İnsanların oy verme alışkanlığını değiştirmek de bugünden yarına olacak bir şey değil!

Zeybekci için ayrı bir parantez açmak istiyorum! AK Parti İzmir’de belki de en iyi adayını gösterdi. Zeybekci, 50 gün çok sakin, kucaklayıcı, sorunları ortaya koyan ve bunlara çözüm üreten bir seçim kampanyası yürüttü.  

Ancak son bir ay bu değişti! Zeybekci, rakibini farklı noktalardan eleştirmeye başladı ve bana kalırsa bu yanlış bir taktik oldu.

Şimdi AK Parti’de dümenin başına Kerem Ali Sürekli geçti. Sürekli’nin işi hiç de kolay değil!

Avantajı ise 4.5 yıl seçim olmaması. Bu süreçte çok çalışıp, kendilerini iyi anlatırlarsa farklı netice alınabilir.

Az önce de ifade ettiğim gibi AK Parti’nin İzmir’de bir İmamoğlu bulması şart. Seçimlere 3-4 ay kala belirlenen adayın ne kadar zorluk çektiğini bir kez daha gördük.