Halil İbrahim GÜLER-GÜNDEME BAKIŞ-  Güzelbahçe Belediye Başkan aday adayı olan Nilay Kökkılınç, aday belirleme sürecinde ismi en çok konuşulan isimlerin başında geldi. İsmi başkanlık için sürekli “gidip gelen” Kökkılıç, CHP genel merkezinin Mustafa İnce ile ‘yola devam’ kararının ardından ilçesinden meclis üyesi seçildi ve İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Sözcüsü oldu.

8 SENE ÇOK FAAL ŞEKİLDE SİYASET YAPTIM 
Siyasete nasıl atıldığını anlatan Kökkılınç, “İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum. Okulumdan mezun olduktan sonra İzmir’e yaşamaya başladım. Eşim de hukukçu, oğlum avukat adayı.  Uzun yıllar yerel yönetimler üzerine çalıştım. Pek çok belediyede hukuk danışmanlığım oldu. 2011 senesinde ilk milletvekilliği adaylığım birlikte CHP üyeliğim geçekleşmişti. O günden bu güne 8 sene çok faal bir şekilde siyaset yaptım, bir yandan da mesleğimi sürdürdüm. CHP altında çalışmaktan ve çalışmaya devam etmekten her zaman mutluluk duydum” dedi.

SİYASETE MEVZUSAT KİRLİLİĞİNİ ORTADAN KALDIRMAK İÇİN GİRDİM 
Konuşmasını sürdüren Kökkılınç, şunları söyledi: 
“Sivil toplum örgütlerinde başkan yardımcılığına yönetim kurulu ve sekretaryasında bulundum. Kadına karşı mücadele konusunda STK faaliyetlerim oldu. Siyasetten bir türlü kopamadım hep içerisinde bulundum. Yerel yönetimlerde müşavir olarak çalışıyor olmam, vatandaşlar arasında iletişim kurmamla başladı. Aslında kendimi siyasete hiçbir zaman giremem diye düşüyordum. Anladım ki her vatandaş aslında siyasette aktif olması gerekiyor. Herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor. Çok çok yararlı olacağımı düşündüğüm için siyasete girdim. Benim siyaseti girmemdeki ilk sebeplerden birisi de bu mevzuat kirliliğini ortadan kaldırmaktı. Mevzuat üzerinde çalışarak vatandaşların hayatlarını kolaylaştıracak bir çalışma yapmaktı. Dünya görüşü olarak da CHP ile uyuştuğum için tercihim CHP oldu.”

BEN KENDİSİNE SAKİN GÜÇ DİYORUM 
“Mevzuat kirliliğini ortadan kaldırmak… Tunç Soyer’in, ‘Siyaset dilinin değişmesi gerekiyor’  söylemi arasında ortak bir bağ var mı?” sorusuna Kökkılınç, “Tunç Soyer harika bir insan… Ben kendisine sakin güç diyorum. Son derece akıllı ve yetenekli bir insan. Siyasette en çok özlediğimiz ‘iletişim’ metodunu kullanıyor. Herkesi kucaklayan her probleme yapıcı yaklaşan bir kişi. Bu yüzden Tunç Bey’in siyasete bakış açışı bana da uygun. Siyaset dilinin ayrıştırıcı olmaması gerekiyor. Kutuplaştırmaya çok karşıyım. Yerel yönetimlerde partililerin bir uzlaşı içerisinde problemleri çözmesi gerekiyor. Herkesin birbirinden yararlanması ve katkı koyması gerekiyor. Bu yüzden Sayın Büyükşehir Başkanımızın dili benim dilimdir diyebilirim ve bunu İzmir’den başlatacağımıza inanıyorum. Geçtiğimiz günlerde ilk meclis toplantımızı yaptık. AK Parti, MHP, İYİ Parti’den olan arkadaşlarımızla ilk kez bir araya geldik. İzmir belediye meclis üyeleri yönünden çok şanslı. Hepsi birbirinden değerli bir birinden iyi insanlar” dedi. 

