İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, dün (pazar) basın mensuplarıyla bir araya geldi. Toplantı öncesi Başkan Kocaoğlu’nun yüzü gülüyordu. Açıklamasına başladı. Rahattı. “Neden aday adayıyım?” diye sordu ve gerekçelerini sıraladı.

Konuşmasının bitiminde, soruları aldı. İlk soruda (tam hatırlamıyorum)

bir gazeteci belediye başkanını ismini geçirince Kocaoğlu, bu duruma epey sinirlendi. “İsim sormayın. Bu işin (aday adaylığının) isimlerle alakası yok” dedi.

Oysaki bir gazeteci istediği soruyu muhatabına sorabilir.

Bu andan itibaren Başkan bana kalırsa biraz gerildi. İlk sorunun ardından gelen bazı sorularda Kocaoğlu’nun ses tonunu yükselterek cevap verdiğine şahit olduk.

Bunu anormal bulmuyorum. Siyasetin ve yaşananların gerginliği siyasetçileri etkilememesi mümkün değil!  

Bana kalırsa Kocaoğlu, son 15 yılın en kritik basın toplantılarından birini yaptı. Yazılacak, yorumlayacak o kadar çok şey var ki…

*71 yaşını sürüyorum. 3 buçuk ayda öğrendiğimi 70 senede öğrenmediğimin farkına varmış durumdayım.

*İzmirliye olan sorumluluğum birinci nedendir. Bundan dolayı aday adayı olma kararını vermek zorunda kaldım. İki, partime olan sorumluluğumdan dolayı. Partimin en fazla oy aldığı ilinde Büyükşehir’i belki alabiliriz ama ilçelerde büyük sıkıntı yaşayacağımız atmosferi gördüğümüz için aday adayı olma kararı aldım. En önemlisi de; ben bu kentte yaşayacağım, her şeyim bu kentte. Bu kentte herhangi bir başarısızlık olursa bunun faturası bana çıkacaktır. 71 yaşından sonra bu kenti terk etmek gibi bir niyetim olmadığına göre elimi taşın altına koymam gerektiğini düşündüm.

*Genel başkan ile aramızda çok önemli bir sevgi saygı bağı vardır

*İsimler üzerinde durmuyorum. Zorunlu olduğu için aday adayı olmak durumunda kaldım ve kendimi ilgili kurumlara teslim ettim. Parti için olumsuz bir durum görmeseydim 1 Ekim’deki kararımda duracaktım ve aday olmayacaktım.

* Partinin mutfağı olmadığını siyaset üretmediğini söyledim. Bugün de söyledim. Bu çalışma yapılsaydı ben burada adaylık çalışması yapmazdım. Partinin siyaset proje mutfağı yoktur.

*Tuncay Özkan milletvekili genel başkan yardımcısı, Tunç Soyer ile de 10 yıldır Seferihisar Belediye başkanı olarak çalıyoruz. Kişilerle işim olmadı, olmaz da. Gerekçelerimi söyledim. Benim bu kentte onurumla yaşmak isteğim var.  

5 yıl sonra bile üzerinde hala konuşacağımız/tartışacağımız değerlendirmeler!

Kocaoğlu, toplantıda aday adaylığının isimlerle alakalı olmadığını, genel başkanla konuşurken aday adayı olmasının değerlendirilmesini istediğini söyledi.

Genel başkanla arasındaki geçen konuşmaya baktığımızda “gergin bir atmosferin” olduğunu anlayabiliyoruz. Kocaoğlu, o an (genel başkanla konuşurken) aday adayı olduğunu söyledi, hemen ardından da satranç oyunundan bahsetti. Siz bir hamle yarsınız, rakibiniz bir hamle yapar…

Ben buradan Kocaoğlu’nun spontane bir şekilde aday adaylığına karar vermediği sonucu çıkardım!

Başkan Kocaoğlu’nun, “Aday adaylığımın isimlerle alakası yok” açıklamasının perde arkasının hiç de öyle olmadığını düşünenlerdenim.

Başkan; Tunç Soyer ve Tuncay Özkan isminin öne çıkmasından sonra bir hamle yapması bunun gayet isimlerle alakalı olduğu izlenimini veriyor. Başkana yakın kaynaklar da bunun böyle olduğunu belirtiyor. Ancak Kocaoğlu ısrarlı bunun böyle olmadığını söylüyor.

Bunu açık bir şekilde söylemesini de beklememek gerekiyor!

“Kocaoğlu’nun hiç mi haklı tarafı yok?” derseniz elbette “var” derim. Adayın bu kadar geçe bırakması, Aziz Kocaoğlu’nu sürecin içine dönmesini haklı kılıyor! Ancak, “Tunç Soyer, Tuncay Özkan, Abdül Batur, Kamil Okyay Sındır, Murat Bakan’dan birinin aday gösterilmesi seçimi zora sokar” değerlendirmelerini çok da gerçekçi olduğunu düşünmüyorum. Bunun için bir veri olması gerekiyor!

“Bundan sonra ne olacak?” sorusunun cevabı için beklememiz gerekiyor. Şimdi herkes hamlesini yaptı ve beklemeye geçti!

Genel Başkan Yardımcıları arasında Kocaoğlu’na defans yapanların sayısı hiç te az değil!

Büyükşehir adayının belirleme sürecinde kopan kıyametin ilçe adayları belirlenirken daha da büyüyecektir.