Akalar Mahallesi Namazgah Caddesi'ndeki bir apartmanın ikinci katında yaşayan Songül Akbaş, geçen yıl 26 Ekim tarihinde hakkında uzaklaştırma kararı bulunan eşi Zeynel Abidin Akbaş, tarafından tabancayla vuruldu. 4'ü erkek, 2’si kız olmak üzere 6 çocuğu bulunan çiftin evinden gelen silah seslerini duyanlar, durumu polise bildirdi. İtfaiyenin yardımıyla eve giren ekipler, Songül Akbaş'ı mutfakta başından vurularak yaralanmış buldu. Olay anında evin balkonundan atlayan kızları M.A.'nın (17) ise vücudunda kırıklar oluştu. Kırklareli Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan yaralılardan Songül Akbaş, kurtarılamadı. Olayın ardından bölgeden koşarak kaçmaya çalışan Zeynel Abidin Akbaş, polis ekiplerince yakalanıp, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

'HASTAM VAR DİYEREK İŞE GİTMEMİŞ'

Olayla ilgili yürütülen soruşturmasının iddianame hazırlandı. İddianamede, 28 yıllık evli oldukları belirtilen çiftin, evinde sürekli olarak ailevi sebeplerden tartışma ve kavgaların yaşandığı, tutuklu sanık Akbaş'ın son olarak Songül Akbaş'ı evinin önüne giderek tehdit ve hakaret içerikli söylemlerde bulunması sebebiyle hakkında bir aylık süreyle 'konuta yaklaşmama' tedbiri uygulandığı belirtildi. Akbaş'ın tedbir süresince sürekli olarak çocuklarına Songül Akbaş'ı öldüreceğine yönelik söylemlerde bulunduğu da iddianamede yer aldı. Olay günü sanık Akbaş'ın bir akrabasının hasta olduğunu söyleyip, işe gitmediği, bir akrabasına ait araçla oğluyla birlikte Kırklareli'ne geldiği belirtildi. Cumhuriyet Meydanı'nda arabadan inen şüphelinin, Songül Akbaş'ın alışveriş yaptığı marketlerin çevresinde beklemeye başladığı, ancak bölgenin kalabalık olması nedeniyle evinin önüne gittiği de iddianamede yer buldu.

'KAPI DELİĞİNDEN GÖRÜNMEMEK İÇİN SAKLANMIŞ'

Songül Akbaş'ın eve gelmesiyle Zeynel Abidin Akbaş'ın da yukarı çıktığı belirtildi. Sanık Akbaş'ın bu sırada, evde olan ve kapı deliğinden bakan kızına görünmemek için Songül Akbaş'ın arkasına saklandığına da vurgu yapıldı. M.A.'nın kapıyı açmasıyla birlikte sanık Akbaş'ın, eşini mutfağa götürdüğü, sürekli takip ettiğini söylediği ve son olarak da 'Sen ölümü hak ettin' dedikten sonra yanında getirdiği tabancayla 3 metrelik mesafeden baş ve göğüs kısmına 5 el peş peşe ateş ettiği, 2 mermi çekirdeğinin maktulün baş kısmına 1’inin ise göğüs kısmına isabet ettiğinin altı çizildi. Sanık Akbaş'ın eylemini tamamladıktan sonra kızı M.A.'nın balkonda yardım istemek maksatlı bağırdığını duyunca onu da öldürmek için silahını doğrulttuğu, M.A.'nın da can havliyle 2'nci kattaki balkondan yaklaşık 6 metre aşağıya atlayarak yaralandığına da iddianamede yer verildi. Sanık Akbaş'ın koşarak kaçtıktan sonra Dereköy yolunda bulunan camiye gidip namaz kıldığı, ardından da polis ekiplerince yakalandığı belirtildi.

İddianameyi hazırlayan savcı; sanığın suçun işleneceği yeri, suçun işleneceği araçları ve işleniş şeklini öncesinden kurmuş olduğu plan çerçevesinde gerçekleştirmek suretiyle 'yakın akrabayı tasarlayarak kasten öldürme' suçunu işlediğine vurgu yaptı. Alınan ifadeler ve toplanan deliller ışığında savcı, sanık Akbaş için 'tasarlayarak eşi öldürmek', 'tasarlayarak yakın akrabayı öldürmeye teşebbüs' ve 'ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 23 yıla kadar hapis istedi.