BU BİR BAŞLANGIÇ 
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde geçtiğimiz dönemde olan tartışmalar yeni dönemde de olacak mı?” sorusuna ise Kökkılınç, “Bu dönem CHP adına sözcü olarak görev alacağım. Her şeyden önce bir kadınım… Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız da uzlaşıcı bir yapısı bulunuyor. Dolasıyla herkesin amacı burada vatandaşa hizmet etmektir. Belediye hizmetlerinde bir yasa var, herkesin bu yasaya uyması gerekiyor. Kanun çerçevesinde yasal bir düzlemde çalışan kişiler olacak. Tabi ki farklı görüşler olacaktır. Önemli olan medeni bir şekilde teknik olarak tartışmaktır.  Örnek vermek gerekirse, seçim döneminde çok yoğun bir tempo ile çalıştık. Komisyonları kurulması yönünde çok fazla vakit ayıramadı. İlk meclisimizde AK Partili arkadaşlarımızdan hayvan hakları koruma ve engelsiz İzmir komisyonu kurulması yönünde talep geldi. Ben ve Başkanımız da bu konuyu çok doğru bulduk ve destek verdik. Bu bir başlangıç ve örnek bir davranıştır. Aynı şekilde CHP’den gelen önergeler de kabul edildi” dedi.

GÜZELBAHÇE’DE 15 YILLIK HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ HİZMETİ 
31 Mart yerel seçimlerinde Güzelbahçe’den Belediye Başkan aday adayı Kökkılınç, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ismi geçmesine geçti fakat Parti Meclisi (PM) sunulmadı.  Aday adayı olma kararını nasıl verdiğini anlatan Kökkılınç şunları söyledi:
“Güzelbahçe’ye 15 yıl boyunca hukuk müşaviri olarak hizmet verdim. Orada 3 belediye başkanıyla çalıştım. İlk belediye başkanımız ANAP’lı bir kadın belediye başkanıydı. Daha sonra CHP’li Ertan Avkıran ile son olarak da mevcut Belediye Başkanımız Mustafa İnce ile çalıştım. Bu süreçte İzmir’de çok fazla kadın adaylarına yer verileceği ve belli bir süredir başkanlık görevini sürdüren isimleri dinlenmeye çekeceği öngörülmüştü. Bu öngörüye dayanarak Güzelbahçe Belediye Başkanlığına aday oldum. Sadece bir dosya aldım ve özgeçmiş doldurdum. Bunun dışındaki gelişmeleri ben de basından takip ettim.”

YURT DIŞINA ÇIKMAK İÇİN UÇAK BİLETİ BAKARKEN… 
“Tartışmalı süreci nasıl takip ettiniz, nasıl bir ruh hali içerisindeydiniz?” sorularına Kökkılınç “İlk belediye adayları açıklandığında gazetelerde ismimi, daha sonra da Belediye Başkanımızın ( Mustafa İnce) ismini gördüm. Sonra demek ki bir dönem daha sayın başkanımızla yola devam edilecek diye düşündüm. Sonra karşılama törenine katıldım ve kendisini tebrik ettim. Oğlum yurt dışında okuyor, sınav dönemiydi. Ben de yorulmuştum. Oğlumun yanına gitmek için bilet bakarken tekrar ismimin yazıldığını gördüm. İsim değişikliğinin neden olduğunu bilmiyorum ama ne olacağını görmek için beklemeye başladım. MYK’dan ismim geçti fakat Parti Meclisi’ne sunulmadı. Enteresan süreç geçirdik. Daha sonra yine bir telefon geldi dediler ki, ‘Siz MYK’da birinci sıra meclis üyesi seçildiniz’  Onu da ben yine dışarıdan öğrendim. Yerel yönetimlerdeki hakimiyetimden dolayı böyle bir karar almış olabilirler. Sıkı bir partiliyim. Siyasetin bütün alanında mücadele verdim. Sivil toplum kuruluşları için çok çalıştım. Genel merkez böyle bir taktirde bulunmuşsa benim de bunu yerine getirmem gerekiyor. İlk önergem belediye meclisini açık havada yapılması oldu. Sayın Belediye Başkanımızın kararı doğrultusunda Güzelbahçe’nin ilk meclis toplantısı Çamlı’da gerçekleştireceğiz. Bu da diğer belediyelere örnek olur diye düşünüyorum” cevabını verdi. 

