Kızlarsekisi Mahallesi'nde yaşayan 64 yaşındaki Fatma Okutan, 28 Temmuz'da başlayan ve rüzgarın da etkisiyle büyüyerek bölgedeki bazı evleri tehdit eden yangının ardından evini terk etmek zorunda kaldı. Bölgedeki söndürme çalışmalarının ardından evinin bulunduğu alana gelen Okutan, yuvasının kullanılamaz hale geldiğini görerek kızı Nuray Canbolat'a sarılarak gözyaşı döktü. Evinin onarılması için yardım isteyerek gözyaşı döken Fatma Okutan, 10 yıl önce de yanan bir ağaçtan ateş sıçraması sonucu işlettikleri bakkal dükkanının yandığını anlattı. Ormanlık alanda çıkan yangının evlerine yaklaşması nedeniyle bölgeden ayrıldıklarını aktaran Okutan, "Döndüğümüzde ev tamamen yanmıştı, ağaçlardan duman çıkıyordu. Yatağım, çamaşır makinem, kıyafetlerim, iğneden ipliğe her şeyim yandı. Sonra görevliler geldi söndürdü. Evi öyle görünce ağladık. 47 yıldır bu evde oturuyoruz, çocuklarım bu evde büyüdü. Daha önce de bakkal dükkanımız yandı. Bu ikinci kez oluyor." diye konuştu. Fatma Okutan'ın kızı Nuray Canbolat (41) da alevlerin evlerine geleceğini düşünmediklerini aktardı. Evden eşya çıkarmaya çalıştıklarında alevlerin etraflarını sardığını dile getiren Canbolat, "Annemde kemik erimesi var, zor yürüyor. Yangın haberini aldığımda evimdeydim, hemen buraya geldim. İnekten başka bir şey kurtaramadık. İneğini kurtarmış, beli bükülmüştü. Sadece canımızı kurtardık. Daha sonra evi harabe bir şekilde bulunca çok kötü olduk. Annem resmen yıkıldı, burası baba ocağımız. Annem daha şoku atlatamadı. Buraya geldiğinde çok kötü oluyor. Biz kendi yağımızla kavruluyoruz. Babam 3 yıl önce rahmetli oldu. Erkek kardeşim de bir süre önce hayatını kaybetti. Kardeşimden kalan 500 TL maaş ve inekten sağdığı günlük 5 litre sütün parasıyla geçiniyor. Evi yandığı için annem artık bende kalıyor ama tek isteği başını sokacak bir ev" dedi.