GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Ticaret Odası Aralık Ayı Olağan Meclis Toplantısı, İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban’ın katılımıyla İzmir Ticaret Odası Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi.

OVP PROGRAMI BU İŞİN ANAYASASI

Toplantıda konuşan İzmir Valisi Süleyman Elban iş dünyasının son yıllardaki gelişmelerden olumsuz etkilendiğini belirterek, "Son 3-4  yıl hakikaten çok zor  bir dönem geçirmemize neden oldu. Bu zor dönem içerisinde elbette ki hepimiz etkilendik ama en çok etkilenen grup ise maalesef iş dünyası oldu. Önümüzde 3 ay gibi kısa bir süre sonra bir seçim var. Ondan sonra ülkemizde 4,5 yıl gibi bir süre seçim yapılmayacak. Dünyada özellikle bizim ticari partnerimiz olan ülkelerde ve bizde 2024 yılı içerisinde ekonomik göstergelerde de eğilim pozitife ve iyiye doğru gidecek diye bekliyoruz. Bu dönem artık hem dünya açısından hem de bizim açımızdan ciddi bir toparlanma ve artık şartların lehimize oluştuğu, en azından en kötü ihtimalde şartların olağanlaştığı bir döneme gireceğiz inşallah. Dolayısıyla bu anlamda ümitvarım. Öbür tarafta yine bu salonda hem Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız hem de ilgili bakanlarımız geldiğinde söyledi. Artık bu konuda çok ciddi tedbirler de alındı. Orta vadeli bu planda bu işin anayasası. Ona da harfiyen uyulmaya devam edeceğiz. Dolayısıyla çok büyük bir ihtimalle biz de 2024 yılının en geç üçüncü çeyreğinde bütün parametlerin pozitife doğru döndüğünü, en azından artık negatif taraflarının gittiğini hep birlikte göreceğiz. Beklentimiz ve göstergeler de o yönde” dedi.

TURİZM ŞEHRİ ÜSTÜNLÜĞÜMÜZÜ PERÇİNLEMELİYİZ

Cumhuriyet’in yüzüncü yılında İzmir’de göreve başlamanın onur verici olduğunu aktaran Elban, “ Buraya geldiğimiz günden itibaren hem iş insanlarımızla hem toplumun birçok kesimiyle hem kendi makamımızda hem de sizlerin bulunduğu bir araya geliyoruz, konuşuyoruz. Bir taraftan da arkadaşlarımızdan raporları, değerlendirmeleri ve ille ilgili parametre bilgileri toparlamaya çalışıyoruz. İlk geldiğimde ille ilgili söylenen bana verilen ilk bilgi, burası tarım, sanayi, turizm, ticaret kenti denmişti. Ama bu başlıkların altına bakmaya başladığımızda bunu çok destekleyen unsurlar da var. Bu konuda artık şehri üstünlüğünü kaybetmiş ya da kaybetmeye başladığı unsurlar da var. Turizme baktığımızda öyle hatırı sayılır da bir turizm şehri olmadığını anlıyoruz. Yatak sayısına ve turizm gelirlerine baktığımızda çok daha böyle turizm şehri diye bildiğimiz şehirlerle yarışacak hatırı sayılır bir turizm şehri olmadığımızı anlıyoruz. Turizm şehri unvanını ve üstünlüğünü perçinlememiz gerekiyor. Bunun için turizm çeşitliliğini ve turizmdeki kaliteyi arttırma yönünde çabaları arttırmamız da gerekiyor. Eğer bin kişi üzerinde insanın toplantı yapacağı bir toplantı salonu yoksa bir şehrin kongrenin şehri olamayız. Dolayısıyla kongre turizminde söz sahibi olma şansımız yok. Sağlık konusunda çok iyiyiz ama turizmi konusunda yeterli miyiz? Dolayısıyla bu da bizim 12 ay turizmimize çok ciddi katkıda bulunacak. Deniz turizminde ciddi manada yararlanabiliyor mu? Marinalarımız, yat turizmi ya da komşu ülke adalarıyla olan turizmden yeterince pay alabiliyor muyuz?” diye konuştu.

BİR ŞEHİRİ ŞEHİR YAPAN LİMAN ŞEHRİ OLMASIDIR

İzmir’in liman şehri olma konusunda üstünlüğünün olmadığını söyleyen Elban, “Ticaret şehriyiz, 4  milyar dolara yakın bir dış ticaret artımız da var. Ama bu şehre, ticaret şehri unvanını veren şehrin limanı. Dış ticarette ülkenin genel duruma göre iyiyiz ama liman şehri konusunda üstünlüğümüz artık tartışılır. Dolayısıyla artık bir şu liman şehri olma meselesini tekrar net bir şekilde ortaya koymamız, onunla ilgili ciddi adım atmamız gerektiğini ben düşünüyorum. Bir şehri şehir yapan aslında liman şehri olmasıdır. Bu üstünlüğün de kolay kolay terk edilmemesi gerekiyor. Tarımda çok iyiyiz ama artık yeni teknikleri denemek zorundayız. Yeni ürün desenine geçmek zorundayız. Dolayısıyla bunlarla ilgili de çalışma yapmamız gerekiyor. Sanayiyi her gün söylüyoruz. Biz söylemesek de Avrupa söylüyor. 'Yeşil Dönüşüm ve Dijital dönüşümü tamamlayın ki mal alalım sizden' diyorlar. Biz bunu zaten tamamlamak zorundayız. Türkiye sanayinin yüzde 10'u burada ancak bizim artık sanayide daha katma değerli ürünler üreten, orta üstü teknoloji kullanan  sanayi tesislerine ihtiyacımız var. Bu dijital teknolojiler,  savunma sanayiyle ilgili, enerjiyle ilgili yatırımları olmak üzere artık burada da bir dönüşüme bu şehrin ihtiyacı var. Çünkü o konvansiyonel klasik üretimi artık ülkemizin diğer güzel 80 şehri yapabilir. Ama biz daha farklı bir üretim vakasına geçip o tarafta devam etmek zorundayız. Sürekli de bir tarafından tutmak, aksiyon almak, bir şeyler yapmak, adım atmak zorundayız. OSB'lerimizin konusunda da adım atmak zorundayız. Kıyılarımızla ilgili konularımızla, tarımla ilgili de diğer alanlarda mutlaka sadece konuşmak değil, hızlıca da aksiyon almak zorundayız ve şehrin bu 4 ana başlığının yanında bu şehrin artık bir sağlık şehri olduğunu, bu şehrin bir öğrenci şehri olduğunu, bu şehrin bir rüzgar şehri, res şehri olduğunu,  savunma sanayinin şehri olduğunu, kimya sanayinin şehri olduğu için gayret göstermek, bir şey yapmak ve süratlice eylem almak arzusunda olduğunu ifade etmek istiyorum" dedi.