GÜNDEME BAKIŞ- CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, Gündeme Bakış TV’nin canlı yayın konuğu oldu. 31 Mart yerel seçimlerinde Kemalpaşa’da çok iyi bir çalışma gerçekleştirdiklerini ve bunun da başarıyı getirdiğini kaydeden Sertel, “Yaklaşık 18 kez Kemalpaşa’ya gittim. Bütün ilçelere gittim ama ağırlıklı olarak Ödemiş ve Kemalpaşa’da çalıştım. 2015 Kasım seçimlerinde Rıdvan Karakayalı yanımızdaydı. Bütün mahalle ve sokaklardaki çalışmaları beraber yürüttük. Devamında Haziran seçimlerinde yine Rıdvan Karakayalı müthiş bir çalışma sürdürdü. Ben Rıdvan Karakayalı’nın seçimleri kazanabileceğini düşünüyordum ve fikrimi de söyledim. Kemalpaşa kazanılamaz diye bakılıyordu. AK Parti’nin adayı iddialı olan belediye başkanlar arasında gösteriliyordu ama biz müthiş bir çalışma yaparak seçimi kazandık. Mitinglerde önemle siyasal söylemler yerine bütünleyici söylemler kullandık. Yani ayrıştırıcı bir dil kullanıp üzerine yürümedik Mehmet Eriş için de aynı şeyleri söyleyebilirim. Ayak basmadık yer bırakmadık” dedi.

BAYINDIR’IN KAYBEDİLMESİNDEKİ HATA…
Sertel, sözlerine şöyle devam etti:
“Bayındır’ı da kaybedeceğimizi anladık. Bayındır’ı hata, belediye başkanının kendisine olan özgüveni idi. Asla seçimi kaybetmeyeceğine karşı inancıydı. Seçimler kazanılır kaybedilir bakmadı. Kendisine birçok kez mesaj gönderdim, sahaya çıkalım diye… Çok rahat kazanacağını söyledi. Bu noktada zayıf bir çalışma sürdürdü. Bir de CHP’de aday çatışması yaşandı, biraz kırgınlıklar oldu. Bergama’da bir takım sıkıntılar olduğunu düşünüyorum. Bergama’da kazanma ihtimalimiz çok yüksekti fakat orada bir takım sıkıntıların olduğunu düşünüyorum. Bergama’nın bir proje temelinde, Kınık ile birlikte AKP’nin çok önem verdiğini biliyoruz. Kınık ile Bergama çok yakın olmasından dolayı ve Kınık’a yapılan yatırımların Bergama’ya yansıdığını düşünüyorum.

GAZETECİLİK DUYARLILIĞIYLA HAREKET EDİYORUM
Meclise toplumsal olayları taşıyorsunuz, bunlardan sonuç alabiliyor musunuz?” sorusuna cevap veren Sertel,
 “Atila Sertel, öncelikli olarak bir gazeteci, ben gazeteci duyarlılığıyla hareket ediyorum. Her gazetecinin her yazdığı konular somut karşılığı bulunabiliyor mu, hayır. Ama bulunması için gazeteci gayret sarf etmesi gerekiyor mu, gerekiyor. İşte ben onu yapıyorum. Toplumun sorunlarını toplumla iç içe olan insanlar, bilir ve yaşar. Topluma kulaklarını kapatan milletvekilliği yapamaz, gazetecilik de yapamaz. Benim sonuç aldığım çok konu var. Örneğin, devlet demir yolları kazaları gündeme getiren ve sonuç aldık. Devlet Demir Yolları bu sorunu gündeme getirdi ve kendi içerisinde arayışa girdi. Arayışla birlikte genel müdürünü değiştirdi. Örneğin, PTT’de sonuç aldım. Cezaevlerinde 18 yaştan küçük çocuklar var. Ceplerinde para olmadığı için cezaevlerine düşmüşler. O yoksul çocuklarının ücretsiz olarak haberleşmesi yönünde bir öneride bulundum, PTT kabul etti. Sonuç almak büyük haz… Örneğin, PTT’deki ihaleleri eleştirip yolsuzlukları ortaya koyduğumda önce inkar ettiler fakat PTT ihale yöntemini değiştirdiler. Sağlıkla ilgili getirdiğim önerilerde ve sağlıkla ilgili verdiğim mücadelede aldığım somut sonuçlar var. Tire-Belevi yolunda aldığım somut yol var. Tire-Belevi yapılıyorsa bilin ki  sadece Atila Sertel’in Tire halkının mücadelesiyle yapıldı. Yapmak istemediler, ertelediler. Referandum önce AK Parti’nin temel atma törenine bir CHP milletvekili olarak ben katıldım ve verdikleri tarihi de beynime kazındım. 4 Eylül 2018 tarihinde o yol açılacak dediler ama açamadılar. Ne zaman ki sıkışıyorlar ne zaman yolun ödeneği bitiyor ve müteahhit ödenek alamadığı için çalışmayı durduruyor AKP’li bir milletvekilinden öneri alıyorum, ‘ağabey sen konuşta ödenek çıksın’ diyor. Konuşuyorum ödenek çıkıyor.   İttire kaktıra bir yol yapmaya çalışıyoruz. ‘Yolların kralıyım’ diyen dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım yapamadı, ondan sonra Karslı bir milletvekili Ahmet Arslan Bakan oldu yapamadı, bir diğer bakan geldi yapamadı.  Ömür bitiyor o yol bitmiyor. Orada Tire halkı ve Selçuk halkı var ve orada ölüm var. Bu ölümlerin bitmesi gerekiyor. Milletvekilli oldum telefonumu herkese açık olarak verdim. Ben toplumsal sorunlar için mücadelemi sürdüreceğim.