TOP HER ZAMAN İSTEDİĞİNİZ YERDEN GELMEZ 
Siyasette kariyer planı yapılamadığının altını çizen Kökkılınç,“Siyasette hiçbir zaman ileriye göremezsiniz. Bir söz vardır ya, ‘Top her zaman istediğiniz yerden gelmez’ diye… Siyasette de böyle, bir amaç uğruna yola çıkıyorsunuz kendinizi başka bir yerde buluyorsunuz. Siyasette başladığımda genel merkezimize çok güzel bir yasa taslağı hazırlanmıştım ve çok beğenilmişti. Yerel yönetim sistemini kökten değiştirecek bir öneriydi… Bu projem sayesinde genel başkanları için bir araya gelmiş olan hukuk bölümünde 8 sene çalıştım.  Daha sonra İzmir’de Kadın Kolları Başkanı adayı olarak yarıştım. İzmir il yönetiminde görev aldım. Daha sonra uyuşturucuyla mücadele için il başkanlığından gelen teklif üzerinde İzmir’in ilçelerini karış karış gezdim. Parti okulu eğitmenliği oldum. İzmir Büyükşehir önceki Başkanı Aziz Kocaoğlu ve bürokratları için açılan 397 yıllık dava için 1 yıl boyunca çalıştım. 2015 senesinde yapılan genel seçimde partimiz ön seçim olması yönünde karar kıldı. Burada birinci bölge milletvekili adaylığı için seçime girdim ve yaklaşık 6 bin oy aldım. Yine son iki genel seçimde genel merkezimiz beni birinci bölgeden milletvekili adayı gösterdi. Bu bölgedeki bütün ilçede görev yaptım. Makam kariyer peşinden hiçbir zaman olmadım. Hayat kesinlikle makam ve koltuk değildir. Birisiyle tanıştığımda avukat Nilay Kökkılınç değil, Nilay Kökkılınç olarak kendimi tanıtırım. İnsanlık her zaman önde, hiçbir zaman fanatizmi sevmiyorum. Sanıyorum bu dönemde görevi zevkle yapacağım” diye konuştu.

İNŞALLAH, İZMİR YAPICI BİR DİLLE BUNA ÖNCÜLÜK YAPAR
Türkiye’deki yerel yönetimler mevzuatının değişmesi gerektiğini, İzmir’den bunu başlatabileceklerini kaydeden Kökkılınç, konuşmasına şöyle devam etti: 
“Tüm vatandaşlarımız tüm renkleriyle birlikte İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak onları kucaklayacağız. Uluslararası bir boyutu olması gerekiyor. Özellikle turizmin çok ön planda olması gerekiyor. Bir de hedefim var. Yerel yönetimin yeniden değişmesi gerekiyor. Yerel yönetimler yasasına şöyle baktığımız zaman diğer yasalar olsun, hep kopyala yapıştır sistemiyle gidiliyor. Yerel yönetimlerin Avrupa yerel yönetimler şartına daha uygun konuda çalışması gerektiğini düşünüyorum. Yerelde halkın görüşlerine daha çok başvurulması gerektiğini düşünüyorum. Yeri geldiğinde yerelde alınacak bir karar için sandık kurulması olabilir. Örneği; bir yerin ismi, sergilenecek bir oyun, yeşil alan…  Bu konuyla ilgili bizim yerel yönetimlerde mevzuatında halkın görüşüne başvurulabilir şeklinde bir öneri var. Hiçbir uygulayıcılığı yok. Avrupa’da sivil toplum örgütlerinin parlamento ve yasa teklifi hakkı var. Yereler yönetimlerde de bu değişikliğin yapılması gerekiyor. Ben parlamentoya bir yerel yönetimler yasası göndermeyi düşünüyorum. İzmir çok büyük şehir… Gediz, Menderes havzaları çok farklı, bir de metropol var, Bakır havzası ve Yarım ada farklı. (Çeşme, Güzelbahçe, Seferihisar, Güzelbahçe…) büyükşehrin meclisinde temsili yerine bölgeler göre temsili olabilir. Tunç Başkan ile de bunu paylaşacağım.  Yasaları çağa uygun hale getirmesi bunu yine uygulayıcılardır. Akademisyenler ve uygulayıcılarla bir araya gelip parlamentoya getirdiği yasalar doğru yasalardır. Büyükşehir belediyesi, kendi milletvekillerine önergeler, teklifler verebilir. Bu da Parlamentoda dile getirilir ve yasa olarak çıkabilir. İnşallah, İzmir yapıcı bir dille buna öncülük yapar.”