Sıla TEKİN - GÜNDEME BAKIŞ - Torba yasa ile birlikte gündeme gelen ve güvenlik soruşturmaları nedeniyle atanamayan hekimlerin durumuna ilişkin görüşlerini de dile getiren Obuz, “450 günlük bekleme süresi boyunca hekimlik yapma hakları engellenen hekimler zor durumda bırakılıyor. Bu kapsamda söz konusu sürede uzmanlık ve yan dal uzmanlık eğitiminin de engellenmek istendiği anlaşılmaktadır” dedi.

Mecburi hizmet yükümlüsü olmayan hekimlerin kamu kurumları dışında mesleklerini icra etmelerinin mümkün olduğunu söyleyen Obuz, “Mesleğin hiçbir biçimde yaptırılmadığı 450 günlük süre yalnızca mecburi hizmeti olanlar için geçerlidir. İdare tarafından terör örgütleriyle ilişkilendirilerek kamu görevinden çıkartılan veya güvenlik soruşturması sebebiyle kamu görevine alınmayan hekimlerden mecburi hizmete tabi olanların; çıkarılma veya kamu görevine alınmama tarihinden itibaren 450 gün süreyle mesleklerini yapmaları engellenmektedir” şeklinde konuştu.

ÖDEMELERDEKİ ARTIŞ MALİ SORUNLARIN HABERCİSİ
Sağlık Bakanlığı’nın yeni aldığı kararla; merkez ve taşra teşkilatı için tahsis edilen döner sermaye miktarının 10 milyar lira olması ve gerekli durumlarda Cumhurbaşkanı tarafından arttırılabileceği maddesi hakkında görüşlerini dile getiren Başkan Obuz, “Sağlık Bakanlığı 2018 merkezi yönetim (global) bütçesi 36 milyar TL iken 2019 tahmini bütçesi %30 artışla 48 milyar TL olarak planlanmıştır. SGK’nın 2018 için sağlık harcamaları 92 milyar TL, 2019 için %12’lik artışla 103 milyar TL olarak hesaplanmaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın hastane ödemeleri SGK ödemelerinden hızlı artmakta olup bu durum Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerin mali sürdürebilirlik sorunlarını göstermektedir. Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatlarının yaklaşık 10 yıldır güncellenmemesi nedeniyle sadece Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastaneler değil kamu üniversite hastaneleri de çok büyük ekonomik sıkıntılar yaşamaktadır. Hastaların ödediği 14 ayrı kalemde katkı ve katılım payları da yeterli gelmemektedir” şeklinde konuştu.

VE 30 DAKİKA KISITLAMASI…
Hem medyayı hem de sağlık camiasını karıştıran ‘Sağlık alanında çalışanlara 30 dakika kısıtlaması’ konusunda, bu kararın alınmasını gerektiren herhangi sorunun hali hazırda yaşanmadığının altını çizen Obuz, ”2011 yılında 663 sayılı Sağlık Bakanlığı KHK’sına konulan bir hüküm uyarınca 2012 yılında çıkarılan Genelge’de hekimlerin yerleşim yerinin kısıtlanmasına ilişkin sınırlama getirilebileceği belirtilmiş; KHK hükmü Anayasa Mahkemesi tarafından bu genelge de Danıştay tarafından iptal edilmişti. Sağlık Bakanlığı, iptal edilen Genelge’nin atıf yaptığı yasal düzenleme dışında aynısını dört aralık tarihinde “Sağlık personelinin ihtiyaç halinde çağrıya uyması” halinde yeniden yayınladı. Genelge’de kamu ve özel sağlık kuruluşlarında mesai saatleri dışında hizmetine ihtiyaç duyulan sağlık çalışanlarının çağrılmaları halinde 30 dakika içinde sağlık kuruluşunda olmalarının sağlanması gerektiği emredilmiştir. Sağlık hizmetlerinin sürekliliği sebebiyle sağlık hizmetinde bir kesinti olmayacak şekilde çalışma düzeni ve buna uygun mevzuat vardır. Hekimler kesintisiz sağlık hizmetini nöbet tutarak zaten sunmaktadır” dedi.

GEREKLİ İŞLEMLER YAPILDI
Konunun iptali için Danıştay’a gerekli işlemlerin yapıldığını vurgulayan Obuz, “Türk Tabipleri Birliği, Sağlık Bakanlığı’nın 2018/28 sayılı “Sağlık personelinin ihtiyaç halinde çağrıya uyması” konulu genelgesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Danıştay’da dava açmıştır. Buna ek olarak, evlerinin de hastaneye yakın olmasına gerek yoktur. Sağlık Bakanlığı idarenin lojman, servis, araç görevlendirme gibi yollarla hekimlerin sağlık kuruluşuna ulaşımlarını kolaylaştıracak hiçbir önlem tanımlamadan; yükümlülüğü bütünüyle hekime yükleyerek, mesai saati dışında çağrıldığında 30 dakikada sağlık kuruluşunda olmalarını zorunlu tutmaktadır. Bunun hakkında gerekli dava da açılmıştır” diyerek konunun takipçisi olacaklarını belirtti.