'DENİZ’İ BİTİRDİLER
İzmir’deki stat sorununa değinen Sertel, “İzmir’deki bütün maçlara gidiyorum.  Ayrımsız gidiyorum. Alsancak Stadı’na gittim, bitiş tarihini geçti. Göztepe Stadı’na da gittim. Laf üretmeyin, iş üretin. Spor açısında başarıya aç bir İzmir var. Karşıyaka Stadı için para yok. Bu ekonomik tablo insanların içini acıtıyor. Denizi bitirdiler. İnsanların ayaklarının altına artık çakıl batıyor, kum da değil…”

BASMANE ÇUKUR İÇİN ÖNERİ
Basmane Çukuru alanının Kültürpark ile bileştirilmesi gerektiğinin belirten ve bunun için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e rapor hazırladığını kaydeden Sertel, şunları söyledi:
 “Tunç Bey önerisini göreyim demiş. Bir dosya halinde hazırlayıp, oradaki bakış açımı da ekleyerek Basmane Çukuru’nun nereden geldiğini aktaracağım. Bir kağıda yansıtarak somut hale getireceğim. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Başkanı olarak 32 yaşında görev yaptım. Yüksel Çakmur döneminde Türkiye’deki en genç daire başkanı oldum.  O dönemde orası için bir proje açıldı. Ulusal bazlı bir proje yarışması açıldı. Şükrü Kocagöz’ün projesi birinci oldu. Fuara entegre olan 20 bin metrekarelik bir alan olacak. Orada trafik yerin altına alacak ve Montrö’nün oradan yukarıya çıkacak. Fuar ile bileştirecek 40 bin metrekarelik bir alan olacaktı. Basmane Meydanı da müthiş bir düzenlemeye kavuşacaktı. Aslında Basmane Meydanı’nın adı 9 Eylül Meydanı’dır. Mustafa Kemal Atatürk ilk olarak İzmir’e oradan giriş yapmıştır. Düşünsenize atlı askerleri bronz heykellerle yapsanız başına da Mustafa Kemal Atatürk’ü koysanız güzel olmaz mı? 9 Eylül Meydanı şanına yakışır bir alan yapsanız, trafiği yerin altına alsanız kötü mü olur? Yurt dışında gezen belediye başkanları var, buralarda insanların nefes alabileceği alanlar çok fazla. İzmir’de de böyle bir alan olması gerektiği için düşüncemi söyledim ayrıca da umudum da var. Bu çukur kazanlar tarafından perişan halde bırakıldı. Burası ördeklerin, kazların ve kurbağalara bıkıldı. Mağdur olan Kemal Zorlu parası geri verilsin. İzmirlinin malı İzmirlilerin parasıyla geri alınsın diyorum. Millet Bahçeleri aslında yeşille ve doğayla bütünleşeceği için onlara da sıcak bakıyorum. Millet Bahçesi de desinler, bizim için hiç fark etmez. Hükümet konuya destek versin” diye konuştu.