İzmir’de yerel seçim süreci 1 Ekim 2018’de başladı. Kocaoğlu o gün, “İzmirliler beni 3 dönem boyunca belediye başkanı olarak seçti. 150 yıllık belediyecilik tarihinde en uzun süre başkan olarak yer almak ben ve ailem için gururların en büyüğüdür. Bugün 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde aday olmama kararı aldım. Aslında bunu geçen seçimlerde düşünmüştüm ama Sayın Binali Yıldırım faktörü etkili odu” dedi.

Bu açıklamayı yaparken ise kendisine yakın isimler, “Kocaoğlu’nun yokum demesi yok olduğunu anlamına gelmez” diyerek süreçte Kocaoğlu’nun etkin olacağını söylüyordu bir anlamda.  

Kocaoğlu’nun yokum demesinin ardından çok sayıda isim Büyükşehir’e aday adayı oldu. Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer ise aday adaylığı başvurusu yapmadı ama bu göreve talip olduğunu net bir şekilde ifade etti. Sürecin sonunda ise Abdül Batur ve Soyer ismi potada kaldı. Genel merkezin tercihini Soyer’den yana kullandı.

AK Parti’de ise en başından beri Büyükşehir için İl Başkanı Aydın Şengül, Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ve Milletvekili Mahmut Atilla Kaya’nın isimleri kulislerde konuşuldu. Ancak bizzat Cumhurbaşkanı recep Tayyip Erdoğan görevi Denizli eski Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Zeybekci’ye verdi. Bu duruma birçok ilçe başkanı ve Şengül karşı çıktı. Hatta dönemin TBMM Başkanı ve İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’a Adnan Menderes Havalimanı’nda bu durum iletildi. Bu haberi de ilk kez gündeme bakış olarak sizlere duyurduk.

AK Parti’de ilçe belediye başkan adayları birkaç ilçe dışında “sorunsuz” bir şekilde belirlendi.

CHP’de ise durum epey bir farklı işledi. Kocaoğlu yakın çevresine Tunç Soyer’i Büyükşehir’de görmek istemediğini açık bir şekilde iletti. Ancak Kocaoğlu, CHP liderine “şunu istiyorum” da demedi!

Sürecin sonuna doğru Kocaoğlu, genel merkeze gitti. Giderken de ekip arkadaşlarıyla görüştü ve Kılıçdaroğlu’na Büyükşehir için Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila’yı önerme noktasında hem fikir oldular!

Ancak Kocaoğlu, Ankara’ya gittiğinde hiç beklemediği bir tavırla karşılaştı. İlk olarak hiç de alışık olmadığı şekilde bekletildi. Sonraki “çay içip/içmeme” muhabbetini siz zaten biliyorsunuz.

Kocaoğlu, CHP liderine Büyükşehir için kafasında bir isim olup olmadığını sorduğunda Kılıçdaroğlu, “Arkadaşlarımız çalışıyor” yanıtını aldı. Bir anlamda kafasında ismi paylaşmadı. Kocaoğlu, bana kalırsa siyaseten en büyük hatasını yaparak, “Beni de değerlendirin” deyip oradan ayrıldı.

Tabii, Başkanın bu hamlesi bizi olduğu kadar ekip arkadaşlarını “şok” etti!

Aziz Kocaoğlu, ayağının tozuyla geldiği İzmir’de basın toplantısı düzenledi. O gün dikkatimi çeken ilk şey Kocaoğlu’nun nedendir bilinmez gergin olmasıydı. Özellikle soru cevap bölümünde bu durum iyice kendisini gösterdi. Kendisine tarafımdan sorulan, “Partinin mutfağının olmadığını söylemiştiniz. Partinize yönelik eleştirilerinizden dolayı pişman mısınız?” soruya Kocaoğlu, “Pişman değilim. Yoksa burada ne işim var” diyerek bana kalırsa ikinci en büyük hatasını yaptı!

Bana kalırsa” diyorum ama Kocaoğlu’nun yanında/yakınında kim varsa bunu “hata” hem de “toparlanamayacak hata” olarak değerlendiriyor!!

İlçe belediye başkan adayları belirlerken de parti içerisindeki “yeni dengeler” devreye girdi. Özellikle Buca, Bayraklı’da aday belirleme oldukça sancılı oldu.

Sürecin galipleri ise İl Başkanı Deniz Yücel, Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan ve bazı milletvekilleri oldu diyebiliriz.

Bu arada Tunç Soyer’in siyaset mutfağında yer alan Rıfat Nalbantoğlu ismini de unutmamak gerekiyor!

24 Haziran sonrası Kocaoğlu’nun parti içi muhalefetle ortak hareket etmesi, imza toplamak için gövdesini ortaya koymasını da unutmadan geçmeyelim!

Kocaoğlu’nun “bana kalırsa” yaptığı 3 büyük hata hem kendisine hem de tüm ekip arkadaşlarının “bir süreliğine” siyaset sahnesinin arkasında durmasına neden oldu/olacak.

Buraya kocaman bir “ancak” kelimesini koymak istiyorum. CHP’de bir genel başkan değişikliği olursa Kocaoğlu küllerinden yeniden doğacaktır! Bunu da kimse unutmasın…Bornova’da bir açılışta kendisini bunun sinyallerini verdi.

Yerel siyaseti takip eden bir gazeteci olarak kendisiyle görüşmek için epey bir girişimim oldu ancak geri dönüş alamadık. Elbette bunun farklı sebepleri var. Bunları da biliyorum.

En azından benim aklımda kalanlar bunlar. Daha çok şey yazabilirim ama bunun sonu gelmeyecektir.

Şimdi İzmir’i AK Parti de kazansa CHP de kazansa “Kocaoğlusuz” bir dönem bizi bekliyor. Bakalım bu süreç nasıl olacak, nelerle karşılaşacağız?